Türkiye’de erkeklerin ortalama ömrü 69, kadınların ise 78 yıldır. Her ne kadar bu durum kadın-erkek eşitliğine ters ise de, düzenleyenin işine karışamayacağımız için ses çıkaramıyoruz!  Konumuz “yaşam süreleri” değil. Konumuz yine ve maalesef Aydın Doğan! Aydın Bey, hemcinslerinden şimdilik 11 yıl daha fazla yaşamış. Allah uzun ömürler versin. Aydın Bey aynı zamanda çok şanslı biri! Otomobil yedek parça satıcılığından Türkiye’nin 29’uncu zengini olmuş. Gümüşhane-Kelkit’ten çıkıp, Türkiye’nin en güçlü adamlarından biri olmak kaç kişiye nasip olur?  Televizyonları, gazeteleri, radyoları, dergileriyle her gün milyonlarca insanın beyinlerine girebilmek, bu güçle iktidarlara yakın olabilmek, kamuoyunu yönlendirebilmek gücü hangi insana nasip olur ki?  Aydın Bey işte bu gücü sonuna kadar kullandı! Bu gücü kullanıp, Türkiye’nin güçlü adamları arasında olmanın zevkini de doya-doya yaşadı… Nasıl ki siyasetçiler konumları ve görevleri gereği insanların yaşamlarına dokunabiliyorlarsa ve bu sebepten her adımları izleniyor, her hareketleri denetleniyorsa, Medya Patronlarının da tüm yaşamları ve işleri aynı gerekçeyle didik-didik araştırılır ve eleştirilir. Halk diliyle söylemek gerekirse; Resmi ya da özel görev veya işleri sebebiyle kim benim hayatıma dokunursa, ben de vatandaş olarak onun yaşamına dokunurum. Bu benim özgür bir birey olarak en doğal hakkımdır… Değerli Okurlar; TÜİK rakamlarına göre 2014 yılında en zengin %1’lik kesim Milli Gelirimizin %54’lük kesimini aldı. Bu oran Badem iktidarı sayesinde 2016 yılı sonunda %65 civarında olacaktır. Türkiye’nin zenginlerinin hiçbiri Osmanlı zamanından kalma zengin değillerdir. Hepsi, servetlerini Cumhuriyet dönemi, demokratik rejim, teşebbüs özgürlüğü sayesinde Türk Milleti üzerinden kazanmışlardır. Kimsenin helal yolla kazanılmış servetler için sözü olamaz. Allah birlerini bin yapsın diye dua ederiz. Fakat Cumhuriyet değerleri, demokrasi, hür teşebbüs ve Türk Milleti sayesinde kazanılan servetlerin sahiplerinin, Türk Milletine karşı görevleri vardır.  Önemli olan bu milli görevin yerine getirilip getirilmediğidir! Aydın Doğan Bey tüm bu isimler içinde bir simge olduğu için tarafımızdan irdelenmektedir. Sizler isterseniz Aydın Doğan ismini çıkarıp Koç-Sabancı-Özilhan gibi isimleri yazının içine koyabilirsiniz. Derdimizin kişilerle değil,  “Milli Hassasiyetler” olduğu böylece daha iyi anlaşılabilir. Şimdi beraberce nüfusumuzun %1’lik kısmını oluşturan bu Türk Vatandaşlarının 14 yıldır başımıza gelenler ve daha da gelecekler karşısında bir şeyler yapıp yapmadıklarına bakalım; -Demokrasinin temel direği olan “Kuvvetler Ayrılığı” paramparça edildi. -Özgürlüğümüzün temeli “Bağımsız Yargı” katledildi, hem de defalarca. -Bağımsız ve Tarafsız Basın bitirildi. Hırsızlıkla “Havuz Medyaları” kuruldu. -Yurtiçinde, Yurtdışında siyasetçilerimizin karıştığı yolsuzluk olayları gerçekleşti. -Çağdaş Eğitim adım-adım yok edildi, sıkmabaş anaokullarına kadar girdi.  Milli Eğitim, Suudi parasıyla beslenen Arap Milliyetçisi vakıfların eline bırakıldı. -Cumhuriyetin tüm eserleri yabancılara satıldı, ülke borç batağına sokuldu. -Tarımımız perişan edildi. Ülkeyi GDO’lu gıdalar sardı. Sağlıksız nesiller yetişmeye başladı. Dünyada kendi kendini besleyebilen 7 ülkeden biri iken saman ithal eder hale geldik. -Yetmedi net sayısını kimsenin bilmediği milyonlarca kaçak kişi ülkeye girdi. 80 yaşına gelen Aydın Doğan ve diğerleri, ülke “Federe İslam Devletine” götürülürken ne yaptılar? Biz yıllardır bu Cumhuriyet, Atatürk ve Türk Milleti düşmanlarıyla savaşırken bunlar ne yaptılar? Bu servet sahipleri ne hale geldiğimizi görmüyorlar mı? Bir Bakan Yardımcısı sadece Hz. Peygambere has bir yetkiyi, Erdoğan’a vererek onu da aklı sıra peygamber seviyesine çıkarmaya çalıştı!  Bunun bir laf sürçmesi olduğunu mu sanıyorsunuz? Yürek ve vatan sevgisi yerine yarım kilo sakatatı göğsünde taşıyan adama zorla cesaret yükleyecek halimiz yok. Hadi kendi milletinizi savunmadınız, yahu bari kendinizi savunabilseydiniz! Adam, TÜSİAD Yüksek (Ne kadar yüksekse) İstişare Toplantısında yüzünüze karşı hakaret etti, bir kişi “yapamazsınız, hakaret edemezsiniz” deyip salonu terk edemedi! Eee nasıl olacak bu işin sonu? Gariban çocukları şehit olacak, askere onlar gidecek, onlar karın tokluğuna çalışacak, sonra da verdiği oy için yine onlar suçlanacak! Siz yurtdışında paraları istifleyeceksiniz, elinizi ve desteğinizi Türk Milletinden esirgeyeceksiniz, gazete ve televizyonlarınıza ne kadar bölücü-cemaatçi- tarikatçı yobaz varsa onları çıkaracaksınız, bu sepetlerin milletin beynini yıkamalarına izin vereceksiniz ve yine fakir milleti suçlayacaksınız. Sizin ananız güzel mi? Federe İslam Devleti geldiğinde bir mollanın vereceği fetva ile malınız- mülkünüz-namusunuz alınacak, ya da Erdoğan Kayyım Kurumunu kullanıp her şeyinize el koyacak! Bunu da mı görmüyorsunuz? Lütfen kendinize gelin! Hiç birinizin b.kunda boncuk yok. Dahi de değilsiniz, sadece rahmete kavuşmuş babalarınızın oğlu olduğunuz için şanslısınız!  80’li yaşlara dayandınız. Hiç olmazsa ahir ömrünüzde bu aziz Türk Milleti için faydalı bir şeyler yapın! Ne yapacağınızı da bilemiyorsanız, buyrun gelin onu da anlatalım… Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Temmuz 2016 Rifat Serdaroğlu