18 yıldır Türkiye’de olayların tümü halkımıza bir “Yalan Perdesi” ile aktarılıyor. Medyanın büyük bir kısmı ya satın alınmış ya esir alınmış! Erdoğan, doğru-yanlış bir şey söylüyor, hurra tüm tv kanalları canlı yayına! Sıkıysa geçmesinler! AKP projeleriyle Türk Milleti soyuluyor, soyulmaktan da öte geleceği de ipotek altına alınıyor. Fakat haram havuzundan beslenen yalaka medya, AKP’nin Türk Milletine attığı kazığı “Yüz yılın dev projesi”, “Türkiye çağ atlıyor”, “Dünya bizi kıskanıyor” diye yalan perdesinden aktarıyor! Tarihin en büyük soygunları yapılıyor, Avrupa basınında “Yüzyılın en büyük yardım soygunu” Türkiye’de diye manşetler atılıyor. Suratlar kösele olmuş, utanan yok! Daha dün birbirine “Aşağılık” “Şerefsiz” “Vatan Haini” “Kandil Uşağı” “Oslo şakşakçısı” “Türk Hazinesini soyan hırsız” “zürriyetsiz” diye en ağır hakaretleri eden, biri 65 diğeri 70 yaşındaki iki kişi, bu hakaretleri yalayıp yutuyor ve ortak oluyorlarsa bu yüz seksen derece dönüşün nedenini herkesin çok iyi irdelemesi gerekir. Neden, nasıl, niçin, hangi zorunlu sebeplerden oldu bu düzeyli (!) birliktelik? Değerli Okurlar; Bazı duygular vardır ki, bizim yerimizi-değerimizi-insan olup olmadığımızı- hain mi vatansever mi olduğumuzu belirler. Vatan-Bayrak aşkı- şeref-namus-haysiyet-dürüstlük en önemli değerlerimizdir. Bunların ne pazarlığı olur ne de tartışması! Bu değerler “Beka” uydurmasıyla takas edilmez. Türk Milletinin onurlu evlatları bu duygular için gerekirse ölüme gider… Erdoğan ve nikahsız ortağı Bahçeli’nin istedikleri şudur; Onlar ihanete varan hatalar yapacaklar, bizler görmeyeceğiz ve Türk Milletini uyandırmayacağız! Onlar, Türk Tarihini çarpıtacaklar, devletimizi kuranlara hakaretler edecekler, bizler görmezden geleceğiz ve susacağız! Biri Müslümanlığı diğeri Türk Milliyetçiliğini çıkar kapısı yapacaklar, biz görmeyeceğiz ve Türk Milletine anlatmayacağız! Hayır, bunlar asla olmayacak. Çoban Ateşi Hareketi, gerçekleri Türk Milletine anlatmaya devam edecek. Her gün bu yalan perdesini yırtmaya devam edeceğiz… Cumhur İttifakının iki Genel Başkanına bazı hatırlatmalarda bulunalım da yanlışa düşmesinler; Sayın Erdoğan; Siz, bizi Mehmet Ağar, Erkan Mumcu, Köksal Toptan’la karıştırmayın. Ailemizi iyi tanımak isterseniz, Demokrat Parti gerçeğini, Adalet Partisini, DYP’yi, Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatını, Serdarlı Sancağını ve Serdarlı Beldesinin adının neden verildiğini TSK arşivlerinden araştırın. Tabii Kozmik oda rezilliğiyle 833 vatan evladı gibi o kayıtlar da kaybolmadıysa! Bak bakalım, Serdaroğlu soyadlı kaç Gazi var? Sizin bebelerden askerlik yapan var mı? Devlet sevgisi, gerektiğinde başını yağlı urgana uzatmakla gösterilir, öyle sahte raporla veya Vali evinde saklanarak gösterilmez! Sayın Bahçeli; Bildiğim kadarıyla siz zarif bir Beyefendi idiniz. Türk Milliyetçisi vasfınızı yitirdiğiniz gibi, beyefendiliğinizi de yitirmeye başlamışsınız. Ben sizi, sizin sözlerinizle eleştiriyorum, feryat tetikçilerinizden geliyor. Genel Başkan Yardımcınız, milletvekilleriniz, ülkü ocakları başkanlarınız, eleştiriye fikirle cevap vermek yerine, işi küfre-vefat etmiş aile büyüklerimize uzanan hakaretlere kadar vardırdılar. Ev adresimi belirleyip “Gereği yapılsın” diye talimatlar verdiler. Yargı’da bunların hepsinin hesabını soracağım tabiidir. Fakat siz ne kadar zorda olursanız olun, tartışmaktan korkan, kaçan biri olmadınız. Lütfen sizinle bir tv programında, sadece aile geçmişlerimiz, dedelerden bu tarafa mal varlıklarımız, kişisel özelliklerimiz, zaaflarımız, hatalarımız üstüne bir sohbet yapalım. Türk Milleti dinlesin, kararını versin. Var mısınız, yok musunuz? Eğer katılırsanız, sizin klasik oto koleksiyonunuzun bir yıllık pasta-cila masrafını emekli maaşımdan karşılayacağım. Nereden nereye değil mi Sayın Bahçeli? Beyaz Toros’tan onlarca klasik arabaya… Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Aralık 2019 Rifat Serdaroğlu