SİZİN ELİNİZ SAĞLAM MI?
Bademler 14 senelik iktidarlarında bizleri hiç şaşırtmadılar!
Onları yetiştirenler daha önce ne yaptılarsa, bunlar daha beterini yaptılar.
2002 den önce ülkeyi yönetenler içinde yolsuzluğa bulaşanlar, hiç olmazsa utanırlardı! Yüce Divana gönderilmiş kişiler suçsuzlukları kanıtlansa bile utanırlar insan içine çıkamazlardı.
Müslümanlığı kimseye bırakmayan Bademler utanmayı da ortadan kaldırdılar, pişkinliği geçerli akçe haline getirdiler. Hırsızlar övünmeye, pişkinlikle hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyorlar! Dünya televizyonlarının ve yazılı basının alay konusu olmalarına rağmen, utanmayı unutup, pişkinlik sergilemeye devam ediyorlar…
Sizlere iki örnek vereceğim;
-Bademler, Suriye politikasını sürdürmekte ısrar ediyorlar. Öylesine büyük yanlışlar yaptılar ve yapmaya devam ediyorlar ki, kan ve gözyaşı içinde geçirdiğimiz bu günleri, bizlere mumla aratacaklar.
Türkiye’nin Güney sınırı, hala elek gibi! IŞİD, El-Nusra, Özgür Suriye Ordusu elemanları, bizim şehirlerimizdeki lüks otellerde kalıyorlar ve tedavileri hastanelerimizde yapılıyor. Bu caniler, bu sapıklar yarın Türkiye’yi kana buladıklarında kim onlara engel olacak? Sorumlusu kim olacak?
Bu cellatların büyük şehirlerimizdeki temsilcilikleri hala duruyor ve çalışıyor!
Bademler, Suudi ve Katar ile gizli ilişkiler içinde! Akılları sıra İslam ülkelerinin tümünün liderliğini alacaklar! Yakında bu akçeli ilişkiler de 17/25 gibi ortaya çıkacaktır, az kaldı…
-Bademler, İzmir Büyükşehir Belediyesinin büyük yatırımlarını engellemekten de utanmıyorlar.
İBB Başkanı Kocaoğlu, “İzmir Körfezi ve Katı Atık Bertaraf Tesisinde ÇED Gerçekleri” adlı bir basın toplantısında İzmir’in hakkının yendiğini ve engellendiğini belgeleriyle açıkladı.
Yanıt, İBB Başkanlığına aday olup kaybeden, ama önce milletvekili sonra da Bakan yapılarak “Sen misin Binali’yi seçmeyen! O zaman ben de onu senin başına dikerim” dercesine İzmirlinin iradesini hiçe sayarak başımıza getirilen “Kayınço Binali” adlı Bademlerin “İhale Kralı” ve “Haram Havuzu Mimarından” geldi…
İnsanda bir parça olsun utanma olsa, ufacık bir parça bile olsa şu sözleri söylemez;
“Ben sağlam eli, güçlü eli tutmaya hazırım” dedi Kayınço Binali!
“EL” sağlam ve güçlü olmaktan evvel, temiz olmalıdır. O el harama, yolsuzluğa, hırsızlığa bulaşmamış olmalıdır. Kayınço Binali’nin eli temiz mi?
Keşke yüreği yetse de televizyonda bunları konuşabilsek.
Tüm Türkiye, Polis kamerası tarafından kayıt edilen, Binali’nin Kayınçosunun Ankara’da lüks bir otelin bahçesinde, Binali’nin Bakanlığından iş alan adamlardan aldığı demet-demet dolarları çantaya tıkarken ki görüntülerini seyretmedi mi?
Kayınço, polisten-savcıdan kaçırılmadı mı? Binali’nin has dostu İzmir Valisi bu konuda polis müdürlerini arayıp baskı kurmadı mı? Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısını telefonla arayıp tehdit etmedi mi?
Savcı, ses kayıtlarıyla birlikte şikâyet dilekçesi vermedi mi?
Bu Savcı, daha sonra İzmir’den sürülmedi mi?
Olaydan günler sonra, Kayınço esas dava Yargıcından kaçırılarak, gece vakti nöbetçi bir yargıç tarafından serbest bırakılmadı mı?
Kayınço Binali şunları söyleyebilir mi;
-Benim Kayınçomun, çantaya dolarları basarken çekilen filmleri gerçek değil, montajdır!
-Haram Havuzu için Devlet Müteahhitlerinden 630 Milyon Dolar para toplandığı haberi doğru değildir. Haram Havuzuna para verdiğini söyleyen Devlet Müteahhitleri yalan söylemişlerdir. Ve bu yalancılara bir daha devletten iş verilmemiştir!
Ne dersiniz Kayınço Binali? Bunları söyleyebilir misiniz?
Söyleyebilmek için, sadece ellerin temiz olması yetmez, kişinin alnının da temiz olması şarttır. Siz kendinize istediğiniz kadar “AK” diyebilirsiniz.
İnanın kömür karası sizlerden daha temizdir…
Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Nisan 2016
Rifat Serdaroğlu