Çanakkale Haber

Sizlerden Gelenler
Köşe Yazarı
Sizlerden Gelenler
 

 İDA DAĞI YOK EDİLECEK ÖYLE Mİ?  BU BIR CİNAYETTİR GÖZ GÖRE GÖRE!   Prof. Dr. Sevinç Özer

 İDA DAĞI YOK EDİLECEK ÖYLE Mİ?     BU BIR CİNAYETTİR GÖZ GÖRE GÖRE!                                                                                                                     Prof. Dr. Sevinç Özer Mitolojik İDA(Kaz) Dağını bütün Batılılar bilir çünkü "Yunan Mucizesi" adını verdikleri güler yüzlü, insan tavırlı tanrıların ve tanrıçaların yaşamış olduğu   üçgenin köşelerinden biridir  Olympos dağı ile birlikte. Yani üzerinde binlerce tanrı, tanrıça öyküsü, efsanesi barındıran her köşesi onların anılarıyla literature geçmiş insanlık yaşadıkça yaşayacak dünya sit alanlarından biridir İDA Dağı.         Kanadalılar Yunanistan'daki Olympos Dağını kazmıyor da niçin Çanakkale'deki İDA Dağını seçiyorlar yok etmek için? İsterlerse orada da altın bakır gümüş çeşit çeşit bahane bulabilirler. Acaba kendileriyle işbirliği içindeki Bigalılara mı güveniyorlar? Yoksa ağaç katliamlarında son yüzyılın rekorunu kıran başımızdaki küçüklü büyüklü yöneticilere mi? Yapmayın beyler siz öldükten sonra sizin çocuklarınız, torunlarınız bu ülkede yaşamayı sürdürecekler. Onların da Afrika'da yıllardır aç susuz beyazların yardımları ve insaflarıyla yaşamağa çalışan karaderililerin cehaletleri ve satılmişlıkları yüzünden düştüğü durumlara düşmelerini mi istiyorsunuz?        Hiçbir ülke tarihini, geçmişini, mitolojisini, çocuklarının geleceğini; ormanını, hayvanını üç beş kuruş için yabancılara peşkeş çekerek paraya, huzura, zenginliğe huzura kavuşmaz. Kurtuluş savaşının başladığı Çanakkale'de bu olayın başlaması ve yüzbinlerce ağacın kesilip kentin, ülkenin akciğerlerine balta vurulması tarihsel bir ironi, trajik bir alzheimer unutmuşluğu,dehşetengiz bir hastalanmadır.      Evet bu ülke son yıllarda kurtarıcısı Atatürk'e ihanetin her türlüsünü sergiledi, büyük kurtarıcıya  her çeşit saldırıyı küçük paralar karşılığında üstlendi. Ama kendi yaşam alanlarını güle oynaya geleceğini silen yabancılara teslim eden bir halka iş işten geçince her zaman gökten yeni bir kurtarıcı inmez. Bu bilinçle savaşarak ölen ve Çanakkale tepelerinde uyuyan dedelerinize ihanet etmeyin, onları "Ölümümüz hiçbir işe yaramadı!" huzursuzluğuna itmeyin.        "Tarih tekerrürden ibarettir" diyen bilge kafa 14. yüzyılda Meksika'da yaşanan trajedinin Çanakkale'de İDA(Kaz) dağlarında, o tanrıların, tanrıçaların mekanı olan yerde tekrarlanacağını sezmiş olmalı. Bugün Çanakkale'de olanlar, olacaklar Meksika'da Aztek ve İnca uygarlıklarının alışverişte değil yalnızca süsleme sanatında bolca kullandıkları altını çalıp götürmek uğruna İspanyolların barut saçan silahlarıyla gelip taş taş üstünde bırakmayarak yıkıp yok etmelerine, kutsal alanları talan etmelerine benzemektedir. Batılı bütün ülkeler Kaz dağının mitolojik İDA dağı olarak değerini, inanın Çanakkalelilerden daha fazla bilmekte fakat kıllarını kıpırdatmamaktadırlar. Hazır Kanadalı Alamos Gold gelip Biga Madencilik A:Ş: ile işbirliği halinde güzelim İDA dağını, Türklerin elindeki o koca defineyi yeryüzünden süpürmeğe başlamışken...Altın yumurtlayacak bir tavuk boğazlanmaya hazır hale getirilmişken... Peki İnka ve Aztekleri bitiren İspanyollara ne oldu dersiniz? Avrupanın sefilleşen ve düşen ilk imparatorluğu oldu. Dönemin İngilteresi, Portekizi imparatorluk olarak yaşadı; Amerika tarih sahnesinde doğdu; İspanya'nın kanı kurudu.         Çanakkale'ye ilk geldiğim 2007 yılında 18 Mart Üniversitesinde bir proje başlatmak istedim:Kaz Dağında bir yürüyüş yolu üzerinde mümkün olduğu kadar çok sayıda büyük ölçekli tanrı, tanrıça heykeli koyarak dağı turizme açmak, bu yolla Dağ turizmin bir Mekke'si olarak kente ve bölgeye büyük paralar getirsin diledim;çünkü orası bütün dünyanın tanıdığı ama akın akın gelmediği bakir bir alan olarak duruyordu henüz. Avrupa birliğinde bu projeyi kimlerle gerçekleştirebilirim diye araştırırken rektör Sedat Laçiner çıkageldi. Benim projelerim onun Fetöcü projelerine ters düştüğü için yandaşlarıyla (içimizdeki düşmanlarla) birlikte herşeyi yıktı geçirdi ve soluğu hapiste aldı.           Bütün Çanakkaleli hemşehrilerime ve Bigalılara şunu söylemek isterim;Elinizdeki gerçek madeni Kanadalıların ve onlarla işbirliği içinde olanların talanına teslim ederseniz gün gelir tam tepesine atom bombası atılmış Hiroşima'ya dönersiniz. Sulak yaşam alanlarınız susuz topraklar üzerinde birikmiş sarı, siyah, gri tortular üzerinde boynunu büken dallar gibi kalakalır. Amerikalıların çorak topraklara sürdükleri kızılderililer gibi nefes alacak alan bulamazsınız. Onun için bir kez daha düşünün derim!
Ekleme Tarihi: 30 Temmuz 2019 - Salı
Sizlerden Gelenler

 İDA DAĞI YOK EDİLECEK ÖYLE Mİ?  BU BIR CİNAYETTİR GÖZ GÖRE GÖRE!   Prof. Dr. Sevinç Özer

 İDA DAĞI YOK EDİLECEK ÖYLE Mİ?  

 

BU BIR CİNAYETTİR GÖZ GÖRE GÖRE!

                                                                                                                    Prof. Dr. Sevinç Özer

Mitolojik İDA(Kaz) Dağını bütün Batılılar bilir çünkü "Yunan Mucizesi" adını verdikleri güler yüzlü, insan tavırlı tanrıların ve tanrıçaların yaşamış olduğu   üçgenin köşelerinden biridir  Olympos dağı ile birlikte. Yani üzerinde binlerce tanrı, tanrıça öyküsü, efsanesi barındıran her köşesi onların anılarıyla literature geçmiş insanlık yaşadıkça yaşayacak dünya sit alanlarından biridir İDA Dağı.

        Kanadalılar Yunanistan'daki Olympos Dağını kazmıyor da niçin Çanakkale'deki İDA Dağını seçiyorlar yok etmek için? İsterlerse orada da altın bakır gümüş çeşit çeşit bahane bulabilirler. Acaba kendileriyle işbirliği içindeki Bigalılara mı güveniyorlar? Yoksa ağaç katliamlarında son yüzyılın rekorunu kıran başımızdaki küçüklü büyüklü yöneticilere mi? Yapmayın beyler siz öldükten sonra sizin çocuklarınız, torunlarınız bu ülkede yaşamayı sürdürecekler. Onların da Afrika'da yıllardır aç susuz beyazların yardımları ve insaflarıyla yaşamağa çalışan karaderililerin cehaletleri ve satılmişlıkları yüzünden düştüğü durumlara düşmelerini mi istiyorsunuz?

       Hiçbir ülke tarihini, geçmişini, mitolojisini, çocuklarının geleceğini; ormanını, hayvanını üç beş kuruş için yabancılara peşkeş çekerek paraya, huzura, zenginliğe huzura kavuşmaz. Kurtuluş savaşının başladığı Çanakkale'de bu olayın başlaması ve yüzbinlerce ağacın kesilip kentin, ülkenin akciğerlerine balta vurulması tarihsel bir ironi, trajik bir alzheimer unutmuşluğu,dehşetengiz bir hastalanmadır.

     Evet bu ülke son yıllarda kurtarıcısı Atatürk'e ihanetin her türlüsünü sergiledi, büyük kurtarıcıya  her çeşit saldırıyı küçük paralar karşılığında üstlendi. Ama kendi yaşam alanlarını güle oynaya geleceğini silen yabancılara teslim eden bir halka iş işten geçince her zaman gökten yeni bir kurtarıcı inmez. Bu bilinçle savaşarak ölen ve Çanakkale tepelerinde uyuyan dedelerinize ihanet etmeyin, onları "Ölümümüz hiçbir işe yaramadı!" huzursuzluğuna itmeyin.

       "Tarih tekerrürden ibarettir" diyen bilge kafa 14. yüzyılda Meksika'da yaşanan trajedinin Çanakkale'de İDA(Kaz) dağlarında, o tanrıların, tanrıçaların mekanı olan yerde tekrarlanacağını sezmiş olmalı. Bugün Çanakkale'de olanlar, olacaklar Meksika'da Aztek ve İnca uygarlıklarının alışverişte değil yalnızca süsleme sanatında bolca kullandıkları altını çalıp götürmek uğruna İspanyolların barut saçan silahlarıyla gelip taş taş üstünde bırakmayarak yıkıp yok etmelerine, kutsal alanları talan etmelerine benzemektedir. Batılı bütün ülkeler Kaz dağının mitolojik İDA dağı olarak değerini, inanın Çanakkalelilerden daha fazla bilmekte fakat kıllarını kıpırdatmamaktadırlar. Hazır Kanadalı Alamos Gold gelip Biga Madencilik A:Ş: ile işbirliği halinde güzelim İDA dağını, Türklerin elindeki o koca defineyi yeryüzünden süpürmeğe başlamışken...Altın yumurtlayacak bir tavuk boğazlanmaya hazır hale getirilmişken... Peki İnka ve Aztekleri bitiren İspanyollara ne oldu dersiniz? Avrupanın sefilleşen ve düşen ilk imparatorluğu oldu. Dönemin İngilteresi, Portekizi imparatorluk olarak yaşadı; Amerika tarih sahnesinde doğdu; İspanya'nın kanı kurudu.

        Çanakkale'ye ilk geldiğim 2007 yılında 18 Mart Üniversitesinde bir proje başlatmak istedim:Kaz Dağında bir yürüyüş yolu üzerinde mümkün olduğu kadar çok sayıda büyük ölçekli tanrı, tanrıça heykeli koyarak dağı turizme açmak, bu yolla Dağ turizmin bir Mekke'si olarak kente ve bölgeye büyük paralar getirsin diledim;çünkü orası bütün dünyanın tanıdığı ama akın akın gelmediği bakir bir alan olarak duruyordu henüz. Avrupa birliğinde bu projeyi kimlerle gerçekleştirebilirim diye araştırırken rektör Sedat Laçiner çıkageldi. Benim projelerim onun Fetöcü projelerine ters düştüğü için yandaşlarıyla (içimizdeki düşmanlarla) birlikte herşeyi yıktı geçirdi ve soluğu hapiste aldı.

 

        Bütün Çanakkaleli hemşehrilerime ve Bigalılara şunu söylemek isterim;Elinizdeki gerçek madeni Kanadalıların ve onlarla işbirliği içinde olanların talanına teslim ederseniz gün gelir tam tepesine atom bombası atılmış Hiroşima'ya dönersiniz. Sulak yaşam alanlarınız susuz topraklar üzerinde birikmiş sarı, siyah, gri tortular üzerinde boynunu büken dallar gibi kalakalır. Amerikalıların çorak topraklara sürdükleri kızılderililer gibi nefes alacak alan bulamazsınız. Onun için bir kez daha düşünün derim!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

19
Ağustos
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.