Levent Gültekin, farklı ve cesur yazıları ile dikkat çeken yazarlarımızdan biridir. “Diken” adlı sitedeki yazısında, sizce tuhaf bir durum yok mu, diye soruyor? “İktidarın bunca tehdidine, ağır propagandaya, salınan korkuya rağmen direnen, bu değişikliği kabul etmeyen yüzde 49 oranında bir blok var. Bu çok büyük bir oran, bu oran temel alınırsa birçok şey yapılabilir! Fakat durum değişmiyor. Muhalefet partilerinin yıllara dayanan çabası var. Yüzlerce yazar, yazıyor, konuşuyor, anlatıyor. Sosyal medyada tepki gösteriyoruz. Ama AKP’nin oy oranı değişmiyor. Aynı şeyi yapıp, farklı sonuçlar bekleyen aptallar gibiyiz. Ne yapacağız?”
Evet Einstein “Aynı şeyi yapıp, farklı sonuç beklemek aptalların işidir” sözünü söyledi ama şunu da söyledi; “Benim merak ettiğim, neden bazı insanlar başarılı oluyor da, bazıları başarılı olamıyor. Bu yüzden yıllarca başarı üzerine çalıştım. Merakınızın peşinden giderseniz, başarıya mutlaka ulaşırsınız. Çünkü azim, paha biçilmezdir!”
Günlük yazı formatında sözü uzatmadan eksiğimiz nedir, nasıl, hangi yöntemler ve kimlerle başarılı olabiliriz, gibi sorulara, çok yakında partileşecek olan Çoban Ateşi Hareketi Genel Başkanı olarak yanıt verip, düşüncelerimi paylaşmak isterim…
Daha önce de yazdığımız, siyaseti genel kurallarını bir daha yazalım; -Siyasette mucize yoktur. Mucize insan da yoktur. -Siyasette iddianız ve çalıştığınız ölçüde yaşama hakkınız vardır. -Siyaset, mümkün olanı en kısa zamanda ve en doğru şekilde yapabilmektir. -Bu sanatı, ancak sanatkarlarla gerçekleştirebilirsiniz.
Gelelim durum tespitine; -Türk Milletinin öncelikli problemi Muhalefet Partileridir. Muhalefet Partilerinin Genel Başkanlarının tamamı particiliği, örgütü, örgütle bütünleşmeyi, örgütlerini çalıştırmayı bilemediler. Hiçbiri tabandan gelmedi. İçlerinde İlçe Başkanlığı-İl Başkanlığı-Belediye Başkanlığı yapan bir kişi bile yoktur. Genel Başkanlardan hiçbiri önseçimle milletvekili seçilmemiştir. Kendi adlarını liste başlarına yazmışlar ve öyle seçilmişlerdir. Genel Başkanlar, cesur ve paylaşımcı olmalıdır. Her isteyen Genel Başkanına ulaşabilmelidir. Halk şunu düşünür; “Hah bu adam-kadın benim hakkımı korur, haksızlığa uğrarsam, o veya örgütü beni açıkta ve yalnız bırakmaz. İşte benim adamım budur” der ve peşinizden gelir.
Bizde muhalefet partileri hem kendi örgütlerinden hem de halktan kopukturlar! Genel Başkanlara, İl Başkanları ve Milletvekilleri ulaşamaz, kaldı ki vatandaş ulaşsın! İl-İlçe Başkanlarını-Belediye Başkanlarını tanımayan, adını-işini-sıkıntılarını bilmeyen Genel Başkanların başarılı olması imkansızdır. Genel Başkan ve üst yönetim çalışmazsa, partili milletvekilleri de çalışmaz. Milletvekillerine ulaşamayan örgüt çalışanları, muhatap bulamayınca moraller bozulur ve halkla irtibat kopar. Sonu o parti için çöküştür.
Peki AKP’de durum nedir? Erdoğan, Gençlik Kolu, İlçe, İl, Belediye Başkanlığı yapmış, örgütçü biridir. Kendi örgütündeki Başkanları isim-isim bilir. Kendi çalıştığı için örgütünü de çalıştırır. Çalışmayan ve başarılı olamayan örgütünü anında görevden alır. Şu an bile, kış yaklaştığı için AKP Kadın Kolları mahalle-sokak çalışması yapmaktadır. “Mahalle Ablaları” Mahalle Temsilcileri” evleri, hastaneleri ziyaret etmekte, eksiklerini tespit etmekteler. İlave olarak, AKP Genel Başkanı, devletin tüm olanaklarını “yasalara aykırı olarak” kullanmaktadır. Tüm tarikatlar-cemaatler- kendi adamlarına kurdurduğu vakıflar-öğrenci yurtları AKP militanı gibi çalışır. İmamlar- Müezzinler kanunsuz olarak AKP’ye çalışmaktadır. Medyanın tamamına yakını haram para ile alınmıştır ve 7/24 AKP propagandası yapar.
Biz ne yapıyoruz, nasıl örgütleniyoruz, demokratik yöntemlerle AKP’yi nasıl yeneriz? Öncelikle şunu söyleyelim. Türkiye’de İhvan kafalı yobazların “Kemikleşmiş ve uzun zaman düşmeyecek oyu %8-12” arasındadır. AKP’nin diğer oyları, yıllarca Merkez Sağa oy vermiş seçmenlerin, çaresizlikten, oy verecek parti bulamamaktan ve sosyal yardımlardan yararlanmak için verilen oylardır. AKP’nin, devlet veya haram havuzundan yaptığı yardımlarla oy toplanması işlemi artık sona yaklaşmaktadır. Çünkü, devlette para bitmiştir. Ayrıca fakir sayısı o kadar artmıştır ki, toplumun %60’ı açlık sınırının altında yaşamaya çalışmaktadır. İhtiyaç sahiplerine değil de, sadece AKP yandaşlarına yapılan yardım şiddetle ters dönmeye başlamıştır ve çökecektir.
Çoban Ateşi Hareketi olarak Türkiye’de şimdiye kadar yapılmayanı yapıyoruz! Şimdiye kadar kurulan partiler hep tavandan tabana doğru örgütlendiler. Bizler 1 yılı aşkın bir süredir, ülkemizi dolaşarak, bizimle çalışacak gönüllü kadın-erkek- genç teşkilat mensuplarını ve deneyimli siyasetçileri belirleyip görevlendiriyoruz.
Tuğla tuğla örüp, Türk Milletinin partisini kurmaya çalışıyoruz. Hareketimizin çıkış noktası Büyük Atatürk ve Anayasamızın ilk 6 maddesidir. AKP’den kurtuluş mücadelesini, anayasal çerçevede demokratik olarak yapacak, halkın temsilcisi olacak, kimsesizlerin sesi, avukatı gibi görev yapacak, halkımızın her an ulaşabileceği bir siyasi parti yapılanmasını oluşturuyoruz. Evet, Türkiye’nin bu gününde ve hukuk tanımayan AKP İktidarında, elbette ki zorluklarımız var. Bizler, yani Cumhuriyetçiler, demokratlar, vatanseverler, Atatürkçüler, Atatürk Milliyetçileri, Özgürlükçüler ve Hukuk Devleti savunucuları bu problemleri teker-teker aşarak ilerliyoruz.
Amacımız, siyasetin duayenleri olarak, her Türk Gencinin özgürce yarışabileceği, parti içi demokrasinin sonuna kadar kullanıldığı, temeli vatan sevgisine dayalı bir siyasi partiyi Türk Milletine armağan edip, gençlerimizin yolunu açmaktır.
Türk Devletini-Türk Milletini-Türk Demokrasisini, AKP denen Ortaçağ kafalıların saldırısından koruyup, bunları demokratik yolla başımızdan defetmek bizlerin işidir. Bizler, hem siyasetin ustalarıyız hem işçileriyiz, hem de Türk Milletinin hizmetindeyiz. Yıllardır, Türk Milleti ile irtibatımızı hiç kopartmadık, kopartmayacağız…
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Kasım 2019 Rifat Serdaroğlu