Düşünmek, yaşamımıza yön verir ve yolumuza ışık tutar. Soru sormak, sorgulamak ise önümüze çıkabilecek engelleri aşma yollarını bize öğretir. Eğer yaşam kalitemizi arttırmak istiyorsak, sürekli olarak sorgulamalıyız. Peygamberimiz Hazreti Muhammed, “iki günü eşit olan ziyandadır” diyerek sürekli sorgulamamızı, daha iyiye, daha güzele gitmemizi söylemiştir.
İzin verirseniz bugün beraberce yayın organlarında okuduğumuz ve aklımıza takılan bazı olayları, herhangi bir tasnife gerek duymadan sorgulayalım!
Yargıtay Başkanı Cirit, “Türkiye’de yargı bağımsız ve tarafsızdır, hiçbir merciden emir ve talimat almaz” dedi! Hadi sorgulayalım; -Madem yargımız bağımsız ve tarafsız, tüm yargı çalışanlarının neredeyse yarısı olan 4500’den fazla (Dört bin beş yüz) Savcı, Yargıcı niçin meslekten attınız? Niçin bir kısmını hapse tıktınız? -Madem yargımız bağımsız ve tarafsız, Türk Ordusunun Genelkurmay Başkanı “Terör Örgütü Başı” diye neden zindana atıldı? -Madem Yargımız bağımsız ve tarafsız, 1 yıldır iddianamesi yazılmamış Deniz Yücel, eline aynı gün resmi yolla gönderilen “tutukluluk halinizin devamına” kararına rağmen nasıl tahliye edildi? -Madem yargı bağımsız ve tarafsız, HSYK eski Başkan Vekili Hamsici mahkemedeki ifadesinde, “2011 Yargıtay seçimlerinde FETÖ’nun belirlediği 108 isimden 107’si seçildi. Danıştay için ise FETÖ listesinin tamamı seçildi” diye niçin ifade verdi? Sorgulama Sonucu; Yukarıdaki delillerin ışığında Cirit’in maalesef doğruyu söylemediği anlaşılmıştır. Yargımız bağımsız ve tarafsız değildir. Başkan yine Rize’ye çay toplamaya gidebilir…
Cumhurbaşkanı ve Başbakan, 28 Şubat Davasıyla ilgili olarak; “Sanıklar en ağır biçimde cezalandırılacaklar, sonra sıra 28 Şubat’ın sivil ayağına gelecek” dediler! Hadi sorgulayalım! -28 Şubat ile ilgili olarak defalarca yazdım. Erdoğan’ı ve Yıldırım’ı TV’de tartışmaya davet ettim. Hep kaçtılar. Erdoğan BOP Eşbaşkanı olduğunu en az 41 kere söyledi mi? Söyledi. Peki, 28 Şubat mı, yoksa BOP mu bölgemize ve insanlara daha fazla zarar verdi? Irak’taki ABD askerleri için, Erdoğan “Sizlerin sağ salim olarak vatanınıza dönmeniz için duacıyım” demedi mi? Bu askerler yüz binden fazla Müslüman kadına tecavüz etmediler mi? Camileri basıp, Kur’an’ı nişangah yapmadılar mı? Bir buçuk milyondan fazla insanın ölümüne, organlarının çalınmasına sebep olmadılar mı? -28 Şubat, FETÖ gibi dini istismar eden örgütlerin devlete sızmalarını önlemek için yapıldı. 2002-2013 arası FETÖ ile AKP ülkeyi birlikte yönetmedi mi? Şimdi ise AKP için FETÖ kötü, Menzilciler-Süleymancılar-Cüppeli ve Fesli şarlatanlar makbul değil mi? Sorgulama Sonucu; Yukarıdaki gerçekler, bize Erdoğan ve Yıldırım’ın bu sözleriyle Anayasamızın 138’inci maddesini çiğnemekte olduklarını ve BOP sırasındaki tutumları sebebiyle yargılanmaları gerektiğini anlatmaktadır. Erdoğan yine Afrika’ya, Binali Yıldırım da Malta ve MAN adasındaki hesapları kontrole, gönül rahatlığıyla gidebilir…
AKP ve MHP Genel Başkanları, “Biz Suriye’de YPG ile mücadele ediyoruz” dedi. Hadi sorgulayalım! -15 Ağustos 2013 ile 24 Eylül 2016 tarihleri arasında 3 yıldan fazla görev yapan Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi; “Ben hem SURUÇ hem de KOBANİ Kaymakamıyım. Bir yılda Kobani ’den gelen 10 bin hasta tedavi edildi. Savaşta yaralanan 974 YPG’li Türkiye’ye getirilerek ameliyat edildi! Kobani’de çatışan YPG’lilerin bürokratik engellere takılmamaları için birçok kez
polisi arayıp ambulans gönderdim” dedi! -Bu AKP Kaymakamı kendi başına mı sınır ötesi işler yapıyor? -Bu Kaymakam’ın yaptıklarından Vali, İçişleri Bakanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı’nın haberi yok mu? -Türk Milleti para ödeyemediği için acil servislerde bile sorgulanırken, bu YPG’li katiller nasıl ve hangi parayla tedavi edildiler? Kim verdi bu yetkiyi ve parayı? -Kaymakam, üç yıldan fazla niçin görevde tutuldu? -Madem YPG’liler terörist, bu terör örgütüne “Yardım ve Yataklık” suçunu kimler işledi ve bu suçlular hakkında ne gibi yasal işlem yapıldı? Sorgulama Sonucu; Türk Devletini yönetenler 2-3 sene sonrasını görmekten acizler. Maalesef Türk Devletinin bir “Suriye Politikası” yok…
Değerli Okurlar; Bir soru da ben sorayım, bu kez sizler sorgulayın, lütfen; Avukat Kemal Uçar “15 Temmuz’da yerde bulunan 58 kovandan 52’si askere ait değil ve bu silahları kullanan gizemli katilleri bilmiyoruz” dedi Soru şu; Avukat Kemal Uçar tutuklandı mı, tutuklanmadı mı?
İki yılan yolda gidiyormuş. Biri diğerine sormuş; “Abi biz zehirli yılanlardan mıyız?” Diğeri, “niçin soruyorsun?” “Dilimi ısırdım da!” Diğeri “Aha şimdi b.ku yedin!
Sizce AKP ile YPG-FETÖ arasında nasıl bir ilişki var?
Sağlık ve başarı dileklerimle 07 Mart 2018 Rifat Serdaroğlu