Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

YAZILMAYANLARI YAZALIM (1)

15 yıllık AKP İktidarından da Türk Milletini yalanlarla kandıranlardan da her türlü hırsızlığı ahlaksızlığı yapıp utanmadan “Biz Müslümanız” diyen seccade şeytanlarından da maddi çıkarları için bunlara ses çıkarmayanlardan da yalakalık yapanlardan da sözün özü cehaletlerinden de öylesine bıktım ki, kısa bir süre günlük politika yazmayacağım. Bu arada gençlerle paylaşmak istediğim, bugüne kadar doğru olarak pek yazılmayan bilgilerimi yazacağım! Halkın Filozofu Bergamus der ki; “Bilgi, beyninize tıkıştırdıklarınız ve sizinle beraber yok olacağı kesin olan değerler değil, sadece paylaştıklarınızdır. Ne kadar çok paylaşırsanız çevrenize o kadar değer katarsınız!” Biz de yıllardır gerek günlük yazılarla gerek kitaplarla bildiklerimizi, gördüklerimizi, öğrendiklerimizi paylaşmaya gayret ediyoruz. Bu yazı serisi boyunca yazılmayan, es geçilen, üzerleri örtülmeye çalışılan gerçekleri yazacağız. Eğer yazılanlara katılırsanız, lütfen bunları gençlerle paylaşınız… Bir kısmı, içinden 64 devlet çıkarılan 3 kıtada 20 milyon kilometrekarede 623 yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğundan kalan, bir kısmı ise genç Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasıyla ortaya çıkarılmış çeşitli problemimiz var. Bu dertler nereden çıktı, hangisi gerçektir, kimler başımıza sardı, nasıl önleriz diye öğrenmek, mevcut eğitim sistemimizde mümkün değildir. “Problemi yok sayan” görmezden gelince, kendiliğinden çözüleceği sanılan, araştırmayı-tartışmayı-itirazı öğretmeyen saçma-sapan eğitim sistemimiz var. Doğrusu ise, problemin sebebini doğru kaynaklardan bulmak ve onunla yüzleşmektir. Ya bunu yaparsınız ve gerçeği öğrenirsiniz ya da ülkeniz, üzerinde tarih boyunca gözü olanların planlarının, oyunlarının piyonu olur, kendi kendinizi yersiniz. Lütfen hem kendimize hem de üniversite bitirmiş gençlerimize “Kürtçülük-Kürt İsyanları-Türklerin Anadolu’ya Gelişleri-Ermeni Meselesi- Dersim Olayları-Fener Rum Patrikhanesi-Kubilay Olayı-İsrail ve Ortadoğu- Köy Enstitüleri-Demokrasiye geçiş hikayemiz” gibi konuları sorunuz. Tatmin edici bilgiler alabilecek misiniz? Alamayacaksınız, çünkü bunların hiçbiri eğitim süremizce bizlere okutulmadı! Konularla ilgili olanlarımızın büyük bir kısmı doğru kaynaklara ulaşamadıklarından, taraflı yayınların etkisinde kalarak dıştan manipülasyona açık kaldılar. Türk Milleti olarak hem gerektiği gibi bir “Millet” olamadık, demokratik rejime sahip çıkamadık, ayrıştırılmaya karşı koyamadık ve ayrıştırıldık. Darbelerle, çeşitli emperyal oyunlarla aldatıldık, enerjimizi boşa harcadık. Hala öyle değil mi? Türkiye’nin durumu ortada! Ekonomimiz bıçak sırtında, dünyada dostu kalmayan herkesle kavgalı süratle itibar kaybeden bir ülke iken, bizi yönetenler başörtüsü-tek tip kıyafet-dindar kindar gibi boş işlerle uğraşmıyorlar mı? Kafaları Ortaçağ’a takılıp kalmış cahillerle nereye gidebiliriz ki? Ben tarihçi değilim. Okuyan, araştıran, öğrenmeye çalışan bir siyasetçiyim. Bilmediğim konu üzerinde konuşmamaya özen gösterir, konunun yetkin kişilerini ve yayınlarını bulur, okurum, konuşurum. Daha sonra o konudaki aykırı fikir sahiplerinin yayınlarını okurum ve doğruya yakın bir kanaat sahibi olmaya gayret ederim. Devletin en üst makamlarından cezaevlerine, binlerce takdir plaketinden emniyette işkence görmeye, aileden kayıplar vermekten sıkıyönetim mahkemelerinde boğuşmaya kadar çok yıpratıcı bir siyasi yaşamım oldu. Benzetmek gerekirse, devletin tankı üstümüzden defalarca geçti! “Olsun, üstümüzden geçen tank benim devletimin tankıdır. Devlet yanlış yapmaz, yanlış yapanlar devlet makamlarını haksız yere ele geçirenler ve Türk Milletini küçük görenlerdir dedik ve hizmete devam ettik!” Son 15 yıldır da Türkiye’yi yönetenlere uyarı görevimizi yapmaya devam ettik. Bu işte iki ilkemiz bize yol gösterici oldu; -Devlet-Millet-Cemiyet hayatında gizlilik olmaz. Nerede bir gizlilik varsa orada devlet ve millet aleyhine iş dönüyordur dedik, üzerine gittik! -Önümüze çıkarılan engelleri basamak olarak gördük, yılmadık hem o engeli aştık hem de mücadele seviyemizi arttırmış olduk… Yarın “Kürtçülük ve Kürt İsyanları” konulu bir yazı takdim etmeye çalışacağım. Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 14 Ağustos 2017 - Pazartesi
Rıfat SERDAROĞLU

YAZILMAYANLARI YAZALIM (1)

15 yıllık AKP İktidarından da Türk Milletini yalanlarla kandıranlardan da her türlü hırsızlığı ahlaksızlığı yapıp utanmadan “Biz Müslümanız” diyen seccade şeytanlarından da maddi çıkarları için bunlara ses çıkarmayanlardan da yalakalık yapanlardan da sözün özü cehaletlerinden de öylesine bıktım ki, kısa bir süre günlük politika yazmayacağım. Bu arada gençlerle paylaşmak istediğim, bugüne kadar doğru olarak pek yazılmayan bilgilerimi yazacağım!

Halkın Filozofu Bergamus der ki; “Bilgi, beyninize tıkıştırdıklarınız ve sizinle beraber yok olacağı kesin olan değerler değil, sadece paylaştıklarınızdır. Ne kadar çok paylaşırsanız çevrenize o kadar değer katarsınız!”

Biz de yıllardır gerek günlük yazılarla gerek kitaplarla bildiklerimizi, gördüklerimizi, öğrendiklerimizi paylaşmaya gayret ediyoruz. Bu yazı serisi boyunca yazılmayan, es geçilen, üzerleri örtülmeye çalışılan gerçekleri yazacağız. Eğer yazılanlara katılırsanız, lütfen bunları gençlerle paylaşınız…

Bir kısmı, içinden 64 devlet çıkarılan 3 kıtada 20 milyon kilometrekarede 623 yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğundan kalan, bir kısmı ise genç Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulmasıyla ortaya çıkarılmış çeşitli problemimiz var.

Bu dertler nereden çıktı, hangisi gerçektir, kimler başımıza sardı, nasıl önleriz diye öğrenmek, mevcut eğitim sistemimizde mümkün değildir. “Problemi yok sayan” görmezden gelince, kendiliğinden çözüleceği sanılan, araştırmayı-tartışmayı-itirazı öğretmeyen saçma-sapan eğitim sistemimiz var.

Doğrusu ise, problemin sebebini doğru kaynaklardan bulmak ve onunla yüzleşmektir. Ya bunu yaparsınız ve gerçeği öğrenirsiniz ya da ülkeniz, üzerinde tarih boyunca gözü olanların planlarının, oyunlarının piyonu olur, kendi kendinizi yersiniz.

Lütfen hem kendimize hem de üniversite bitirmiş gençlerimize “Kürtçülük-Kürt İsyanları-Türklerin Anadolu’ya Gelişleri-Ermeni Meselesi- Dersim Olayları-Fener Rum Patrikhanesi-Kubilay Olayı-İsrail ve Ortadoğu- Köy Enstitüleri-Demokrasiye geçiş hikayemiz” gibi konuları sorunuz. Tatmin edici bilgiler alabilecek misiniz? Alamayacaksınız, çünkü bunların hiçbiri eğitim süremizce bizlere okutulmadı!

Konularla ilgili olanlarımızın büyük bir kısmı doğru kaynaklara ulaşamadıklarından, taraflı yayınların etkisinde kalarak dıştan manipülasyona açık kaldılar. Türk Milleti olarak hem gerektiği gibi bir “Millet” olamadık, demokratik rejime sahip çıkamadık, ayrıştırılmaya karşı koyamadık ve ayrıştırıldık. Darbelerle, çeşitli emperyal oyunlarla aldatıldık, enerjimizi boşa harcadık. Hala öyle değil mi?

Türkiye’nin durumu ortada! Ekonomimiz bıçak sırtında, dünyada dostu kalmayan herkesle kavgalı süratle itibar kaybeden bir ülke iken, bizi yönetenler başörtüsü-tek tip kıyafet-dindar kindar gibi boş işlerle uğraşmıyorlar mı? Kafaları Ortaçağ’a takılıp kalmış cahillerle nereye gidebiliriz ki?

Ben tarihçi değilim. Okuyan, araştıran, öğrenmeye çalışan bir siyasetçiyim. Bilmediğim konu üzerinde konuşmamaya özen gösterir, konunun yetkin kişilerini ve yayınlarını bulur, okurum, konuşurum. Daha sonra o konudaki aykırı fikir sahiplerinin yayınlarını okurum ve doğruya yakın bir kanaat sahibi olmaya gayret ederim.

Devletin en üst makamlarından cezaevlerine, binlerce takdir plaketinden emniyette işkence görmeye, aileden kayıplar vermekten sıkıyönetim mahkemelerinde boğuşmaya kadar çok yıpratıcı bir siyasi yaşamım oldu. Benzetmek gerekirse, devletin tankı üstümüzden defalarca geçti! “Olsun, üstümüzden geçen tank benim devletimin tankıdır. Devlet yanlış yapmaz, yanlış yapanlar devlet makamlarını haksız yere ele geçirenler ve Türk Milletini küçük görenlerdir dedik ve hizmete devam ettik!”

Son 15 yıldır da Türkiye’yi yönetenlere uyarı görevimizi yapmaya devam ettik. Bu işte iki ilkemiz bize yol gösterici oldu; -Devlet-Millet-Cemiyet hayatında gizlilik olmaz. Nerede bir gizlilik varsa orada devlet ve millet aleyhine iş dönüyordur dedik, üzerine gittik! -Önümüze çıkarılan engelleri basamak olarak gördük, yılmadık hem o engeli aştık hem de mücadele seviyemizi arttırmış olduk…

Yarın “Kürtçülük ve Kürt İsyanları” konulu bir yazı takdim etmeye çalışacağım.

Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Ağustos 2017 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.