Zamanımızda Türk Medyasında, Cumhuriyet Tarihi üzerinde fikir üretenler iki gruba ayrılır.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi (!) olan ilk grup, Kurtuluş Savaşından başlayarak Cumhuriyet Tarihinin basit aksaklıklarını büyütme, örgütlü kampanyalar açma ve Cumhuriyetimizi kurucularımızla birlikte küçültme, kötüleme yolunda her fırsatı değerlendiren, Yobazlar- İkinci Cumhuriyetçiler- Liberaller, dışardan beslenen satılmışlardır.
Diğer grup ise, Türkiye’yi, Türk’ü Cumhuriyeti, Kurtuluş Savaşını, Atatürk’ü, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini anlatan ve haklı olarak yücelten Aydınlarımız ve Milliyetçilerimizdir.
Tarihle yüzleşmek uygar bir toplum için kaçınılmaz bir onur sorunudur, bir zorunluluktur. Yalnız bu yüzleşme yapılırken, bir kaynağa bağlanmamalı, çeşitli kaynaklardan ve Devletimizin bu konudaki belgelerinden de yararlanılmalıdır…
Varlık Vergisi de bizim “Kadrolu Dertlerimizdendir.”
“Kadrolu Dertlerimiz” adlı kitabımızı bitirebilirsek bu konuyu orada daha geniş anlatacağız!
“Varlık Vergisi”; Dünya Savaşlarından çıkmış, yetişmiş insanlarının neredeyse tamamını şehit vermiş, sermaye ve bilgi birikimi olmayan bir milletle kalkınma çabaları verirken 11 Kasım 1942 yılında çaresizlikten ve yokluktan konuldu. Zaten yokluk içinde bulunan Türk Milletine bir darbe de 1939 Erzincan depremi vurmuştu. Millet açlık ve yoksullukla yaşamaya çalışıyordu. Askerimizin ayağında postal yoktu.
Tük Milletinin 5. Başbakanı Şükrü Saraçoğlu (Rahmet ve Minnetle anıyoruz) TBMM’deki konuşmasında şunları söyledi; “Bu devlet size şimdiye kadar teşvik- kredi her şey verdi ve size sunulan imkanları siz, şahsi servetler haline getirdiniz ve milletin yaralarına, menfaatine koşmadınız. Şimdi devlet sizlerden bir defalığına destek istiyor.”
Bu yöntemle, 114 bin 368 kişiden yaklaşık 315 milyon tl vergi geliri sağlandı.
Bu miktar o dönemdeki bütçenin %80’ine denkti.
Peki, vergiyi ödeyenler kimlerdi? Verginin;
30 milyon lirasını YABANCILAR,
70 milyon lirasını İstanbul’da yaşayan AZINLIKLAR,
214 milyon lirasını İstanbul ve Anadolu’da yaşayan TÜRKLER verdiler!
Yani verginin büyük bölümünün gayri Müslimlere ödetildiği, YALANDIR.
Varlık Vergisinden bahsedenler, nedense savaş yıllarında bütçeye 226 milyon lira gelir getirmiş, fakir köylüden ve çiftçiden alınmış TOPRAK MAHSULLERİ VERGİSİNDEN ve adı HAYVANLAR VERGİSİ olan fakir köylünün hayvanlarından toplanan 135 milyon liradan hiç bahsetmezler…
Köylü vergi verir, askere gider vatanı için can verir, tıkı çıkmaz!
Askere gitmeyen (CHP+İYİ P oylarıyla kabul edilen Diyanet Akademisi mensupları da Askerlikten muaf tutuldular) doğru düzgün vergi vermeyen,
Türk Milletinin sırtından zengin olan Yobazlar ve Azınlıklar, “Bizi soyuyorlar” diye feryat ederler!
Vatan topraklarında yaşayan, havasını soluyan, suyunu içen, ekmeğini yiyen, Türk Milletinin emeğini, parasını kullanıp zengin olanlar, ihtiyaç olduğunda aldıklarının bir kısmını elbette ki verecektir.
Varlık Vergisini ve Türk Devletini suçluyalardan iki örnek verip yazıyı bağlayalım;
Kılıçdaroğlu; Varlık Vergisi altında inim inim inleyen azınlıklar vardı. 16. 11. 2021
Euronews’e verdiği demeç.
Erdoğan; Varlık Vergisi konusunda, devletin bin yıldır birlikte yaşadığımız azınlıklara hoyratça davrandığını ifade ettim. 20. 03. 2010 NTV
(Konu Türk ve Atatürk düşmanlığı olunca, nasıl birleşiyorlar, değil mi?)
Not; Sayın Ali Koç-Uğur Dündar-Rıfat Perahya.
Büyük Atatürk’ün adının Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadına verilmesini, Atatürk yaşasaydı kabul eder miydi, bilemiyorum?
Dünyanın hala itibar ettiği BÜYÜK ÖNDERİMİZİ bir takımın sınırları içine kapatmak doğru mu onu da bilemiyorum.
Bildiğim şu; Gelmiş geçmiş en namuslu ve dürüst Devlet Adamlarımızdan, adı Fenerbahçe ile özdeşleşmiş, kiralık evinde can veren Şükrü Saraçoğlu
adını lütfen yine o komplekste ona yakışan bir yere verin!
Yobazlara ve Yabancılara “Sen bizim dedelerimize Varlık Vergisi mi koydun? İşte senin adını böyle sileriz” dedirtmeyin. Sonra bu işin altından kalkamazsınız…
Sağlık ve başarı dileklerimle 12 Eylül 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı