“AKP’nin tek adam sistemi ve ortaçağ kafasıyla T.C. Devletini yönetemediğini gördük. İyi de, siz Çoban Ateşi Hareketi olarak ne yapacaksınız? Nasıl yöneteceksiniz” gibi sorulara çokça karşılaşıyoruz.
ÇAH, 14 Mart 2020’de Kurucular Kurulunu toplayıp, parti kuruluş tarihini açıklayacaktı. Covid-19 salgını nedeniyle toplantı yapılamadı. Türkiye normal gündeme geçtiği an kaldığımız yerden devam edeceğiz.
ÇAH, parti içi demokrasinin tam olarak işlediği, üyelerin etkin olacağı bir parti olacak. Parti programı, konularının uzmanı olan gönüllülerimiz tarafından tamamlanma aşamasına getirildi. Kurucular Kurulunun onayından sonra açıklanacaktır. Kamuoyu, bu ve benzeri sorulara, parti programında yanıt bulacaktır.
Bugün, yukarıdaki soruya verilecek özet yanıt kişisel görüşümdür; -Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine son verilecektir. Yerine toplumun büyük kesiminin uzlaşmasıyla, kuvvetler ayrılığı ilkesinin öncelikli olacağı, şeffaf, güçlü, hesap sorabilir ve denetlenebilen, bağımsız yargısı olan bir Parlamenter Demokratik sisteme dönülecektir,
-Sistem değişikliği yürürlüğe girinceye kadar, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle tek kişide toplanan yetki ve sorumluluklar, ilgili devlet birimlerine aktarılacaktır.
-Tüm atamalarda aranacak ölçüt, liyakat olacaktır.
-TBMM kuracağı “Soruşturma Komisyonları” ile, devletin her birimini denetleyebilecektir. TBMM, geçmiş dönem ihalelerini, hazine garantilerini, belgeli yolsuzlukları soruşturup, yetkili yargıya gönderecektir.
Devlet yönetiminde, açıklık-hesap verilebilirlik, liyakat, ulusal ve evrensel hukuk kuralları esas ise, yönetenler her türlü eleştiriye açıksa, yapılan her iş akla-teknolojiye ve çevreye saygılı ise orada bereket artar. Herkes gönül huzuru ile görev süresini tamamlar.
T. C. Devletini yönetecek kişiler, Tarih ve İnsan konusunda çok bilgili olmalıdır. Türk ve dünya tarihini bilmeyen, Türk insanının özelliklerini anlamayanlar başarılı olamaz.
Büyük Atatürk’ün hayatı buna en güzel örnektir. Dünya tarihini, bölge tarihini ve Türk Tarihini çok iyi inceleyen, bilen Atatürk’ün bize bıraktığı miras “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesi, devleti yönetenler için “Altın Anahtardır.”
T.C. Devleti hiçbir zaman emperyalist bir devlet olmamıştır. Komşularının içişlerine karışmamıştır. AKP, geleneksel ve barışçı Türk Dış politikasını terk edip, Mezhepçilik yapmaya, Sultanlık ve Hilafet rüyaları görmeye başlayınca, başımıza gelmeyen bela kalmadı!
Türk Ordusu gücünü ve itibarını, Türk Milletinden ve Atatürk’ün ilkelerinden almakla kazanmıştır, hiçbir zaman saldırgan bir konuma düşmemiştir. AKP-FETÖ-CIA işbirliği Türk Ordusunun Komuta Heyetini perişan etmiş, kişiliksiz, omurgasız komutan müsveddeleri ordumuza itibar kaybettirmiştir.
Bugün Türk Ordusunun Katar’da neden kuvvet bulundurduğunu bilen yoktur! Türk Ordusunun, hangi sebepten Libya’da olduğunu bilen yoktur. Türk Ordusunu, Arap Emirlerinin özel koruma gücü konumuna düşürmeye, dinci terör örgütleriyle birlikte hareket ettirmeye, paralı asker konumuna düşürmeye yol açanlar, T.C. Devletine ihanet etmiş hainlerdir. Türk Ordusu, ancak o ülkelerdeki soydaşlarımızı ve devletimizin yararlarını korumak için yurtdışında görevlendirilir. Hırsız yöneticilerin paralarının muhafazası karşılığında, bekçi olarak görevlendirilemez…
Çoban Ateşi Hareketi Gönüllüleri için VATAN; “Yer altında yatanla, yer üstünde dolaşan arasında maddi-manevi bağların bulunduğu, geçmişten beri süregelen tarih-hatıra-gelenek gibi manevi değerlerin toplamıdır.” Türk Milletinin çocukları, binlerce yıllık ata yadigarı olan vatan toprağına, akıl-bilgi-bilim--özgürlük-demokratik değerler ile sahip çıkacak, içindeki ayrık otlarını temizleyecek ve vatan toprağını tüm insanlık için bir “Barış-sevgi-kardeşlik-zenginlik” adası haline getirecektir…
ÇAH yönetiminde; Türk Hazinesi, tek kişinin-bir ailenin bankamatiği olmayacaktır. Türk Ordusu, tek kişinin özel koruması olmayacaktır. Türk Polisi, tek kişinin ve suç örgütü liderlerinin koruması olmayacaktır. Bu milli kurumlar, sadece Türk Milletinin emrinde olacaktır…
Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Mayıs 2020 Rifat Serdaroğlu