17 yıllık yıkım süreciyle Türkiye, tek adamla yönetilen bir “Parti Devletine” dönüştürüldü. Bunun için kullandıkları yöntem ise çok tanıdık!
Televizyonlarda görmüşsünüzdür. Eskiyen yüksek binaları yıkmak için binanın direnç noktalarına patlayıcılar yerleştirilir ve mekanizma harekete geçirildiğinde koskoca gökdelen saniyeler içinde yerle bir olur. Türkiye’ye de bu yöntem uygulanıyor!
Türkiye Cumhuriyeti’nin direnç noktalarını düşünün. Yasama-Yürütme-Yargı-Ordu-Bürokrasi-Üniversiteler- Medya teker-teker dinamitlendi. Yasama; TBMM, AKP-MHP ortaklığı tarafından esir alınmıştır. Bu ikilinin istemediği hiçbir yasa buradan geçmez. AKP ve MHP liderlerinin seçim öncesi söz verdikleri (EYT Emeklilikte Yaşa Takılanlar ve ek göstergenin 3600 olması) yasa teklifleri muhalefetin tamamının desteklemesine rağmen yasalaşamadı!
Yürütme; Bakanlar Kurulu yok! Bakan da yok! Saray Sekreterleri konumundaki kişiler var! Milletvekilleri, Bakanlara sözlü soru bile soramıyor. Çünkü Bakanların TBMM’de yerleri yok! Üst kattaki dinleyici localarında oturuyor ve milletvekillerini yukardan seyrediyorlar!
Yargı; Bir FETÖ’ya, bir AKP’ye savrulmaktan yargının başı döndü. Yargının yarıya yakını ya meslekten atıldı ya da cezaevine konuldu!
Ordu; AKP-FETÖ iş birliği ile TSK Komuta heyeti kumpasla çökertildi! Askeri okullar, askeri hastaneler kapatıldı. Harp Okulları, Genel Müdürlük oldu!
Üniversite; Çoğu üniversiteye rektör olarak, AKP’li eski milletvekilleri atandı! Bilim yuvaları, parti ocağı haline geldi!
Medya; Birkaç gazete hariç, hepsi satın alındı!
Bunlar, tek başına AKP’nin gerçekleştirebileceği boyutta işler değildir. AKP’nin bu kadar büyük oyunu planlayacak ne zekâsı ne gücü ne de becerisi vardır. O, bu oyunda sadece bir piyondur.
Hatırlar mısınız? Gorbaçov, glasnost (açıklık-şeffaflık) perestroyka (yeniden inşa) derken Sovyetler Birliği parçalanıp tarihe gömülmüştü. AKP’ye de dönem-dönem çiğnettikleri sakızın adı “Açılım Sürecidir!” İlk seferinde başarılı olamadılar, şimdi Oslo ve İngiltere’de yeniden ısıtıp Türk Milletinin sofrasına koymak istiyorlar. Niçin? Çünkü, patron öyle istiyor.
Eh patron böyle isterse, eşbaşkan olarak görevlendirilen kişi ne yapar? Ne yapacak? Tabii ki aldığı emri yerine getirmeye çalışacak…
Dünya siyasi tarihini incelediğimizde, emperyalist devletlere gönüllü kölelik yapanların sonlarının çok kötü olduğu görülür. Kullanılma süreleri dolunca, terk edilirler ve piyonlar yedikleri kazıkla kalırlar!
Elma yolda giderken, elma şekeri ile karşılaşmış! Elma; Elbisen ne güzel, kırmızı kırmızı! Elma Şekeri; Teşekkür ederim Amerikan malı! Elma; Popondaki kazıktan belli Amerikan malı olduğu!
Hain dediğin kişiyi kıçındaki kazıktan tanıyacaksın…
Sağlık ve başarı dileklerimle 08 Aralık 2018 Rifat Serdaroğlu