Bir insan kendini “Aydın” sınıfına koyuyor, ülkesinin en çok satan gazetesinde “Köşe” sahibi oluyor veya televizyonlarda program yapıp, her gün yüz binlerce “genç” tarafından okunuyorsa, onun ülke insanının kaderine etki edecek derecede yanlış yapma hakkı yoktur.
İnsanız, hepimiz hata yapabiliriz. Kendimizi ve dostluk ilişkilerimizi ilgilendirecek çapta yapılacak yanlışlar, sadece kendi çevremizi ilgilendirir.
Samimi olarak dilenecek bir özür, affedilmemizi ve üzdüğümüz-zarar verdiğimiz insanların kalplerini tekrardan kazanma imkânını bize geri verebilecektir.
Fakat siz her gün köşenizde yazıyor, televizyonda konuşup toplumu yanlışa yönlendiriyor ve onarılması imkânsız zararlara, can ve mal kayıplarına sebep oluyorsanız, 14 yıl boyunca “Demokrat-Özgürlükçü” dediğiniz kişi için, 14 yılın sonunda “Diktatör-Faşist-Türkiye’yi Yangın Yerine Çeviren Adam” diye yazabiliyorsanız, söyleyebiliyorsanız, siz bu eyleminizi “Hata” kapsamına sokamazsınız. Sizler Türkiye’ye bilerek ve isteyerek “İhanet” etmişsiniz demektir. Erdoğan’ın dediği gibi “Rabbim ve milletim bizi affetsin” deseniz de,
ihanetiniz olduğu gibi yerinde durur.
Çalıştığınız gazetelerin televizyonların tüm imkânlarından yararlandınız, yanınızda çalışanlara kitap yazdırıp, adınızı koydunuz. Yüz binlerce genç beyni yanlışa yönlendirdiniz, ülkenin geleceğini kararttınız. Yurt dışındaki toplantılarda Türkiye’yi yerden-yere vurdunuz. Bazılarınız, patronları için ihale takibi yaptı.
Şimdi, hiçbir şey olmamış gibi utanmadan Türk Milletinin önüne çıkma hakkını kendinizde nasıl bulabiliyorsunuz?
Konuyu biraz daha açalım;
-Erdoğan’ı dün göklere çıkarıp, bugün yerden yere vuranlar, daha önce onu bilmiyor muydunuz?
-Onun yetişme tarzını-eğitimini-dünya görüşünü- yetiştiği Milli Görüş camiasını hiç duymadınız mı?
-Erdoğan, Kemal Derviş gibi Türk Siyasetine paraşütle mi geldi ki, sizler onun gönüllü şakşakçısı oldunuz?
-Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olmadan önceki servetini- cemaat tarikat ilişkilerini- hırsını- hedefini-diplomasını hiç merak etmediniz mi?
-İş yerinize “Şoför” alırken gösterdiğiniz özeni, adamı ülkenin başına oturturken gösterdiniz mi?
-Erdoğan’ın oğlu Burak, yaya geçidinde Sanatçı Sevim Tanürek’e çarpıp ölümüne sebep olduğunda, ona yapılan “Özel Uygulama” Erdoğan’ın
“Adalet ve Kul Hakkı” konusundaki tavrını, sizler anlamadınız mı?
Sevim Tanürek adı geçtiğinde içiniz hiç sızlamaz mı?
-Hadi bunları görmediniz diyelim. Erdoğan’ın Demokrasi-İnsan Hakları- Kadın Erkek Eşitliği- Sanata Bakışı ve İslam Devleti ile ilgili konuşmalarını da okumadınız mı? El-Kaide patronunun dizinin dibindeki resmi görmediniz mi?
Hepsini bal gibi biliyordunuz. Ama günlük çıkarınız üstün geldi, ülkeyi sattınız.
Anlamadığım konu şudur; Patronlarınız sizin gibi insanlara niçin iş verir?
Bilgi deseniz yok, sadakat deseniz yok, kendini Türk Milletine borçlu hissetmek yok, özür dilemek yok, dünyayı takip etmek yok. Yok, yok, yok…
Patronlarınız, sizden daha cahil oldukları için olabilir mi?
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Aralık 2020
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı