Kişinin beyninde akıl, aklında doğru bilgi, yüreğinde sevginin kırıntısı, fıtratında medenice tartışma yeteneği yoksa toplantı da basar, masaları da devirir, adam da döver…
Ülke “Hukuk Devleti” olmaktan çıkmış, süratle dikta yönetimine gidiyorsa, bu çirkin eylemleri gerçekleştirenler, yukarıdan gelen bir emirle serbest bırakılırlar.
Böyle kişilerin siyasi kimliklerinin hiç önemi yoktur. Çoğu işsiz güçsüz it-kopuk takımındandır. Suç, bu toplum ve fikir özgürlüğü düşmanlarını engellemeyen emniyet güçlerinde ve bu zavallıları serbest bırakan “Cübbelerini kiraya vermiş” iktidar Savcılarındadır. Tabii ki en büyük suçlu bu it-kopuk takımını azmettiren, oturduğu koltuğa yapışmış siyaset kaşalotlarındadır.
Niçin böyle çirkinlikleri yaşıyoruz? -Cumhurbaşkanlığı Makamında Anayasa’yı sürekli çiğneyen, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımadığını söyleyen, kendisi gibi düşünmeyen vatandaşlarını darbeci-terörist-çukur olarak niteleyen ve vatandaşlarına ağır hakaretler etmekten çekinmeyen bir vatandaşımız oturuyor!
-Dünya tarihinde ilk kez kendini yok etmek için gayret sarf eden, Türk Milleti tarafından Başbakan olarak görevlendirilmemiş, serveti şaibeli, kadın-erkek eşitliğine inanmayan bir vatandaşımız var!
-Adalet Bakanlığı Makamında İmam kökenli, HSYK’yı bir FETÖ’nün bir İktidarın emrine veren, TBMM kürsüsünden FETÖ’nü bir methedip göklere çıkaran bir yerin dibine batıran, Savcıların görevlerine müdahale ettiği söylenen bir vatandaşımız oturuyor!
-İçişleri Bakanlığı Makamında daha düne kadar Erdoğan’a, beceriksiz- yolsuzluk yapan kişi-ata bile binemeyen biri diyen, aldığı emre göre hareket etmek zorunda olan bir vatandaşımız oturuyor!
Bu dört vatandaşımızın yönetimde bulunduğu ülkemizde böyle toplantı basmalar, adam dövmeler, mafya babalarının itibarlarının tavan yapması, dünyaya külhanbeyi ağzıyla bağırmalar, posta atmalar vaka-i adiyedendir. Yani sıradan olaylardır…
Peki, bu kişileri kışkırtıp toplantıları basmaya gönderenin kim olduğu biliniyor mu? Sinan Ogan’ın dediğine ve toplantıyı basanların “Hareketin Lideri Devlet Bahçeli” diye bağırmalarına bakınca, azmettirenin kabak gibi ortaya çıktığını görüyoruz. Devlet Bahçeli!
Bahçeli, Sinan Ogan’a saldırıp kürsüyü deviren serseri için “Ülkücü işini yarım bırakmaz” deyince, ertesi gün 100 kadar kişi Ümit Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu’nun toplantısını bastı! Ağızlarından salyalar akarak kürsüyü, masaları devirdiler!
Cumhurbaşkanı, kendi gibi düşünmeyenlere hakaret eder! Dönmekten başı dönmüş Bahçeli, toplumu korkutmaya çalışır! Erdoğan’ın kaçakçı köse Başdanışmanı da topluma kaosu gösterir! AKP teşkilatları silah ile ya ateş ederek ya göstererek korku salmaya gayret eder!
Sonra bu demokrasi fakirleri, Türk Milletine dönüp; Bize Başkanlık yani “Tek Adam” yetkisi verin, ülkeyi uçuralım, derler!
Oldu, başka bir isteğiniz var mı? Siz ananızın akıllı çocukları mısınız? 15 yılda ülkemizi uçurup, getirdiğiniz yoksulluk-yolsuzluk-yasaklar deryasının ortasında yaşıyoruz millet olarak. İnadına HAYIR, inadına DEMOKRASİ, inadına PARLAMENTER SİSTEM, inadına DENETİM…
Sağlık ve başarı dileklerimle 10 Mart 2017 Rifat Serdaroğlu