Yaşlı adam dağda gezerken bir yılan yuvası görür ve yuvanın önüne bir tas süt koyar. Yılan yuvasından çıkar, sütü içer, tekrar yuvasına girer ve ağzında getirdiği bir altını süt kabına bırakır. Bu, aylarca böyle devam eder.
Bir gün adam şehre gitmek zorunda kalınca, oğluna olayı anlatır ve sıkıca tembih eder; “Sakın dediğimden başka bir şey yapma, sütü koy, bekle, altını al!”
Oğlu, “yılan her gün bir altın verdiğine göre, orada çok altın var demektir. Ben yılanı öldüreyim, altınların tamamını alayım, babam da sevinir” diye düşünür ve sütü koyar, yılanın gelmesini bekler. Yılan, ağzında altınla çıkınca baltasını savurur. Balta yılanın kuyruğunu kopartınca, yılan can korkusuyla oğlanı ısırır, çocuk anında ölür.
Aradan aylar geçer. Yaşlı adam, kaybettiği evladının acısıyla dağlarda gezinirken, yılanla karşılaşır. Yılan; “Olan oldu. Gel yine eskisi gibi devam edelim” deyince yaşlı adam; “Sende bu kuyruk acısı, bende de bu evlat acısı varken eskisi gibi olamayız, mümkün değil” demiş.
Hikayedeki “Yılanın Başı” emperyalist devletler, İsrail ve Vatikan’dır. “Yılanın Kuyruğu” ise Barzani Ailesidir. Türk Devleti, her zaman bunlarla ilişkiyi belli düzeyde tutmuştur. Ta ki AKP Hükümeti gelinceye kadar!
AKP ile beraber “Türk Devletinin ciddiyeti” kaybolmuş, Türk Devleti “Bedevi Kabilesi” gibi yönetilir olmuştur! AKP Genel Başkanı ve Başdanışmanlarının Barzani ile yapılan sıra gecesi eğlencelerinden tutun, Barzani’nin kaçak petrolünün, AKP’liler tarafından taşınmasına, Barzani’ye, Türkiye’de 80 civarında şirket kurdurup, sigara kaçakçılığı işine göz yumulmasına kadar çok sayıda suç beraberce işlenmiştir.
AKP, “Türk Tarihinde yapılmayan bir işi daha yapmış ve PKK Narko-Terör örgütünü koruyan, besleyen Barzani eşkıyasını, AKP Büyük Kongresinde “Türkiye seninle gurur duyuyor” nidalarıyla alkışlattı!
AKP dostu Barzani, emperyalist devletler-İsrail-Vatikan’ın yüzlerce yıllık projesi olan “Kürdistan Devletinin” ilk ayağını Kuzey Irak’ta, ikinci parçasını da Suriye’nin doğusunda kurdurmuştur.
Yılanın başı belli, kuyruğu da belli! Peki bu ihanet projesinin taşıyıcısı, koruyucusu, eşbaşkanı kim? Kim biliyor musunuz? Sanki kendi evlatları askerlik yapmış ve şehit olmuş gibi bağıran biri var ya! Hani “Şehitler Tepesi Asla Boş Kalmayacak” diye bağıran adam! Hah işte O… Şimdi kararı siz verin; Türk Milletinde 54 bin canımızın acısı varken bu eşkıya bozuntusuna, hak etmediği yardımı yapanları, affedecek misiniz?
Libya’da İhvancı sapıkları korumak için, Suriye’de El-Nusra denen kafa kesicileri korumak uğruna, Arap çöllerinde şehit olan yavrularımızın aziz ruhları, bu Türk düşmanlarından hesap sormayacak mı sanıyorsunuz!
Ya Çoban Ateşi Hareketi hesap sormayacak mı? Elimizde Türk Bayrağı, dilimizde “Ne Mutlu Türküm Diyene” ilkesi, yüreğimizde Vatan ve Atatürk sevgisi ile tüm Türkiye’de örgütleniyoruz. Kim Türk Milletinin hakkını yediyse, hukuk devleti anlayışıyla hesap sorulacak ve Türk Hazinesine iade edilecektir…
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Şubat 2020 Rifat Serdaroğlu