Nazım babaya ahali durum raporu..  Sosyalizm,   Senin anlayacağın yani                                                               Ekmeğimizde tuz,  Kitabımızda söz,  Ocağımızda ateş oluşu hürriyetin,                                                         Yahut başkası yel de, Sen yaprakmışsın gibi titrememek, bunun tersi yahut..., mesela, Sevgilimizin bizden ne şan, ne para, Vefadan başka bir şey beklemeyişi... Sosyalizm,     Nazım Hikmet  RAN                                   Yok yok öyle değilmiş Nazım BABA. Vefa dediğin şey vefat etti,         Şimdi her şey değişti, dünyayı değiştiremedik ama hamdolsun! Toplum değişti bizler değiştik.         Gazeteler televizyonlar, bize neler öğretti neler, televizyonlardaki izdivaç programları evlendirme dairesi gibi çalışıp izlenme rekorları kırıyor, kadınlı erkekli okumuş yazmış! koca koca İnsanlar programa katılmak için can atıyor, “ BENİ TAŞIYA BİLİRMİSİN “ sözcüğünün ne anlama geldiğini, orada duydum kültürüm tavan yaptı!, şartların sıralandığı listenin ilk maddesi, evin araban var mı? Diye başlıyordu, uzayıp giden listede sevgi yoktu, duygu yoktu, vefa yoktu, onur hiç yoktu.                    Ayrıca pes pembe diziler, sanal oyunlar, pespaye eğlenceler, gezmeler  derken tam sosyal olduk(!) sosyal olmak kavramı da bu arada değişime uğradı iyimi.            Birçoğumuz sanki dinimizi yeni keşfettik, bilmediğimiz dualara sığınarak adak adamakla, ağaçlara bez bağlamakla, falcılarda gelecek aramakla geçiyor günlerimiz.      Duruma göre devrimci, bazen dindar, bazen ateist, bazen de liberal olup maskeli bir hayatı yaşayıp gidiyoruz çok şükür.        Bu arabesk yaşamda bilim yok, sanat yok, felsefe yok ahlak yok insan yok, toplumsal dayanışma yok,  bunların olmasına da zaten gerek yok!.   Değişim dönüşüm dedikleri bu olsa gerek!          Ama bu yoğun sosyal! Yaşamdan zaman kalırsa arada bir sizlerden de söz edip yazılarınızı kes yapıştır yaparak sizlerle aynı düşüncede olduğumuzu çevremizle paylaşıp rahatlıyoruz, bakmayın o işin sosu yani,           Yani kısacası sizlerin dünyasını, düşüncelerini düşünmek hayal etmek iyide, öyle yaşamak çok zor be Nazım BABA çok zor.          Artık DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ GİBİ DEĞİLDE YAŞADIĞIMIZ GİBİ DÜŞÜNÜYORUZ maalesef, yaşasaydınız alim Allah sizlerde gericilikle, modası geçmiş dinozorlukla suçlanırdınız.         Hani bir şiirinizde diyorsunuz ya,  “ CEBİMDE YOKTU YÜREĞİMDEN VERDİM “  o yetmiyor artık Nazım baba yetmiyor.           O insanlar beyaz atlarına binip gittiler, ütopyalarımız kalmadı aşklarımız, sevdalarımız, duygularımız pazara düştü kim fazla verirse misali.       Biz böyle mutluyuz siz rahat uyuyun diyemiyorum, hava ayaza çevirdi karanlık erken çöktü memleketine.        Gericiliğin, yozlaşmanın, çürümüşlüğün bizlere değişim diye dayatıldığı bu günlerde bir avuç onurlu ve yurt sever insan dillerinde şiirleriniz yüreklerinde siz devrimci önderlerin bıraktığı kavga ateşi ile bu sömürü düzenine karşı alanlarda haykırırken çoğunluk sürüye katılı verdi.          Etliye sütlüye karışmamayı, zaman sana uymazsa sen zamana uy“ diye bize nasihat eder oldu okuyup yazmış bilge(!) insanlarımız.           Gün ne zaman doğar bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki, bu topraklarda Mustafa Kemal'ler,  Pir sultan'lar,”Nazım'lar, Deniz'ler, gibi birçok ölümsüz önderlerin ozanların yaktığı aydınlık meşalesi hiç sönmeyecek.             Hani derler ya “gecenin en zifiri karanlık anı güneşin doğuşuna en yakın andır" inanıyorum ki, bu karanlık günlerde serpilip gelişen gericiliğin, yozlaşmanın çürümüşlüğün sonu, doğacak güneşin yakıcılığında yok olup gidecektir.   Adnan Yücel'inde dediği gibi;                   Bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek,                   Yeryüzü aşkın,  yüzü oluncaya dek.  Siz kavgası ile yaşayanlar, sizlere selam olsun.   haaa birde sizleri okudukça aynanın karşısında buluyorum kendimi acep neden?                                      Saffet TUNCEL