AKP ve MHP Genel Başkanları önce söz kestiler, sonra birbirlerine nişan taktılar yakında da düğün yapacaklar! Düğün davetiyesine ne yazacaklarına karar verememişlerdi! “Cumhur İttifakı”, “Ay Yıldız İttifakı”, “15 Temmuz İttifakı”, “Omuz Omuza İttifakı”, “İkili mi Çoklu mu İttifakı” gibi seçenekler gündemde tutuluyordu, sonunda cumhur ittifakında karar kıldılar.
Bu ilkesel tartışmalar sürüp giderken MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan içimize su serpen şu açıklamayı yaptı! “MHP’nin AK Parti ile kurduğu milli mutabakat bir menfaat ilişkisi değildir.”
Ohh şimdi rahatladık! Hele bu garantiyi MHP kurucusu Alparslan Türkeş’in “Şamanist” diye partiden attığı, Mehmet Ağar ve Özer Çiller’in kankası, oğulları son yılların en çabuk büyüyen taşeron inşaat şirketinin sahibi olan kişi söylüyorsa bu ilişkide menfaat olamaz, yoktur! AKP-MHP ilişkisi tamamen duygusaldır ve ilkeseldir. Aralarında, henüz nikah yok ama düzeyli bir ilişkileri olduğu çok belli oluyor…
Şimdi her biri birer “dava adamı” olan Ülkücü gençlere soralım; - Sizler, birileri AKP’li devlet müteahhitlerinin yanında taşeronluk yapıp zengin olmaları için mi siyaset yapıyorsunuz? - Sizler, Alparslan Türkeş’in öğütlediği 9 Işık ilkesine böyle mi bağlısınız? - “Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım” diyen kişiyi desteklemek için mi, 9 Işık’ın birinci ilkesi olan Milliyetçiliği çiğneyeceksiniz? - “Ahlakçılık” ilkeniz ile 17/25’i ve Reza Zarrab’ı-AKP’li rüşvetçi Bakanları nasıl bağdaştıracaksınız? - Ülkücülerin temel düsturu olan “İnsan sevgisi ve insan haysiyetine sonsuz saygı” ile Öcalan’dan mektup getirip PKK ile iş tutanları, Türk Vatanında “PKK Şehitliği” açanları nasıl birleştireceksiniz?
-Sizler, “Ne Mutlu Türküm Diyene” ilkesini görüntü kirliliği yapıyor diye kaldırtıp, çöplüğe atan, Milli andımızı tüm okullardan kaldıran, fakat Hizbullah örgütünün ülkede sınav yapmasına izin veren bir anlayışı gerçekten destekleyecek misiniz?
-Sizler, kafasında hala “Türk Devletinin Tapusu” olan Lozan’ı hazmedemeyen birini nasıl destekleyeceksiniz?
-Sizler, Bozkurt işaretini bırakıp, Muaviye kaynaklı Rabia’yı mı simge olarak kabul edeceksiniz?
-Sizler, makam odasındaki saati 17/25’te durduran, kişileri kandil uşağı diye suçlayan sonradan yüz seksen derece dönüp o kişiyi desteklemesini içinize sindirebiliyor musunuz?
-Sizler, Atatürk’e devamlı hakaret eden, Kurtuluş Savaşını keşke Yunan kazansaydı diyen fesli şarlatanın peşinden mi gideceksiniz?
Değerli Okurlar; Özellikle kandırılmış gençlere şunu iyi anlatmamız gerek. Parti, DİN değildir. Partiyi yönetenler kişisel çıkarları için doğrudan ayrıldı ise, onların peşinden gitmek en büyük suçtur ve en büyük günahtır. Sevgili gençler, çıkar uğruna kendisini satanların sizleri sermaye yapmalarına izin vermeyin. Haram para kazananlara destek olup, bir taraftan aç ve işsiz gezerken bir de vatanınıza ihanet etmiş kişi durumuna düşmeyin…
Eğer kendinizi gerçekten “Türk, Atatürk’çü, Türk Milliyetçisi” olarak görüyorsanız, size yakışanı yapın. Yok, bu parti kararıdır, biz uyarız diyorsanız kendinize yeni bir sıfat bulun! Sizden ülkücü, milliyetçi olmaz…
Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Şubat 2018 Rifat Serdaroğlu