Allah bile hiçbir canlıya taşıyamayacağı dert-yük vermez! Ama bizdeki siyasetçiler, insanın hasını- olgununu- eğitimlisini- had bilenini değil, kendilerine boyun eğecek kişileri arar bulur ve görev verirler! Sonunda, yanlış kişiye görev verdikleri için hem kendileri hem de görevlendirdikleri kişi rezil olur. Hoca Nasreddin, eşeğine fazla yük yükleyen kişilere çok kızarmış. Onlara ders vermek için, köy meydanında eşeğine binmiş, kendi sırtına da dolu bir çuval almış! Köylüler, “Hoca bu nasıl iş? Hem sen eşeğin sırtındasın, ama çuval da senin sırtında!” Hoca, acıdım hayvancığa, bütün gün yük taşıyor, bir de ben yük olmayayım dedim” der demez, eşekten düşer, dolu çuval da bacağına denk gelir ve bacağı kırılır… Kişiyi, devlet yönetiminde hak etmediği yere getirirseniz, o yükü taşıyamaz bir yerde çöker, kalır! Sayın Erdoğan, kendisine en ağır küfürleri eden, Süleyman Soylu’yu, dört metrekarelik bir sigorta acentesinden alıp, devletin tepe noktasına getirdi. Niçin? Aklı sıra, Merkez sağın oylarını alsın diye! Soylu, çok sayıda siyasetçinin başına gelen “güç zehirlenmesine” çok çabuk yakalandı! Güçlendi, maddi olanakları arttı! Oğlunun 1,5 milyon tl değerinde arabalara bindiği konuşulmaya başlandı! Neden? Yapısı güçlü olmadığı için, daha önceki partisinde iç çamaşırlarını bile partiye aldırdığı için, ayarı şaştı çocuğun! Birdenbire; “Vay be! Ben neymişim yahu! Buraya kadar geldiğime göre AKP’ye Genel Başkan bile olurum” demeye başladı… Soylu, en son Anayasa Mahkemesi Başkanını, mahalle bekçisi ile karıştırıp TV’lerden adamı fırçalamaya kalktı! Fırça attığını zannederken, kendi görevini yapamadığını da itiraf etmiş oldu! Bir ülkenin Başkentinde, Anayasa Mahkemesi Başkanı korumasız dolaşamıyorsa, bunun sorumlusu beceriksiz iktidar ve ülkenin iç güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanıdır! Bir içişleri Bakanı düşünün ki, Erdoğan’ın gençlik arkadaşı Metin Külünk’ün adamları ile Bakanın sivil giyimli fedaileri birbirine giriyor? Böyle bir Bakanın görevde olduğu bir ülkede kimse yarınından emin değildir. Bu kişilerin davranışları tipik “sürü davranışıdır!” Biat kültürüyle yetiştirilmiş, sürü fertlerinin özelliği şudur. Bunlar, gerçeklik- güzellik- çağdaşlık- adalet duygularını hiç önemsemezler ve günlük çıkar peşinden koşarlar. (Vin-Vin yani. Para gelsin de, nereden ve nasıl gelirse gelsin. Helal mi, Haram mı önemli değil!) Sakın ola ki bunlar kapıştığı zaman araya girip ayırmaya kalkmayın. Dün birbirlerini yok edeceklerini söyleyen, birbirlerine “Hırsız-Kandil Uşağı-Şerefsiz” diye hitap eden iki kişi, yarın kırk yıllık karı-koca gibi olurlar, olan size olur. (Erdoğan-Bahçeli-Perinçek ortaklığı) DOĞRU Parti bu çapsızların köküne kibrit suyu dökecektir! Nasıl mı? İyi yetişmiş-dürüst-uzman-ahlaklı-demokrat- topluma saygılı devlet insanlarını Türk Milletinin emrine vererek… Ekonominin altın kuralı olan, “Kötü para, iyi parayı kovar” sözünde olduğu gibi, gerçek devlet adamları gelince, it-uğursuz-hırsız-çakal-mafya özentisi kişiler, yok olacaklardır… DOĞRUSU, Türkiye’ye namuslu eller değecek ve ülkemize bereket gelecektir… Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Eylül 2020 Rifat Serdaroğlu DOĞRU Parti Genel Başkanı