Bulunduğumuz coğrafyada bir Türk Devletini yönetebilmek için iki konuyu çok iyi bilmeniz gerekir.
Tarihiniz ve İnsanınız!
Bu iki kadim gerçekten haberi olmayan cahilleri ülkenin başına getirirseniz, önce haysiyetinizi sonra da özgürlüğünüzü kaybedersiniz ve kendi vatanınızda parya olursunuz.
Dikkatli okuyucularımız mutlaka fark etmişlerdir. CB Kabinesi açıklandığından bu yana, M. Şimşek’i- H. Fidan’ı- İ. Kalın’ı- Y. Güler’i ve T.C Devletine 2007 yılında “United States of Turkey” yani Türkiye Birleşik Devletleri diyen yeni Merkez Başkanı Hafize Gaye Erkan’ı (Özal’ın annesinin adı da Hafize idi)
eleştiriyorum. Neden dersiniz?
Bu kişilerin hiçbiri benim muhatap alacağım kalitede kişiler değildir. Eleştirmemin nedeni hepsi birer elemandır da ondan!
Gelin sizi geçmişe götüreyim;
Kendi 45 kilo ama yüreği binlerce ton ağırlığında Atatürk çizgisinde Türk Milliyetçisi olan “Müyesser Yıldız’ın yazdığı “100 yılın hesabı” adlı kitabının 24’ncü sayfasında;
Fransız Maliye Bakanlığı Müşaviri olup, 1889’da Osmanlı Devletinden alacağı olan devletlerin “Hesap Komisyonları Başkanlığını” yapan Daniel Ducoste, “Türkiye için Uygulanabilir Reform” kitabında şu önerilerde bulunuyordu;
“Türkiye ekonomik bakımdan tam bir perişanlık manzarası arz etmektedir. Türklerin öz varlıkları, sürekli İmparatorluğun Türk olmayan unsurlarla meskûn bölgelerine aktarılmaktadır. Bu büyük bir avantaj teşkil eder. Zira İmparatorluğun çekirdeği olan Anadolu, her gün daha gayri iktisadi şartlara
(Fakirliğe) mahkum olmaktadır. Şimdi Türklerin borçlanmalarının hızla gelişmekte olduğu bir dönem yaşanmaktadır. Ancak, ortalama 25 yıl sonra bu borçlanmaların Osmanlı bünyesinde muhalifleri çıkacak ve gerek alacaklar, gerekse borçlar ve faizleri tehlike içine düşmüş olacaktır.
O halde, Osmanlı maliyesi, ekonomisi ve servetleri hakkındaki kararlığımızı müdafaa edebilecek TÜRK YÖNETİCİLERE ihtiyacımız olacaktır. Bunlar, onlara kendi dilleri, kendi ikna metotları ile hitap etmek, imkanını bulacaklardır ki, hiç değilse alacaklarımızın bir veya iki yüz yıllık teminat unsurlarından birisi meydana gelmiş olsun.”
İngiltere Dışişleri Bakanlığı Sekreteri Lord Lansdowne da 3 Şubat 1905 tarihli “Gizli” yazısında şöyle diyordu;
“Fransız Büyükelçisi bugün benimle görüştü. Osmanlı Bankasının iştirakiyle, süslü bir mali reform planı hazırlandı. Şu sıra kuvvetlerin birbirine düşmemeleri için başka bir plan teklif edilmemelidir.
Esasen yapılan plan becerikli memurların (!) eline bırakılmazsa, zaten yürümez. Halbuki müfettiş olarak seçilen Hilmi Paşa ve 6 yardımcısı Türk’tür…”
O dönemin Hilmi Paşası ve yardımcıları neyse, bu günün CB Kabinesi üyeleri de aynıdır. Amaçları yüz yıl öncesinden beri aynıdır; Türk Milletini soymak, açlığa mahkum etmek!
Türk Milleti, uyanmamakta ve gerçekleri görmemekte devam ettikçe, din afyonu ile uyutulan topluma gerçekler anlatılmaz ise, bu soygunlar devam edecektir!
Rahmetli Kamran İnan’ın bir sözüyle yazıyı bağlayalım;
“Bizim topraklarımız kadar hain yetiştiren başka bir toprak, dünya üzerinde yoktur!”
Rahmetli Kamran İnan’ın sözlerini tamamlayalım;
Dünyanın hiçbir yerinde vatanı için gözünü kırpmadan ölüme koşan Türk Milleti gibi bir millet de yoktur!
Yeter ki, millete doğruları anlatmakla görevli iktidar-muhalefet takımları da “ELEMAN” olmasın…
Sağlık ve başarı dileklerimle 13 Haziran 2023
Rifat Serdaroğlu
DOĞRU Parti Genel Başkanı