On ilimizde yaşadığımız deprem sonucu çok sayıda insanımızı kaybettik,
on binlerce yaralımız, çok daha fazla sayıda akıbetlerini bilmediğimiz insanlarımız var.
Bu on ilimizde sadece binalar çökmedi, baştan beri bize yabancı olan ucube sistem yani Tek Adam sistemi de çöktü!
Bunu, primitif Bademlere anlatamadık. Tamam iktidar oldunuz. Türk Devletinin binlerce yılın yaşanmış olaylarından damla-damla süzülen, millet olarak biriktirdiğimiz yönetim tecrübemiz var. Bunun üstüne tüm dünyanın hayranlıkla izlediği Büyük Atatürk’ün kurduğu bir sistemimiz var. Lütfen bunu bozmayın,
korkularınızı bırakın, ülkeyi çağdaşlıktan koparıp bir din devletine, bir ümmet çukuruna atmayın dedik, anlatamadık!
Türk Ordusunu, siyasi iktidarın üzerinde bir vesayet makamı olarak görüp, orduya savaş açtılar! Alçakça tuzaklarla, kumpaslarla emperyal devletlerin ve CIA elemanı FETÖ’nun oyunlarıyla, TSK Komuta makamını perişan edip, omurgasız- yalakaları göreve getirdiler. Başta dışişleri bürokrasisi olmak üzere liyakat esasını kaldırdılar ve hiçbir özellikleri olmayan ilkel cemaat ve tarikat artıklarını devlete soktular. Sonuç, neye el attılarsa orasını yıktılar, çökerttiler.
İşin kötüsü, her yıkımı bir zafer olarak görüp, soygunu-hırsızlığı legal hale getirdiler…
Türk Devletinin EMASYA denen bir kurumu vardı. Bademler, askerden korkularına bu kurumu yok ettiler. Devletin değil, AKP’nin Valisi olacak kişileri Vali yaptılar. Bunları da kullandılar.
Örneğin, bunlara “PKK’lılara dokunmayın! Çözüm sürecindeyiz” diye emir verdiler. Asker kışlasından, Polis Karakoldan çıkamaz hale geldi. PKK itleri, şehirlerimizde yol kontrolu yapar, haraç toplar, kendi mahkemelerini kurar hale geldi!
Ordumuzu, AKP’nin adamı olan Valilerin emrine vererek işlevsiz hale getirdiler.
Halbuki sadece EMASYA protokolü yürürlükte olsaydı, bu son depremde bu kadar insan kaybımız kesinlikle olmazdı.
TSK, sanki düşman ordusu imiş gibi, insan yaşamı için çok önemli iki gün boyunca, Türk Askerini kışladan çıkartmadılar. AFAD ve Binali ailesinin çiftliği olmuş KIZILAY da yetersiz kalınca, çocuklar-kadınlar-yaşlılar hem yıkımdan hem de soğuktan bağıra-bağıra can verdiler!
CB Erdoğan, üçüncü gün, kendisi için hazırlanmış bir mizansen ile Kahramanmaraş’a geldi ve bir AFAD çadırının önünde, çevresindeki 20-25 saray beslemesiyle konuştu. Halkın içine giremedi!
Yetmedi bir de Olağanüstü Hal ilan etti!
Yetmedi, can kaybettikleri için, çaresizlik içindeki insanlarımız “Şerefsizler” ve
“Namussuzlar” diye bağırdı!
Erdoğan, Olağan Halde neyi yapamadı, kendisine ne mani oldu ki, Olağanüstü halde yapacak?
Erdoğan halkın tepkisinden korkuyor! O güvenmediği TSK’yı, Türk Halkının tepkisini bastırmakta kullanacak ve çok sayıda milli hassasiyetleri olan siyasetçiyi, gazeteciyi ve aydını cezaevine atacak. Dün akşam (08. 02. 2023)
Pegasus 20.40 uçağıyla İzmir’e indim. Deprem bölgesine gönderilmek için uçak bekleyen binlerce ASKER ve Komutanlarını gördüm. Depremden 3 gün sonra,
Türk Milletine küfreden AKP’li CB’nın aklına Türk Ordusuna görev talimatı vermek, ancak aklına gelmişti. Erdoğan’ın ne yapacağını yakında göreceğiz; İş işten geçince deprem bölgesine ASKER gönderme kararı alan Erdoğan “İşte Askeride gönderdik, ne yaptılar, ölümü engellediler mi” deyip ölümlerin suçunu
Türk Ordusunun üstüne atıp, aklı sıra kendini kurtaracak!
Fırsat bulursa da ya Olağanüstü Halde seçime gidip, büyük oranda oy devşirecek, ya da seçimleri erteleyecek!
DOĞRU Parti size gerçekleri anlatmaya devam edecek.
Ayrıca, bu yobaz iktidarına karşı en geniş birlikteliği kurmaya gayret edecek.
Canlarını enkaz altından çıkaramayan insanların çığlıklarını, sela ile bastırmaya çalışan, Türk Milletine “Namussuz-Şerefsiz” diyebilen bu iktidara mutlaka ve mutlaka hukuk önünde hesap sorulacak!
İşte o zaman, kim şerefsizmiş, kim namussuzmuş beraberce göreceğiz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Şubat 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı