TÜRKİYE/YARI AÇIK CEZAEVİ…
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara Temsilcisi Erdem Gül, MİT Tırlarıyla ilgili haber yaptıkları, fotoğraf yayınladıkları için Sulh Ceza Hâkimi tarafından tutuklandılar ve cezaevine kondular.
2015 yılı Kasım ayının 26 ıncı gününün gecesinde herkesin bildiği, yurt içi ve yurt dışı basın organlarının çarşaf-çarşaf yazdığı konuları haber yaptıkları için gazeteciler tutuklandılar.
Kimse, “Efendim Türkiye Hukuk Devletidir, yargı bağımsızdır” masalını bize anlatmaya kalkmasın.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün için Hukuk Devleti değildir, Yargı da bağımsız değildir.
Demokrasi görünümlü tek adam yönetimlerinde, “Devletin Sopası” olarak bilinen iki Bakanlık vardır; Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı!
Bu iki Bakanlık emirle yasa dışı uygulamalar yaparsa, kanunları çiğnerse o ülkede kimsenin mal ve can güvenliği kalmamış demektir.
Cumhur’un Başı Erdoğan’ın Anayasa’yı tanımadığını, kendisinin halk tarafından seçildikten sonra Anayasal sistemin kalktığını söylediğini, kendi ağzından defalarca dinledik. Türkiye ilk kez “Ben Anayasa-Kanun dinlemem” diyen bir Cumhurbaşkanı gördü!
Cumhur’un Başı’nın ısrarla vazgeçmediği ve yanından ayırmadığı iki bakanı vardır. Bekir Bozdağ ve Efkan Ala.
Bekir Bozdağ, Adalet Bakanı olarak 2014 Temmuzunda, Torba Yasa denen ucubenin içine “Sulh Ceza Hâkimleri” ile ilgili değişiklik maddelerini attı.
Böylelikle Özel Yetkili Mahkemeler yerine, Sulh Ceza Hâkimlikleri kuruldu. Bunların kararlarına itiraz mercii olarak da yine Sulh Ceza Hâkimleri gösterildi!
Hiçbir Hukuk Devletinde böyle bir uygulama yoktur. Sulh Ceza Hâkimlerinin ise Bekir Bozdağ tarafından özel olarak seçildiğini basından okumuştuk!
Efkan Ala’yı ise 17/25 olayları sırasında Polis Müdürüne “Savcının emirlerini dinleme. Şimdi 3-5 adam gönderip Savcıyı tutuklattırırım. Bilal’in evine yaklaşan olursa vurun” diye bağırmasından iyi biliyoruz.
Kanunları bir kişi için veya kendi arzuları için böylesine eğip büken kişilerin yönetimde olduğu bir ülke demokrat bir ülke değildir.
Tekrar söylüyorum, bu ülkede kimsenin can ve mal emniyeti yoktur…
Can Dündar ve Erdem Gül’ün yok yere tutuklanıp Cezaevine atılmaları, çakma demokrat Bademlerin eseridir. Benzeri bir olayı 12 Eylül darbesi sonrası Yıldırım Avcı’nın “1946 Seçimleri Türk Demokrasi tarihinin yüzkarasıdır” dediği için Sıkıyönetim Mahkemelerindeki yargılama sırasında yaşamıştım.
İnanın o günler, bu kadar karanlık değildi.
12 Eylül Darbesini yapanlar, işkenceciler hepsi unutuldu gitti, fakat darbeye karşı mücadele edenler hala hatırlanıyorlar. Bu günler de geçecek, Demokrasiyi, Hukuk Devletini katledenler unutulacak ama Can Dündar ve Erdem Gül gibi gazeteciler unutulmayacak.
Türk Milleti, bu hukuksuzluğa bu adaletsizliğe karşı, tavrını koyduğunda bu zulüm dönemi de bitecek.
Tüm Demokratları, tüm vatanseverleri, tüm Atatürkçüleri, ülkenin tüm aydınlarını içine alacak hapishane yapıldı da bizim mi haberimiz yok!
Türk Milletini soyarak zenginleşen ve güç sahibi olduğunu zannedenlerden korkan, adam diye kadın diye ortalıkta gezinmesin, gitsin saklansın!
Bizler buradayız ve tek adam yönetimini demokratik yolla yıkacağız.
Zulmün artsın Badem…
Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Kasım 2015
Rifat Serdaroğlu