Tepeden tırnağa kadar “Kara Çarşafa” bürünmüş bir kadın militan, Saadet Partisi’nin Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Temel Karamollaoğlu “Fatih Sultan Mehmet” türbesinde dua ederken yanına gitti. “Benim kocam şehit oldu. 15 Temmuz’a tiyatro diyenlerle bir arada durmak size yakışmıyor, Erbakan Hocamın yerinde oturuyorsunuz. Sizi kınıyorum” diye şovunu tamamladı…
Temel Bey, bu militana cevap vermek için çırpınırken, profesyonel karıştırıcı militan bağırarak uzaklaştı!
Genel seçimler öncesi bu tarz provokasyonları çokça yaşamış biri olarak, paylaşmak istediğim bazı gerçekler var; - Bu militan, AKP’li yöneticiler tarafından gönderilmiştir. Çünkü AKP’lilere göre her seçim bir harp gibidir ve harpte her türlü hile mubahtır! -Bu kadın gibi bir militan, Erdoğan’a aynı şekilde saldırmaya kalksaydı, alacakları şunlar gibi olacaktı; Bir tokat, danışman tarafından tekmelenmek ve “defol ulan İsrail dölü” diye küfür yemek olacaktı! -Erbakan’a ihanet edenler, Saadet Partisinden ayrılıp AKP’yi kuran Erdoğan ve arkadaşlarıdır. Temel Bey değildir. Erbakan’ın sağlığında, Erdoğan için neler söylediğini merak edenler Google’dan öğrenebilirler!
Kendine güvenmediği için rakipleri ile birlikte televizyona çıkmaktan korkan AKP’liler mertçe mücadele etmeyi bilmezler. Hile-tuzak-kalleşlik ruhlarına işlemiştir, bunların!
Bu militan güruh Erdoğan’ın dizinin dibinden ayrılmazlar! Erdoğan da, inandığı ve lider kabul ettiği Gülbettin Hikmetyar’ın dizinin dibine çökmekten vaz geçmez!
Kim bu Gülbettin Hikmetyar? Peştun asıllı Hikmetyar, 1968 yılında Askeri Akademiye girmiş ama iki yıl sonra atılmıştır. 1970 yılında Kâbil Üniversitesi Mühendislik bölümüne kayıt olmuştur. Hikmetyar üniversitede, yüzleri açık kızların yüzlerine (Başları kapalı ama yüzleri açık) kezzap atmakla ünlenmiştir. Daha sonra ABD tarafından desteklenen mücahit grupların liderlerinden biri olmuştur. Pakistan Gizli Servisi (ISI) kanalıyla CIA’dan 600 milyon dolardan fazla para almıştır.
CIA kontrolündeki bu kişi, 1992 yılında Afgan direnişçilerinin oluşturduğu “Yönetim Konseyi” tarafından Başbakan seçilmiştir. Bu dönemde; -Kız çocuklarının eğitim görmesi yasaklandı. -Şeriat Kuralları gereği, hırsızlık yapanların eli kesildi. -Cinayetten suçlu bulunanlar, halkın önünde idam edildi. -Erkeklere sakal mecbur edilirken, kadınlara peçe zorunluluğu getirildi. -Bu yasakları kontrol için din polisi oluşturuldu. Gülbettin Hikmetyar, esirlerin derilerini canlı-canlı yüzdürecek kadar insanlıktan çıkmış biri idi.
Bu yazıdan çıkarılması gereken ders şu olmalıdır; -Demokrat ve özgür bir insan, kimsenin dizinin dibine çöküp oturmaz. Eğer oturuyorsa, o kişinin emrine girmiş demektir. -Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olacak kişi, kimsenin dizinin dibine çökmez, çökemez…
Ders alması gerekenler, gerekli dersi alsalardı, Suudi Kralının otel odasına koşa-koşa giderler miydi? Taşıdığı sorumluluğun bilincinde olmayan birini Türk Milleti olarak bizler neden seçelim ki? Kimi seçerseniz seçin, inanın bundan çok daha iyi olacaktır… Tamam mı?
Sağlık ve başarı dileklerimle 14 Mayıs 2018 Rifat Serdaroğlu