Temel, Almanya’dan gelen arkadaşı Dursun’u çok beğendiği bir esnaf lokantasına götürür! Gelen garsona Temel der ki; “Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et!” Dursun; “Baa da aynısından, ama üstüne etme…” Usta, sen bizi yanlış anladın! Biz sana oy verdik bizi rahatlatasın, zenginleştiresin, çoluk çocuğa iş imkânı yaratasın istedik! Ama sen ne ettin? Fabrika açacağına, gençlere iş kapısı açacağına cezaevi açtın! Son 10 yılda 139 tane dev gibi cezaevi açtın, adına da “Kampüs” dedin! Yetmedi, memleketteki icra dairelerinin sayısını 3 kat arttırdın! Marifet cezaevi açmak değil, mevcut cezaevlerini “ihtiyaç kalmadığı” gerekçesiyle kapatmaktır be Usta! Marifet icra dairelerinin sayısını çoğaltmak değil, “herkes borcunu ödeyebiliyor, para kazanıyor” diye icra dairelerini azaltmaktır! Sen bizi anlamışsın ama yanlış anlamışsın be Usta… Usta, sen bilmezsin amma bir zamanlar Karl Marx adında biri yaşadı bu dünyada! Yahudi asıllı, filozof, politik ekonomist ve devrimci biri idi. En büyük özelliği ise hiç kıvırmadan ve en kısa yoldan fikrini ifade edebilmesi idi. Karl Marx’a fakir kimdir diye sormuşlar, aynen şöyle demiş; “Ekonominin kesin kuralıdır. Elini cebine attığında, para yerine şeyini tutuyorsan, fakirsin…” Usta, çiftçiye-köylüye-işçiye-memura-emekliye-esnafa sordum, hepsi para olmadığından şeylerini tutuyorlarmış! İnanmadım bizzat ceplerinin astarlarını dışarı çıkarttırdım, Müslümansan inan cepler bomboş, çoğu da delik zaten! Hani sen metal yorgunu oldunuz diye adamlarına kızıyorsun ya, valla billa tilla haklısın yahu! Senin Bademlerin hepsi zengin olmuş! Para saymaktan yorgun düşmüş senin adamlar be ya! Usta, senin adamlar doydu gari, inan dolarlar kulaklarından fışkırıyor. Baksana senin Binali bile köşe değil, dört köşe olmuş diyorlar! Dünyanın dört bir tarafında malı-mülkü varmış! Hollandalılar öyle diyor! Biraz da milletin geri kalanını düşün be Usta. Halimiz harap, borcu borçla kapatmak için çalışırken hepimiz hindi gibi düşünür olduk be! Hadi Usta, azıcık da bizi düşün yoksa ben bu işin sonunu hiç beğenmiyorum! Burada gizli bir örgüt çalışması var! Kendilerine “Gerçek Rabiacılar” diyorlar. Akşamları toplanıp işaret çalışması yapıyorlar. İlk seçimde sana göstereceklermiş işaretlerini! Bak sana da anlatayım da şaşırmayasın görünce; Önce sağ kolunu dümdüz uzatacaksın. Sol elinle de sağ kolunu tam dirsekten kavrayacaksın. Uzattığın sağ kolunun beş parmağını da iyice açacaksın. Sonra sağ elinin baş parmağını Usta gibi avucunun içine doğru yamultacaksın. Arkasından sağ elini yumruk yapacaksın. Sağ elinin baş parmağı, işaret ve orta parmaklarının arasında kalacak ve hiç bozmadan sağ kolunu aşağı yukarı sallayacaksın… Korkarım önümüzdeki seçimde sana bu işareti yapacaklar! Tatarak toka ortağın Bahçeci var ya ona da çok kızıyorlar. Ona işaret yapmayacaklar ama üzerine deve urganı atacaklar! Demedi deme! Bak be usta, biz millet olarak sana daha ne yapalım? Ne istedin de vermedik? Başbakan olacam dedin yaptık, Cumhurbaşkanı olacam dedin ettik, Başkan olacam dedin eh onu da kendi kendine yaptın! Yetmedi mi be ya? Filler doydu, sen doymadın be usta! İşaret geliyor, dikkat et! Bu işaret sonrası çok kötü! Yaptırdığın cezaevlerinden birine kaktırıvermesinler seni! Amman diyem ha! Tikkat ol tikkat… Sağlık ve başarı dileklerimle 24 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu