Ego, kelime anlamı benliktir. Kişinin devamlı olarak kendini yüceltme çabası da denilebilir. Ego, her insanda farklı çalışır. Yani, insanların her biri farklı egolara sahiptir. Egosuz insan olmaz, bu varoluşa aykırıdır. Bazılarında kontrolden çıkarak egoizm diye tanımlanan bir durumdur.
Ego, sen değilsindir. Her türlü hırsa, arzuya ve kurnazlığa sahiptir. Her zaman en tepede olmak ister. Yenilgiyi kabul etmez, başarısızlığı istemez. Ego kördür, bencildir. ‘’Ego, şahlanmış azgın bir at üzerindeki şövalye gibidir.’’ (Freud)
Aslında ego, kendini bilmek ile kendini hiç tanımamak arasındadır… Yani uçlarda yaşamak… Samimi olmaya izin vermemek… Seni sahteliğe itmek… Kimse benim gibi değil diyen hiyerarşi demek… Sınıf demek, kast demektir… Statü, mevkii kendi ile gurur duyma isteğidir…
EGO üç harfin içine sığmış devasa bir yaşamdır. Kişinin, her şeyin merkezine kendi benliğini koyarak, bu pencereden hayatı yorumlamasıdır. İnsanın bu dağları ben yarattım demesi ya da yaratmaya tenezzül etmemesidir. Körler ve sağırların birbirlerini ağırlamasıdır.
Einstein egoyu formülle şöyle açıklamış. (EGO=1/BİLGİ). Yani ne kadar az bilgi, o kadar yüksek ego. Ne kadar çok bilgi, o kadar az ego. Özgüven bilende, ego bildiğini sananda olur.
Ego’nun olduğu yerde aynılık yoktur. Ego; sen herkes gibi değilsin, sen farklısın diyen taraftır. Bazen para, bazen yaşadığı coğrafya, bazen cinsiyeti, bazen milliyeti… Oysa hepimiz sadece insan değil miyiz? Nerede yaşarsan yaşa, neye inanırsan inan. Halbuki aynıydık, aynı özden gelen muhteşem parçalardık.
Yazımı çok sevdiğim Özdemir Asaf ‘ın bir şiiriyle bitirmek istiyorum…
EGO
Son kadeh içilmiş,
Son söz edilmişti.
Bir düşünce sardı hepsini…
Bir hatıra,
Bir hırs,
Bir kıskançlık,
Bir yanıltı,
Bir kardeşlik,
Bir yanlışlık,
Bir kin,
Bir ümid,
Bir şey…
İnsana ait.
Sevgiyle kalın…
Sevilay Karapınar