Çanakkale Haber

ŞEMSETTİN SOLAK
Köşe Yazarı
ŞEMSETTİN SOLAK
 

DOMUZLAR VE SU NÖBETİ 

DOMUZLAR VE SU NÖBETİ        ÇAKADAĞ Çanakkale Dağcılık Grubu arkadaşlarımla doğa yürüyüşü için Kirazlı bölgesini seçtik. Her zamanki gibi hedefim öncelikle arkadaşlarımı enteresan yerlerde yürüterek yormak ve devamında da piknik yaparak ödüllendirmek. Aracımızdan Kirazlı köyü yakınındaki sapakta inerek yürüyüşümüze başladık. Öncelikle arkadaşlarıma yürüyüş esnasında dikkat edeceklerini anlatmak için kısa mola verdik. Zira artık ormana giriyorduk. Doğanın güzelliklerini keşfetmek için sabırsızlanan arkadaşlarımı da fazla bekletmeden yürüyüşümüze başladık. Her yükselmede aşağılara bakarak ormanlarımızın yeşiliyle gurur duyarak güzel sohbetler de ediyorduk. İkazımıza rağmen bazı arkadaşlarım önden giderek keşif ruhunu yaşıyordu. Bir arkadaşım geri gelerek ‘’Hocam kadınlar duymasın! Domuz gördük’’dedi. Yolumuza devam ettik Zirveye çıktığımızda herkes çocuk ruhuna bürünmüş gibiydi.          İşte tam bu esnada toprağa çakılmış boruları gördük. Etraflarını betonlamışlardı. Neydi bunlar ?  Kirazlı dağının zirvesinden yeşil ile mavinin boy ölçüştüğü doğanın fotoğraflarını çekerek yürüyüşe devam ederek güney sırtlarından inmeye başladık. Aralıklı yollar açılmış. Dağın merkezine doğru delikler açılmış. Sorduk öğrendik ki altın madeni araştırılmış. Yolumuz içinden zor geçtiğimiz ormanlardan devam etti.        Domuzlardan korktuk. Kuşların söyleşilerini dinledik. Tavşanlar kaçtı. Kaplumbağayla selamlaştık. Önümüze çıkan tarla yollarını görünce sevindik. Şarkılarla süslediğimiz yürüyüşümüz Balaban’da sona erdi. Karnımızı doyurduk o soğuk tatlı sudan doyasıya içtik. Elbette burada ATATÜRK KAHVESİ de içilir. İçtik. Bundan tam on yıl önceydi. Halen de içiyoruz. Pekiyi yarın içebilecek miyiz?       Tekrar tekrar birbirimize soralım içebilecek miyiz ?       Çanakkale’ye doğru akan derelerden eğilip kana kana su içebilecek miyiz ?       Karşımıza yine domuzlar çıkacak mı?       Ağustos böceği ile karınca sohbetleriyle bize yine fikir verecekler mi?       Nerdeeee…       Binlerce şehit verdiğimiz ve hala vermeye devam ettiğimiz bu ülkenin dağları elin altıncıları tarafından talan ediliyor. Yıllar önce de Kirazlı’ daki bilgilendirme toplantılarına katılıp protesto ettik. Kim dur diyecekti? Elbette bu toprakların gerçek bekçileri.       Bu olanlara Koca Seyit ne der, Yahya Çavuş ne der, Fatih ne der ve dahası Mustafa Kemal ne der?      Çanakkale’nin içme suyunun siyanür ile zehirlenme ihtimaline karşı aklı başında insanlar SU NÖBETİ’ ne başladı. Hiç şüphem yok ki Koca Seyit bu gün de o mermiyi yine kaldıracak gücü bulurdu ama hedefi neresi olurdu?      Ağaçlar kesilmiş, orman yok olmuş. Doğa katledilmiş. Ne uğruna? Kirazlı dağının altındaki altın uğruna. Üstelik yabancı firmalar. Ki yerli olsa da doğanın yok edilmesine onay veremeyiz. Kaybettiklerimiz geri gelmeyecek. Ne kadar çirkin görüntüler. Filmlerde izlerdik! Afrika ülkeleri yağmalanırdı. Ülkeme bırakacakları küçük bir pay! Büyük olsa ne olur? Olur mu? Çanakkale halkı üzgün. Hatta kızgın.     Haykıranları duyalım!                                  Şemsettin SOLAK
Ekleme Tarihi: 30 Temmuz 2019 - Salı
ŞEMSETTİN SOLAK

DOMUZLAR VE SU NÖBETİ 

DOMUZLAR VE SU NÖBETİ 
      ÇAKADAĞ Çanakkale Dağcılık Grubu arkadaşlarımla doğa yürüyüşü için Kirazlı bölgesini seçtik. Her zamanki gibi hedefim öncelikle arkadaşlarımı enteresan yerlerde yürüterek yormak ve devamında da piknik yaparak ödüllendirmek. Aracımızdan Kirazlı köyü yakınındaki sapakta inerek yürüyüşümüze başladık. Öncelikle arkadaşlarıma yürüyüş esnasında dikkat edeceklerini anlatmak için kısa mola verdik. Zira artık ormana giriyorduk. Doğanın güzelliklerini keşfetmek için sabırsızlanan arkadaşlarımı da fazla bekletmeden yürüyüşümüze başladık. Her yükselmede aşağılara bakarak ormanlarımızın yeşiliyle gurur duyarak güzel sohbetler de ediyorduk. İkazımıza rağmen bazı arkadaşlarım önden giderek keşif ruhunu yaşıyordu. Bir arkadaşım geri gelerek ‘’Hocam kadınlar duymasın! Domuz gördük’’dedi. Yolumuza devam ettik Zirveye çıktığımızda herkes çocuk ruhuna bürünmüş gibiydi. 
        İşte tam bu esnada toprağa çakılmış boruları gördük. Etraflarını betonlamışlardı. Neydi bunlar ? 
Kirazlı dağının zirvesinden yeşil ile mavinin boy ölçüştüğü doğanın fotoğraflarını çekerek yürüyüşe devam ederek güney sırtlarından inmeye başladık. Aralıklı yollar açılmış. Dağın merkezine doğru delikler açılmış. Sorduk öğrendik ki altın madeni araştırılmış. Yolumuz içinden zor geçtiğimiz ormanlardan devam etti. 
      Domuzlardan korktuk. Kuşların söyleşilerini dinledik. Tavşanlar kaçtı. Kaplumbağayla selamlaştık. Önümüze çıkan tarla yollarını görünce sevindik. Şarkılarla süslediğimiz yürüyüşümüz Balaban’da sona erdi. Karnımızı doyurduk o soğuk tatlı sudan doyasıya içtik. Elbette burada ATATÜRK KAHVESİ de içilir. İçtik. Bundan tam on yıl önceydi. Halen de içiyoruz. Pekiyi yarın içebilecek miyiz?
      Tekrar tekrar birbirimize soralım içebilecek miyiz ?
      Çanakkale’ye doğru akan derelerden eğilip kana kana su içebilecek miyiz ?
      Karşımıza yine domuzlar çıkacak mı?
      Ağustos böceği ile karınca sohbetleriyle bize yine fikir verecekler mi?
      Nerdeeee…
      Binlerce şehit verdiğimiz ve hala vermeye devam ettiğimiz bu ülkenin dağları elin altıncıları tarafından talan ediliyor. Yıllar önce de Kirazlı’ daki bilgilendirme toplantılarına katılıp protesto ettik. Kim dur diyecekti? Elbette bu toprakların gerçek bekçileri. 
     Bu olanlara Koca Seyit ne der, Yahya Çavuş ne der, Fatih ne der ve dahası Mustafa Kemal ne der?
     Çanakkale’nin içme suyunun siyanür ile zehirlenme ihtimaline karşı aklı başında insanlar SU NÖBETİ’ ne başladı. Hiç şüphem yok ki Koca Seyit bu gün de o mermiyi yine kaldıracak gücü bulurdu ama hedefi neresi olurdu?
     Ağaçlar kesilmiş, orman yok olmuş. Doğa katledilmiş. Ne uğruna? Kirazlı dağının altındaki altın uğruna. Üstelik yabancı firmalar. Ki yerli olsa da doğanın yok edilmesine onay veremeyiz. Kaybettiklerimiz geri gelmeyecek. Ne kadar çirkin görüntüler. Filmlerde izlerdik! Afrika ülkeleri yağmalanırdı. Ülkeme bırakacakları küçük bir pay! Büyük olsa ne olur? Olur mu? Çanakkale halkı üzgün. Hatta kızgın.
    Haykıranları duyalım!
                                 Şemsettin SOLAK

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.