Erdoğan, niçin bazı Belediye Başkanlarını istifa ettiriyor? Kamuoyuna yansıtılan “Metal Yorgunluğu”, “Başarısızlık” gibi nedenler gerçek sebepler değildir. Çünkü bir partide başarısızlık varsa 16 yıldır, o partiyi tek başına yöneten Genel Başkana aittir! Dünyanın kabul ettiği gerçek şudur; Başarı da başarısızlık da komutanındır!
Erdoğan, ayağı takılıp koltuktan düştüğünde, kim yerine geçip AKP’yi onun elinden alabilme kapasitesine sahipse, onların kellesini alıyor! Bu konuda ki en çok korktuğu iki kişi, en az kendisi kadar zengin olan Gökçek ve Topbaş’tır. Diğerleri hedef saptırmak için seçilmişlerdir. Erdoğan bu konuda başarılı olabilir mi? Olamaz…
Kılıktan kılığa girdi, don değiştirir gibi kimlik değiştirdi, çaldık ama çalışıyor dedirtti yine de başarılı olamadı!
İhvan’ı Müslim’in fikirleriyle, Rabıta örgütünün emzirmesiyle, Millî Görüşün desteğiyle büyüdü, en yüksek makamlara geldi ama zengin olmaktan başka bir iş yapamadı!
Cumhurbaşkanı bile oldu, partiyi Cumhurbaşkanlığı makamına sokmaya çalıştı, olmadı! Cumhurbaşkanlığı makamını, partiye sokalım dedi, sığdıramadı! Türkiye’nin en yüce makamını, tapusu belli olmayan bir partiye indirgemeye çalıştık tüm dünyaya bir kez daha mahcup oldu, beceremedik!
“Başarılı olamadı”, “Yapamadı”, “Beceremedi” kelimeleri ile biten üç cümle kurdum ama neyi beceremediğini söyleyemedi. Bakın neyi beceremedi!
Her şeyi yaptı ama, Türk Milletinin gönlünden Atatürk sevgisini silemedi! Türk gençliğinin aklından Atatürk’ü ve fikirlerini çıkaramadı! Halkın tepkisinden korktuğu için gidemediği stadyumlarda, salonlarda hep o var! Her milli bayramda, özel günlerde insanlar yaşlı-genç demeden ona koşuyorlar! Aynı anda Türkiye’nin tüm şehirlerinde milyonlarca insan “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz”, “Ne mutlu Türküm Diyene” ve “İzmir marşı” ile coşuyorlar ve ölümünden 79 sene geçmesine rağmen onun sevgisi her geçen gün artıyor! Türk Milletinde Atatürk sevgisi arttıkça, bazıları nefes bile alamıyor, boğulacak gibi oluyorlar! İşte başarılı olamadığı, yapamadığı, beceremediği olay bu.
İsmi benimle birlikte mezara gidecek, Erdoğan’ın en yakınlarında bulunmuş bir eski siyasetçi ile sohbetimizden bir bölümünü aktardım sizlere. AKP’nin içinde elbette ki vicdan sahibi namuslu insanlar da var. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın her siyasi adımında en yakınlarını kullanıp atmasından, kendi hatalarını başkalarının üzerine yazmasından, her türlü güce açlığından, doymayan hırslarından bu insanlar da bıkmışlar! Teker-teker Erdoğan’ı terk etmelerinden belli!
Değerli Okurlar; Bir siyasetçinin gönlüne “KORKU” düşmüşse, o aynen dibine kurt girmiş ağaç gibi olur. O kurt nasıl ağacı yer bitirirse, korku da siyasetçiyi eritir, bitirir. Binlerce koruma olmadan dışarı çıkamaz, en yakınındakilere güvenmez ve sık-sık değiştirir. Gönül huzuru ile uyuyamaz, sinir sistemi alt-üst olur, kendini savunmak için yalan söyler, olayları çarpıtır, en sonunda yıkılır gider.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Tek ses-Tek adam-Tek gündem” kongresinde şunları söyledi; “Rabbimin yardımıyla, 40 yıllık siyasi hayatımızda inancımıza ve milletimize ihanet noktasına düşmedik. Eksiklerimiz, hatalarımız elbette olmuştur ama ihanetimiz asla vaki değildir!”
İhanet, kişinin olaya bakışına göre tanımlanamaz. Neyin ihanet olup olmadığına yasalar karar verir. Örnek vermek gerekirse; -FETÖ’nü Türk Devletinin taa Kozmik Odasına kadar sokmak, ihanettir. -FETÖ ne istedi de vermedim, demek ihanet itirafıdır. -FETÖ ile menzilimiz aynı olduğu için yardım ettim, demek ihanet belgesidir. -17/25 Aralık hırsızlarını korumak, kanundan saklamak ihanetin ta kendisidir. -Çakma darbe yaptırıp, yüzlerce günahsız insanın ölümüne sebep olmak, ihanetin daniskasıdır!
Yazıyı Büyük Atatürk’ün bir sözüyle bitirelim; “İhanetin nedeni olmaz, bedeli olur. O Bedel bir gün mutlaka ödettirilir.”
Korkunun nedeni işte bu sözdür…
Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Ekim 2017 Rifat Serdaroğlu