Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

SİZCE BUNLAR İNSAN MI?

İnsan olabilmenin en büyük erdemlerinden biri, kişinin utanma duygusuna sahip olmasıdır. İnsan olan utanır ama hayvanlar utanma duygusu nedir bilmezler. Örneğin, köpeği sahibinin getirdiği kemiğin hırsızlık parasıyla alınması hiç ilgilendirmez. O sadece bulduğu kemiği yer. Hayvanlar böyle! Peki, utanma duygusunu kaybetmiş, ar damarı çatlamış iki ayaklı canlılara ne diyeceğiz? Onları hangi sınıfa koyacağız? Sizce bunlar insan mı? Hele devleti yönetmeye talip olanlar, defalarca başarısız olduktan ve Türk Milletinin başına türlü belalar açtıktan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi televizyonlarda boy göstermiyorlar mı, insanın “Sizce bunlar insan mı” diye sorması kaçınılmaz hale geliyor… Dün AKP’nin kuruluş günü idi! Dışişleri Bakanı iken, tüm Türk Dışişlerini FETÖ’nün emrine bir genelge ile veren Abdullah Gül oradaydı. Sanki o genelgeyi kendisi göndermemiş, sanki Cumhurbaşkanlığı sırasında yaptığı tüm atamaları (Anayasa Mahkemesi Üyeleri dâhil) FETÖ militanlarından yapmamış gibi, utanmadan bize akıl vermeye kalkıyordu! “İşte böyle aklını bir kişiye emanet ederseniz, sonu böyle olur” diyordu! Kendi sapkın rüyalarını Türk Dış Politikası haline getirip, Türkiye’nin tüm komşularıyla uzun yıllar boyunca ve binbir zorluklarla kurduğu dostluk ilişkilerini berbat eden ve Başbakanlıktan kovulan Davutoğlu denen kişi de oradaydı. Kürsüden bağırıp duruyordu! Yüksek Yargıyı FETÖ emrine veren, suçsuz insanların yıllarca zindanlarda çürümelerine neden olan eski Adalet Bakanı (ali dibo) Sadullah Ergin de oradaydı ve pişkince sırıtmaya devam ediyordu! En sonunda ise, Türkiye’nin son zamanlarda yetiştirdiği en zengin babalarından olan Başbakan Binali yazılanları okudu. Bu konuda acemi olduğu için, camdan okuduğunu herkes anladı! Binali, 14 yıllık AKP iktidarında ekonomik olarak ne kadar başarılı olduklarını anlatmaya çabaladı! Madem AKP ekonomik olarak çok başarılı, o zaman 16 AKP Milletvekili imzasıyla TBMM ye gönderilen “Türkiye Varlık Fonu Yasa Teklifi” gibi bir tuzağa niçin gerek duyuldu? Yasa teklifiyle öyle bir şirket kuruluyor ki; -Özel Hukuk hükümlerine tabi ama Başbakanlığa bağlı! (Yani Saraya bağlı) -Kurumlar Vergisine tabi değil! -Tahvil ihraç edecek, repo-ters repo yapacak, gayrimenkul sertifikaları çıkaracak, yabancı şirketlerin yatırımlarına ortak olacak ama Sermaye Piyasası Kanununa bağlı olmayacak! -Her düzeyde yüzlerce kişiyi istihdam edecek ama Devlet Memurları Kanununa bağlı değil! -Onlarca ihale açacak, milyonlarca dolarlık alımlar yapacak ama İhale Kanununa bağlı olmayacak! -Tüm yabancı yatırımların mutlaka istediği “Hukuki Güvence” tamamen yok ediliyor! -Gelecek kuşakların ekonomik getirileri şimdiden rehin ediliyor! Niçin böyle bir yola başvuruluyor? Bizde bir laf vardır; “Hesabını bilmeyen kasap, kıçına kaçar masat!” Cumhuriyetin birikimleri iki-üç yıllık getirileri karşılığında satılmadı mı? Satıldı! 79 yılda yapılan borcun tam üç katı, 13 yılda yapıldı mı? Yapıldı? Uluslararası Piyasadaki nakit bolluğu tükendi mi? Tükendi! Borçlanmak gittikçe daha da zorlaşıyor mu? Zorlaşıyor! İstihdam ve katma değer yaratacak yeni yatırımlar var mı? Yok! İhracat geriliyor mu? Süratle geriliyor? Sen ne diyorsun be Binali’ciğim? Baksana bu âlemde seni öpmeyen kalmamış! George ve Mary evlenmişler. Mary de bir güzellik var ki, bakan dönüp bir daha bakıyor! Fakat beş kuruş birikimleri yok! George; “Bak, seni her öptüğümde bu kumbaraya 1 dolar koyacağım. Paramız birikince çok istediğimiz seyahate çıkabiliriz” demiş! Aradan 6 ay geçmiş, kumbarayı açmışlar, George paraları saymış tam 14 bin 620 dolar var! Üstelik sadece 1 dolarlık değil, 5-10-20-50-100 dolarlıklar da var! George hemen Mary’ye sormuş; “Bu bir mucize mi? Ben sadece 1 dolarlıklar atmıştım!” Mary; “Açıkçası herkes senin kadar pinti değil sevgilim. Üstelik paraların büyüklüğünden de anlayacağın üzere sadece öpmekle de kalmadılar!” George, bir paralara bir de Mary’ye bakmış ve “Seni bu mahallede öpmeyen kalmamış yahu” demiş… Ülkeyi bu hale getirenler, FETÖ ve Tarikatları devletin kalbine sokanlar, PKK’yı göz göre-göre kollayanlar ve utanmadan hala Türk Milletinin karşısın çıkanlar, sizce insan mıdır? Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Ağustos 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2016 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

SİZCE BUNLAR İNSAN MI?

İnsan olabilmenin en büyük erdemlerinden biri, kişinin utanma duygusuna sahip olmasıdır.
İnsan olan utanır ama hayvanlar utanma duygusu nedir bilmezler.
Örneğin, köpeği sahibinin getirdiği kemiğin hırsızlık parasıyla alınması hiç ilgilendirmez. O sadece bulduğu kemiği yer.
Hayvanlar böyle! Peki, utanma duygusunu kaybetmiş, ar damarı çatlamış iki ayaklı canlılara ne diyeceğiz? Onları hangi sınıfa koyacağız?
Sizce bunlar insan mı?
Hele devleti yönetmeye talip olanlar, defalarca başarısız olduktan ve Türk Milletinin başına türlü belalar açtıktan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi televizyonlarda boy göstermiyorlar mı, insanın “Sizce bunlar insan mı” diye sorması kaçınılmaz hale geliyor…
Dün AKP’nin kuruluş günü idi!
Dışişleri Bakanı iken, tüm Türk Dışişlerini FETÖ’nün emrine bir genelge ile veren Abdullah Gül oradaydı. Sanki o genelgeyi kendisi göndermemiş, sanki Cumhurbaşkanlığı sırasında yaptığı tüm atamaları (Anayasa Mahkemesi Üyeleri dâhil) FETÖ militanlarından yapmamış gibi, utanmadan bize akıl vermeye kalkıyordu! “İşte böyle aklını bir kişiye emanet ederseniz, sonu böyle olur” diyordu!
Kendi sapkın rüyalarını Türk Dış Politikası haline getirip, Türkiye’nin tüm komşularıyla uzun yıllar boyunca ve binbir zorluklarla kurduğu dostluk ilişkilerini berbat eden ve Başbakanlıktan kovulan Davutoğlu denen kişi de oradaydı. Kürsüden bağırıp duruyordu!
Yüksek Yargıyı FETÖ emrine veren, suçsuz insanların yıllarca zindanlarda çürümelerine neden olan eski Adalet Bakanı (ali dibo) Sadullah Ergin de oradaydı ve pişkince sırıtmaya devam ediyordu!
En sonunda ise, Türkiye’nin son zamanlarda yetiştirdiği en zengin babalarından olan Başbakan Binali yazılanları okudu. Bu konuda acemi olduğu için, camdan okuduğunu herkes anladı!
Binali, 14 yıllık AKP iktidarında ekonomik olarak ne kadar başarılı olduklarını anlatmaya çabaladı!
Madem AKP ekonomik olarak çok başarılı, o zaman 16 AKP Milletvekili imzasıyla TBMM ye gönderilen “Türkiye Varlık Fonu Yasa Teklifi” gibi bir tuzağa niçin gerek duyuldu?
Yasa teklifiyle öyle bir şirket kuruluyor ki;
-Özel Hukuk hükümlerine tabi ama Başbakanlığa bağlı! (Yani Saraya bağlı)
-Kurumlar Vergisine tabi değil!
-Tahvil ihraç edecek, repo-ters repo yapacak, gayrimenkul sertifikaları çıkaracak, yabancı şirketlerin yatırımlarına ortak olacak ama Sermaye Piyasası Kanununa bağlı olmayacak!
-Her düzeyde yüzlerce kişiyi istihdam edecek ama Devlet Memurları Kanununa bağlı değil!
-Onlarca ihale açacak, milyonlarca dolarlık alımlar yapacak ama İhale Kanununa bağlı olmayacak!
-Tüm yabancı yatırımların mutlaka istediği “Hukuki Güvence” tamamen yok ediliyor!
-Gelecek kuşakların ekonomik getirileri şimdiden rehin ediliyor!
Niçin böyle bir yola başvuruluyor? Bizde bir laf vardır; “Hesabını bilmeyen kasap, kıçına kaçar masat!”
Cumhuriyetin birikimleri iki-üç yıllık getirileri karşılığında satılmadı mı? Satıldı!
79 yılda yapılan borcun tam üç katı, 13 yılda yapıldı mı? Yapıldı?
Uluslararası Piyasadaki nakit bolluğu tükendi mi? Tükendi!
Borçlanmak gittikçe daha da zorlaşıyor mu? Zorlaşıyor!
İstihdam ve katma değer yaratacak yeni yatırımlar var mı? Yok!
İhracat geriliyor mu? Süratle geriliyor?
Sen ne diyorsun be Binali’ciğim? Baksana bu âlemde seni öpmeyen kalmamış!
George ve Mary evlenmişler. Mary de bir güzellik var ki, bakan dönüp bir daha bakıyor! Fakat beş kuruş birikimleri yok!
George; “Bak, seni her öptüğümde bu kumbaraya 1 dolar koyacağım. Paramız birikince çok istediğimiz seyahate çıkabiliriz” demiş!
Aradan 6 ay geçmiş, kumbarayı açmışlar, George paraları saymış tam 14 bin 620 dolar var! Üstelik sadece 1 dolarlık değil, 5-10-20-50-100 dolarlıklar da var!
George hemen Mary’ye sormuş; “Bu bir mucize mi? Ben sadece 1 dolarlıklar atmıştım!”
Mary; “Açıkçası herkes senin kadar pinti değil sevgilim. Üstelik paraların büyüklüğünden de anlayacağın üzere sadece öpmekle de kalmadılar!”
George, bir paralara bir de Mary’ye bakmış ve “Seni bu mahallede öpmeyen kalmamış yahu” demiş…
Ülkeyi bu hale getirenler, FETÖ ve Tarikatları devletin kalbine sokanlar, PKK’yı göz göre-göre kollayanlar ve utanmadan hala Türk Milletinin karşısın çıkanlar, sizce insan mıdır?
Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Ağustos 2016
Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.