Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

YARGIMIZ KAYA GİBİ!

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay’ın kuruluşunun 150’inci yılı nedeniyle Türk Yargısının durumu hakkında içimizi ferahlatan (!) açıklamalarda bulunmuştu. “4.500 (dört bin beş yüz) Yargıç ve Savcı, FETÖ üyeliği sebebiyle yargılanmakta! Bu bizim için can sıkıcı bir durum. Fakat yeni Yargıç ve Savcılar aldık. 18 bin Yargıç ve Savcımızın YARISI, 2- 3 yıllıktır. Biz onları da en kısa zamanda yetiştireceğiz…” Kaldık mı acemilerin eline? İçlerinde çoğu AKP İl-İlçe Başkanı olan acemilerin eline düşerseniz, yandığınızın resmidir. Çünkü bunlardan bazıları kendilerini hala AKP yöneticisi sanıyor ve öyle davranıyor. Henüz, mesleğinin asaletini ve anayasamızın ruhunu kavramayanları bizzat görmüş ve muhatap olmuş biriyim! Normal bir demokratik ülkede olsak, şöyle düşünebiliriz; “Yerel mahkemelerde verilen yanlış ve taraflı kararları, nasılsa Yüksek Yargıdaki deneyimli Yargıçlar düzelteceklerdir!” Acaba düzeltecekler mi? Yüksek Yargı mensuplarının tamamının ehil ve bağımsız olduğunu düşünebilir miyiz? Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı iken, Belediye Başkanı Erdoğan’ı Akbil yolsuzluğu davasında beraat ettiren kişidir! Fethullah Gülen, 2008 yılında Yargıtay’daki davasında beraat ettiğinde, Gülen lehine karar verenlerden biri de Cirit’tir. FETÖ’nun finans kaynağı Bank Asya’nın gerçek sahibi Ali Çelik’in (kaçaktır) telefon kayıtları polis tarafından incelendiğinde, Çelik’in Yargıtay Başkanı ile tam 93 (doksan üç) kez konuştuğu tespit edilmiştir. 8 defa da Yargıtay’ın resmi telefonundan aranmıştır. FETÖ’nun örgüt içindeki “Vurucu gücü” olarak bilinen ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen İlhan İşbilen’i sadece 4 (dört) kez arayan Ali Çelik’in, Yargıtay Başkanını 101 defa araması çok ilginçtir! 2004’te Yargıtay üyesi, 2011’de Yargıtay 3’üncü Daire Başkanı, 2015’te de Yargıtay Başkanı seçilmiştir. Tüm bu atamalarda Gül-Erdoğan’ın imzaları var! Ana Muhalefet liderine basın yoluyla ayar vermeye kalkan biridir. Tüm bunlar bize, Yargıtay Başkanının neden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Emine Erdoğan ile birlikte çay toplamaktan çok mutlu olduğunu açıklar, değil mi? Danıştay Başkanı Zerrin Güngör de çay toplama takımındandır! Ailesine düşkünlüğü, adalet duygusunun çok önündedir. Kızı, kura ile Elazığ Hakimliğine atandı. Fakat aynı gün “mazeret listesi” ile Ankara Yargıtay Tetkik Hakimliğine getirildi. Zerrin Hanımın çocuklarına düşkünlüğü hepimizin gözlerini yaşarttı. Ana yüreği yani, ne yapsın ki? Başkalarının Yargıç veya Savcı olan çocuklarını ana mı doğurdu? Onları manda doğurduğundan şanslarına küssünler. Onların aile bütünlüğü önemli mi? Karı-Koca arasında 500 km olsa ne olur ki? Adaletinle bin yaşa Zerrin Hanım… Gül-Erdoğan ikilisinin, en yüksek Yargı makamımız olan Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadığı Yargıçlar FETÖ’cu olduklarından tutuklanmadı mı? İşte 16 yıllık AKP iktidarının Türk Yargısını getirdiği yer. Altı kaval, üstü şeşhane…. Bir ülkenin en büyük zenginliği adaletinin kalitesidir. O ülkede adalet doğru ve çabuk işliyorsa, kimse hak etmediği bir muameleye tabi tutulmuyorsa, ülkenin bütünlüğü topla bile yıkılmaz. Aksi olursa en ufak bir çalkantıda sıkıntıya girilir! Ben Yargıç olsaydım özellikle siyasi davalarda karar vermeden şunları öncelikli olarak göz önünde tutar, yargılamayı öyle yapmaya çalışırdım; -T.C Anayasası Başlangıç kısmı, -T.C Anayasası ilk 6 maddesini sonra tamamını, -7 Mayıs 1949’da imzaladığımız İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, -18 Mayıs 1954 te onayladığımız Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, -R.G de 20 4 2016 da yayınlanan, Türk İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu, -Türk Hukuk Sisteminin ilgili yasaları, -Tutuksuz yargılamaya öncelik vermeyi, -Kamu vicdanına ters düşmemeye, -Vicdanıma danışıp, yukarıdaki maddeler ışığında karar verirdim… Yargıçlarımız şuna dikkat etmelidir; Türk Milleti, Türk Devleti varsa sizler varsınız. Sizler, kim olursa olsun, isterse iktidardakiler olsun yolsuzluk-hırsızlık yapan devletine milletine ihanet edenlerin yakasına yapacaksınız. Bunlar sizlerin bünyenizde iseler, daha titiz ve daha çabuk olacaksınız! Bir kez “acaba” veya “bu defa görmesem” dediniz mi, itibarınızı yitirirsiniz. O zaman sizler Yargıç değil, adalet komisyoncusuna dönüşürsünüz… Kimse şunu unutmamalıdır; Türkiye’de tarihimizi, destanlarımızı, hikayelerimizi, şarkılarımızı, türkülerimizi yazan halkımız, yasaları yapanlardan daha güçlüdürler. Yasaları uygulayanlardan ise çok daha güçlüdürler. İncitmeyin Türk Milletinin kalbini, sizler kaybedersiniz… Ne demiştik; Yargımız kaya gibi! Al yerden bir kaya, nerene dayarsan daya (Halkın Filozofu Bergamus) Not; Tüm okurlarımın şeker bayramlarını kutluyorum! Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Haziran 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 13 Haziran 2018 - Çarşamba
Rıfat SERDAROĞLU

YARGIMIZ KAYA GİBİ!

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay’ın kuruluşunun 150’inci yılı nedeniyle Türk Yargısının durumu hakkında içimizi ferahlatan (!) açıklamalarda bulunmuştu. “4.500 (dört bin beş yüz) Yargıç ve Savcı, FETÖ üyeliği sebebiyle yargılanmakta! Bu bizim için can sıkıcı bir durum. Fakat yeni Yargıç ve Savcılar aldık. 18 bin Yargıç ve Savcımızın YARISI, 2- 3 yıllıktır. Biz onları da en kısa zamanda yetiştireceğiz…”

Kaldık mı acemilerin eline? İçlerinde çoğu AKP İl-İlçe Başkanı olan acemilerin eline düşerseniz, yandığınızın resmidir. Çünkü bunlardan bazıları kendilerini hala AKP yöneticisi sanıyor ve öyle davranıyor. Henüz, mesleğinin asaletini ve anayasamızın ruhunu kavramayanları bizzat görmüş ve muhatap olmuş biriyim!

Normal bir demokratik ülkede olsak, şöyle düşünebiliriz; “Yerel mahkemelerde verilen yanlış ve taraflı kararları, nasılsa Yüksek Yargıdaki deneyimli Yargıçlar düzelteceklerdir!” Acaba düzeltecekler mi? Yüksek Yargı mensuplarının tamamının ehil ve bağımsız olduğunu düşünebilir miyiz?

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı iken, Belediye Başkanı Erdoğan’ı Akbil yolsuzluğu davasında beraat ettiren kişidir! Fethullah Gülen, 2008 yılında Yargıtay’daki davasında beraat ettiğinde, Gülen lehine karar verenlerden biri de Cirit’tir. FETÖ’nun finans kaynağı Bank Asya’nın gerçek sahibi Ali Çelik’in (kaçaktır) telefon kayıtları polis tarafından incelendiğinde, Çelik’in Yargıtay Başkanı ile tam 93 (doksan üç) kez konuştuğu tespit edilmiştir. 8 defa da Yargıtay’ın resmi telefonundan aranmıştır. FETÖ’nun örgüt içindeki “Vurucu gücü” olarak bilinen ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen İlhan İşbilen’i sadece 4 (dört) kez arayan Ali Çelik’in, Yargıtay Başkanını 101 defa araması çok ilginçtir! 2004’te Yargıtay üyesi, 2011’de Yargıtay 3’üncü Daire Başkanı, 2015’te de Yargıtay Başkanı seçilmiştir. Tüm bu atamalarda Gül-Erdoğan’ın imzaları var! Ana Muhalefet liderine basın yoluyla ayar vermeye kalkan biridir. Tüm bunlar bize, Yargıtay Başkanının neden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Emine Erdoğan ile birlikte çay toplamaktan çok mutlu olduğunu açıklar, değil mi?

Danıştay Başkanı Zerrin Güngör de çay toplama takımındandır! Ailesine düşkünlüğü, adalet duygusunun çok önündedir. Kızı, kura ile Elazığ

Hakimliğine atandı. Fakat aynı gün “mazeret listesi” ile Ankara Yargıtay Tetkik Hakimliğine getirildi. Zerrin Hanımın çocuklarına düşkünlüğü hepimizin gözlerini yaşarttı. Ana yüreği yani, ne yapsın ki? Başkalarının Yargıç veya Savcı olan çocuklarını ana mı doğurdu? Onları manda doğurduğundan şanslarına küssünler. Onların aile bütünlüğü önemli mi? Karı-Koca arasında 500 km olsa ne olur ki? Adaletinle bin yaşa Zerrin Hanım…

Gül-Erdoğan ikilisinin, en yüksek Yargı makamımız olan Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadığı Yargıçlar FETÖ’cu olduklarından tutuklanmadı mı? İşte 16 yıllık AKP iktidarının Türk Yargısını getirdiği yer. Altı kaval, üstü şeşhane….

Bir ülkenin en büyük zenginliği adaletinin kalitesidir. O ülkede adalet doğru ve çabuk işliyorsa, kimse hak etmediği bir muameleye tabi tutulmuyorsa, ülkenin bütünlüğü topla bile yıkılmaz. Aksi olursa en ufak bir çalkantıda sıkıntıya girilir!

Ben Yargıç olsaydım özellikle siyasi davalarda karar vermeden şunları öncelikli olarak göz önünde tutar, yargılamayı öyle yapmaya çalışırdım; -T.C Anayasası Başlangıç kısmı, -T.C Anayasası ilk 6 maddesini sonra tamamını, -7 Mayıs 1949’da imzaladığımız İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, -18 Mayıs 1954 te onayladığımız Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, -R.G de 20 4 2016 da yayınlanan, Türk İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu, -Türk Hukuk Sisteminin ilgili yasaları, -Tutuksuz yargılamaya öncelik vermeyi, -Kamu vicdanına ters düşmemeye, -Vicdanıma danışıp, yukarıdaki maddeler ışığında karar verirdim…

Yargıçlarımız şuna dikkat etmelidir; Türk Milleti, Türk Devleti varsa sizler varsınız. Sizler, kim olursa olsun, isterse iktidardakiler olsun yolsuzluk-hırsızlık yapan devletine milletine ihanet edenlerin yakasına yapacaksınız. Bunlar sizlerin bünyenizde iseler, daha titiz ve daha çabuk olacaksınız! Bir kez “acaba” veya “bu defa görmesem” dediniz mi, itibarınızı yitirirsiniz. O zaman sizler Yargıç değil, adalet komisyoncusuna dönüşürsünüz…

Kimse şunu unutmamalıdır; Türkiye’de tarihimizi, destanlarımızı, hikayelerimizi, şarkılarımızı, türkülerimizi yazan halkımız, yasaları yapanlardan daha güçlüdürler.

Yasaları uygulayanlardan ise çok daha güçlüdürler. İncitmeyin Türk Milletinin kalbini, sizler kaybedersiniz…

Ne demiştik; Yargımız kaya gibi! Al yerden bir kaya, nerene dayarsan daya (Halkın Filozofu Bergamus)

Not; Tüm okurlarımın şeker bayramlarını kutluyorum!

Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Haziran 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.