AKP’nin istemediği bir kişi, herhangi bir televizyonda siyasi içerikli programa katılabilir mi? Herhangi bir televizyonda AKP’nin yolsuzluklarını söylemek mümkün mü? Herhangi bir televizyonda Bilal-Burak Sümeyye-Damat aleyhine bir konuşma yapabilir misiniz? Anlatacaklarınızın tamamı doğru olsa bile, sizi konuştururlar mı? Neden konuşturmazlar? Çünkü Türkiye’de demokrasi yok ki? Bu dönemde, 17 senedir ülkeyi yönetenlerin yaptıkları yolsuzlukları-hırsızlıkları anlatmak demokrasiye aykırı davranış olarak görülür! AKP’li Bakan-Milletvekili- Bürokratların hırsızlık yapmaları, devleti dolandırmaları serbest midir? Elinizde belgelerle Savcılığa gidip anlatsanız, bir soruşturma açılır mı? Asla açılmaz! Çünkü Türkiye’de Hukuk Devleti yok ki? İnsanlar, haklarında herhangi bir Savcılık iddianamesi olmadan, ne ile suçlandıklarını öğrenemeden 1,5-2 yıl süreyle zindanda tutuluyor. FETÖ’yu doğuran besleyen siyasetçiler serbest gezerken, zavallı askeri öğrenciler ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılıyor! Haklarında hiçbir yargı kararı olmadan on binlerce insan işinden atıldı! AHİM kararlarına uyuluyor mu? Anayasa Mahkemesi kararlarına uyan var mı? Yargıtay-Danıştay kararlarına riayet eden var mı? Örnek verelim; Danıştay; Milli Andımızı kaldıran yönetmeliği iptal etti. Okullarımızda andımız okunuyor mu? Mahkemeler tüm dünyada uygulanan “Tutuksuz Yargılama” ilkesini uyguluyor mu? Cezaevlerinde insanlar nöbetleşe uyuyorlar. Bu kişiler T.C Devletinin korumasında olan kişiler değil mi? Bu olaylardan sadece biri dahi, demokratik bir ülkede olsa, yer yerinden oynar, halk yönetenleri sokağa çıkarmazdı! Yüzlerinden, paçalarından hırsızlık-riya- ahlaki bozukluk-pespayelik akan iktidar mensupları, haram para ile aldıkları televizyonlara çıkıp, tetikçi gazetecileriyle demokrasi oyunu oynadıklarını, Türk Milletini ve dünya kamuoyunu kandırdıklarını sanıyorlar… Artık yetti! Türk Milleti, tarihi boyunca hiçbir zaman bu kadar aşağılanmadı. Yaşımız gereği 1960-1971-1980 darbelerini yaşadık. Hiçbirinde böyle daralmadık, böyle havasız kalmadık. İktidar, devleti ve devletin güvenlik güçlerini kanunsuz şekilde kullanıp, halkı korkutmaya çalışıyor… Değerli Okurlar; Bizler insanız. Haklarımızı, hukukumuzu, gelenek ve göreneklerimizi biliyoruz. Bizler sorumluluklarını, anayasal özgürlüklerini hazmetmiş, bunlara nasıl sahip çıkılacağını bilen insanlarız. Demokrasi sadece seçim demek değildir. Fikir özgürlüğünün, konuşma özgürlüğünün, örgütlenme özgürlüğünün, hukuk devletinin olmadığı yerde, her gün seçim yapsanız ne olacak? Kaldı ki ülkemizde, seçimlerin eşit-adil-şeffaf bir şekilde yapıldığını kim iddia edebilir? Saraydan, Atatürk tarafından alınıp Türk Milletine verilen “Özgürlük Meşalesi”, sahte ve hileli referandumlarla Türk Milletinden alınıp, yine Saraya verildi! Bu rezillik böyle devam edemez. 31 Mart 2019 seçimlerinden sonra, iktidar tarafından yapılacak her türlü hukuksuzluğa karşı, direnme hakkımızı kullanmalıyız. Her eylemimiz Anayasa ve Yasalara uygun olmalıdır. Anayasal haklarımızı gasp etmeye kalkan kim olursa olsun, misliyle karşılığını almalıdır… Türk Milletine şu sözü gönül rahatlığıyla verebilirsiniz; Anayasal haklarımızı gasp edenler, yolsuzluk yapanlar, Türk Milletinin Askeri tesislerini dahi ihalesiz peşkeş çekenler, ihanet edenler ister resmi ister sivil olsunlar, bunların yargılamalarının tamamı, yeni kurulacak TRT ADALET isimli kanaldan canlı yayınlanacaktır… Türk Devletinin düşmanları, kafanıza namluyu dayamışsa, iki şey yapabilirsiniz; Ya namluyu tutan eli öpüp (İş alemi ve STK’lar gibi) köle olarak yaşarsınız, Ya da namluyu tutan eli kırıp, Türk Milletinin onurlu bireyleri gibi insanca yaşarsınız. Takdir ve tercih sizindir… Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Ocak 2019 Rifat Serdaroğlu