Kardeşim, böyle yazı yazılır mı, demeyin.
Cennet Türkiye’nin, Cinnet Türkiye’ye döndüğü günümüzde elbet yazılır!
Hiç düşündünüz mü?
Bir ülkenin Cumhurbaşkanı aklını kaçırırsa ne olur?
Bir Cumhurbaşkanı, sabahleyin don-gömlek sokağa fırlarsa ne yaparız?
Kafası bozulduğunda sinirlenip birini vursa ne olur?
Aklını kaçırıp, görüşmeye gelen Maliye Bakanını, “Efendim Örtülü ödenekte benim de sorumluluğum var. Bu fasılda para kalmadı, ödeme yapamayız, dediği için tekme-tokat döverse ne deriz?
Ülkenin Bakanını, herhangi bir ihaleyi onun dediği kişiye vermediği için pataklarsa ne yaparız?
Devletin Bürokratını, “Kupon Arazileri benden habersiz dağıtmayın, demedim mi ulan” diye fırçalarsa, nereye başvuracağız?
Devletten avanta iş verdiği müteahhitlerden, haraç toplar ve kendi emrinde olan bir medya grubu oluşturmaya kalkarsa, kimi yardıma çağıracağız?
Yasaya göre bağımsız olan Merkez Bankası Başkanına, ülke paralarının üstüne kendi resmini basmamakta direndiği için kan davası güder gibi ekonominin içine ederse, nasıl durduracağız?
Cumhurbaşkanı, kayış kopartsa, su kaynatsa “Ne seçimi ulan, seçim meçim yok”
dese, başımızı hangi kayaya vuracağız?
Bir daha soralım; Cumhurbaşkanı ya aklını kaçırırsa, nasıl anlayacağız ve millet olarak ne yapacağız?
Gelişmiş çağdaş demokrasilerde bu işler nasıl oluyor dersiniz?
ABD Başkanı kafayı kırsa ve elinin altındaki düğmeye basıp, nükleer bir savaş başlatmak istese, yapabilir mi? Yoksa Siyasi ve Askeri yetkililer “dur” derler mi?
Obama’nın, oğluna vakıf kurdurup, belirsiz kaynaklardan 100 Milyon Dolar bağış aldığı ortaya çıkarsa ve avanta paranın gönderildiği banka hesap numarasını, yatan paranın belgesini birileri ortaya koysa neler olur?
Gelişmiş demokratik ülkelerde, Başkan-Cumhurbaşkanı-Başbakan yani yöneten kimse, senede en az bir defa sağlık kontrolünden geçer. Çoğu ülkelerde bu kontrol, rapor halinde kamuya yayınlanır. Herkes kişinin sağlığı hakkında bilgi sahibi olur. Az sayıdaki ülkelerde ise, rapor sadece devletin tüm organlarına ve parlamentoya gönderilir.
Eğer ciddi bir rahatsızlık konusu varsa, hele psikolojik bozukluğun emaresi varsa, kişi nazikçe ikaz edilir, o da istifa edip köşesine çekilir. Çekilmezse çektirilir!
Obama’nın makam otosunda kasılıp kalması, bayılması ve araç camlarının balyozla kırılması gibi bir durum olmaz. Eğer olursa, hem yaka paça koltuktan indirilir, hem de önceden uyarmayan sağlık görevlilerine hesap sorulur.
Çünkü onların anlayışına göre Başkan veya Cumhurbaşkanları, milletlerinin işlerini yapan görevlilerdir. Süresi biten, sağlığı bozulan ve yapamayan gider, yerine yeni biri gelir. Sistem oturmuştur, kişilere göre sistem değiştirilmez ve kimse vazgeçilmez değildir…
Hele, küçücük bir yolsuzluk iması, en ufak bir nüfuz kullanma ve servetindeki nokta kadar karanlık olanlar bırakın Başkanlığı-Cumhurbaşkanlığını, sokağa bile çıkamazlar. Kamuoyu o kişiyi gördüğü yerde yüzüne tükürür…
Aynen bizde olduğu gibi değil mi?
Siz hiç bizim Cumhurbaşkanının ağzından, “Ulan-Yahu-Sen Kimsin Be-Yemişim Senin Demokrasini-Çek Git Lan-lagara lugara etme-Çürükler-Sürtükler” gibi kaba ve çirkin sözler duydunuz mu? Cumhurbaşkanının vatandaşını yumrukladığını gördünüz mü? Elbette duyamazsınız, göremezsiniz!
O hırsını ve kinini yenmiş bir kâmil insandır. Uçmaya yakındır.
O, sever yaratılanı ve yeşili($) yaratandan dolayı…
Ne mutlu bizler gibi olana, çok şanslıyız çok. Darısı Amerika’nın başına…
Sağlık ve başarı dileklerimle 08 Eylül 2022
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı