YAKTILAR ÜLKEMİZİ YAKTILAR!
Türk Ordusu, 1984 yılından beri dış destekli PKK Narko-Terör örgütü ile savaşıyor.
Ordumuz bu konuda, dünyadaki hiçbir ordunun sahip olmadığı deneyime, bilgiye sahiptir!
Türk Ordusu ve Türk Polisi, kendilerine verilen devlet görevini binlerce şehit, binlerce gazi vermek pahasına başarıyla yerine getirdi!
2002 yılında AKP işbaşına geldiğinde terör örgütü çökertilmiş, inlerinden başlarını çıkaramaz, eylem yapamaz hale getirilmişti. Yapılması gereken
Türk Ordusunun ve Polisinin yaptığı mücadeleyi, ekonomik ve sosyal alanda, demokrasinin standartlarını yükselterek sürdürmek-taçlandırmak
ve ülkemizin o bölgesinde kalıcı barışı sağlamaktı…
Peki, bunlar ne yaptılar?
-Ülkemizi paramparça yapacak bir uluslararası oyun olan BOP ’un piyonu olup, Eşbaşkan olduk bizim görevimiz var, dediler!
-Cemaatle işbirliği yapıp, Türk Ordusunun moral motivasyonunu bozdular.
-Yıllarca teröristlerle mücadele eden kahramanları sahte deliller üretip, zindana attılar!
-Haram parayla kurulmuş Televizyon ve Gazetelerinde, maaşlı tetikçilerine
Türk Ordusuna hakaret yağdırdılar.
-Çözüm Süreci dedikleri ihanet süreci boyunca PKK Narko-Terör örgütünü,
Türk Devletinin muhatabı yaptılar. Defalarca görüştüler. Terör örgütünün şehirlerimizi, sokaklarımızı bomba ve silah deposu haline getirmesine göz yumdular. Dağdaki katillerin, şehirlere yerleşmelerine ve örgütlenmelerine, zavallı insanları soymalarına, öldürmelerine izin verdiler…
Tüm bunları bilerek, isteyerek, planlayarak yaptılar. Türk Devletini çökertip, yerine Federe İslam Devletini kurmak amacıyla kurulmuş terör örgütleriyle iç içe oldular. Ne kadar acemi, ne kadar cahil adam varsa, kendilerine biat etme şartıyla devlette kadro verdiler!
Ülkede her şey karmakarışık olunca da;
Bizi aldattılar, bizi kandırdılar, çok safmışız!
Cemaat kötü, Cemaat hain, Cemaat düşman, Cemaat hırsız…
PKK ile mücadelemiz devam edecek, terörü biz bitireceğiz, falan filan…
Ülkemizi Ortadoğu bataklığına attılar. Devletin hafızasına sahip deneyimli diplomatları dinlemediler, tecrübeli siyasetçiler olarak yazdık, söyledik yine dinlemediler!
Suriye konusunda yapayalnız kaldık. Tıpkı Tunus-Libya-Mısır’da olduğu gibi, yapayalnız!
IŞİD için, “Bunlar asabi genç Müslümanlar, iyi çocuklar” dan, DAİŞ’ de terör örgütüdür, El-Nusra da terör örgütüdür demeye başladılar.
Her şey karmakarışık olunca da;
Esad kötü, Putin kötü, Merkel kötü, tüm dünya kötü, herkes kötü, herkes biraraya geldi ve bizi kandırdı, bizi aldattı…
Yedi sene boyunca, Haram Havuzundan beslenen yandaş medya, devlet sırrı sayılabilecek haberleri sayfa-sayfa verdi. Televizyonlarda konuştular.
Türk Ordusunun kozmik odasını bastılar. Askeri birliklerdeki resmi evrakları gazetelerinde yazdılar Milli Ordumuzu kötülediler.
Bunlardan bir tanesi bile tutuklanmadı!
Ne zaman ki, Can Dündar ve Erdem Gül, MİT Tırlarıyla taşınan silahların haberini yaptılar, resimlediler doğru cezaevine yollandılar.
13 sene ülkeyi yönettiklerini zannettiler, 14 üncü seneye girdik. Bu zaman içinde, ülkenin güney sınırını elek haline getirdiler. Ortadoğu’nun ne kadar katili, sapığı, teröristi varsa vizeler kalktığı için ülkemize girdiler. Polisin kişiye dayalı istihbarat çalışmaları çöktü. Yetmedi 2,5 milyon Suriyeliyi, hiçbir kayıt altına almadan ülkeye kabul ettiler. Kadın ve çocukların dışındakiler potansiyel terörist, tetikçi, hırsız olarak çalışmaya başladılar.
Polis ’in ilk işi kendini korumak haline geldi!
Cumartesi günü de “Takarof” marka Rus yapımı ve Hizbullah Terör Örgütünün simgesi olan bir silahla ve tek kurşunla Diyarbakır Baro Başkanını öldürdüler…
AKP Hükümetinin bizzat kendisi ve Cumhur’un Başı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “Beka Sorunu” haline geldiler.
Bu güzel ülke ve Türk Milleti sizlere ne kötülük yaptı ki, yaktınız ülkemizi yaktınız…
Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Kasım 2015
Rifat Serdaroğlu