Rahmetli Demirel’in sözü idi “Tek Millet İki Devlet!” Türkiye ve Azerbaycan Devletleri için söylemişti. Ne kadar doğru söylemiş, iki millet birbirine o kadar benziyor ki, gerçekten tek millet gibiyiz!
10 Ekim 2013’te Azerbaycan’da Genel Seçimler yapıldı ve tabii ki Aliyev kazandı. Azerbaycan Seçim Kurulu Başkanı bir yanlışlık yaparak, 9 Ekim’de yani seçimden bir gün önce, yabancı ajanslara ertesi günkü seçim sonuçlarını gönderdi! Yabancı Haber Ajansları gönderilen sonuçları aynı gün açıklamadılar, ellerinde tuttular. Ertesi gün seçim sonuçları resmi olarak açıklanınca baktılar ki, bir gün önce gelen rakamlarla, açıklanan seçim sonuçları birebir aynı…
AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı-Türkiye ve Azerbaycan dahil 54 ülke AGİT üyesidir.) derhal bir açıklama yaptı; “Azerbaycan halkının oy kullanma hakkı elinden alınmıştır. Seçim, Aliyev’in istediği rakama göre ayarlanmış bir komediden başka bir şey değildir. Böyle seçim olmaz…”
Cumhurbaşkanı Aliyev, düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi; “Azerbaycan, ülke tarihinde görülmemiş en demokratik seçimlerini gerçekleştirmiştir. Utanmadan sıkılmadan bu seçimlere gölge düşürme yarışına girmeyin! Netice alamazsınız. Bu Avrupa hep böyle! Tencere tava, hep aynı hava…”
Türkiye, 16 Nisan’da Anayasa değişikliklerini halkoyuna sundu. Devletin resmi haber ajansı “Anadolu Ajansı” 15 Nisan’da yani oy verme işleminden bir gün önce, tahmini (!) sonuçları açıkladı. Tesadüfe bakın ki, aynen Azerbaycan’da olduğu gibi (!) ertesi gün yaklaşık 48,5 milyon seçmenin oy kullandığı sonuçlar tıpatıp aynı idi!
AGİT, referandumu izleyen üyeleriyle zehir zemberek bir açıklama yaptı! -Propaganda dönemi çok büyük eşitsizlik, adaletsizlik, uygunsuzluk içinde ve Olağanüstü Hal yönetiminde geçmiştir. -Oy kullanacaklar ülkenin bazı yerlerinde devlet güçleri tarafından baskı görmüşlerdir. Hatta AGİT üyeleri bile Polis takibi altında çalışmışlardır. -Oy verme günü Yüksek Seçim Kurulu, hiçbir hukuk devletinde görülmeyen bir
açıklama yaparak, mühürsüz zarf ve oy pusulalarını geçerli kabul etmiş ve yürürlükteki yasaları çiğnemiştir. -Bu ve kesin raporumuzda belirteceğimiz yüzlerce sebepten dolayı bu oylama doğru ve sağlıklı bir şekilde yapılmamıştır. Not; (Duyum aldığımıza göre tüm bu usulsüzlüklere rağmen “HAYIR” oyları önde olunca, bu kez SMS yoluyla atılan oylar bile geçerli sayılmıştır. Konu incelenecek ve raporumuzda değerlendirilecektir…)
Cumhurbaşkanı Erdoğan, düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi; “Türkiye, ülke tarihinde görülmemiş en demokratik seçimlerini gerçekleştirmiştir. Utanmadan sıkılmadan bu seçimlere gölge düşürme yarışına girmeyin! Netice alamazsınız. Bu Avrupa hep böyle! Tencere tava, hep aynı hava…”
Bu karışık konuyu, üstat ve halkın filozofu Bergamus’a sordum; “Ne iş bu?” Dedi ki, sana bir soru soracağım; -Milletin paralarını çalanlar, oylarını da çalmaktan utanırlar mı? Kendi karısını “Başkan Yardımcısı” yapanlar, demokrasiden bahsedebilir mi? Eski Yunan’da benzeri bir olay yaşanmıştı. Anlatayım; Seçimi yöneten kişiler, Başkan Zırtapos’un adamı idiler. Seçim günü şimdiki YSK’nın aldığı kararın benzerini alması için Başkan Zırtapos’tan emir aldılar. Başkan’ın Bin tane Ali’den oluşan adamları, üzerinde DAMGA olmayan oy pusularını pamuk çuvallarına doldurdular. Ülkenin doğu ve güneydoğu bölgesinde, gerçek torbalar ile hileli torbaları değiştirdiler ve seçimi kazandılar! Tabii ki çok gürültü koptu. Ama Başkan Zırtapos, muhafızlarıyla bir toplantı yapıp şunları söyledi; “Boşuna uğraşmayın. Atınıza sahip çıksaydınız! Atınızı çalan Makedonya’yı bile geçti, siz eşeğinizi Roma’ya doğru sürün…”
Bergamus sözlerini şöyle tamamladı; “Evlat sizin işiniz çok zor. Siz hırsızı bekçi yapmışsınız! Bekleyin yengenizi Başkan Yardımcısı yapsın da siz o zaman görün ebenizin damını…”
Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Nisan 2017 Rifat Serdaroğlu