TOPRAĞIN ÇAĞRISI
Ne desem,
Nasıl başlasam söze
Analar dilinin ucuna geleni söylemez
Söyleyemez pek
Büyüük büyük toprak anam
Masal anlatırdı da
Varmışı yokmuşa yamar
Harmanlardı gönlünce
Baklavalar açardı sonunda
Keloğlan’a, Kurbağa Prens’e
Şimdi ağı karıştı masallara
Bir varmışı acı bir gülümseme;
Yokmuşu civanlara, tazelere azık
Yazık, çoook yazık!
Nerede milletin kandırılan efendisi
Hibrit tohum, nasırlı ellerin hissesi
Ahı büyümekte
Her coğrafyadaki sömürülenlerin
Geleceğini karartan kim
Doğmamış bebeklerin
Tüm canlılar kendi dillerince isyanda
Duymuyor musunuz?
Hani vazgeçilmezinizdi toprağınız
Zamansız uyudunuz
Faili meçhul cinayetler gibi
Yağmalanmış yeşilin
Kuruyan nehirlerin faili de
Meşhur elbette!
Venüs, öz sularımda bezendi
Bağrımda taçlandırdı başını İDA
Şimdi” Ayazma güzeli”
Yarını olmayan çırpınışlarda
Sarıkız’ın kâbusunda
Acıyla can veriyor
Emperyal cadının
Ürküten aksi aynada
Ve artık çürüyor
Gökten düşen üç elma…
Ben,
Kızıl toprakmışım
Kara toprakmışım
Humusmuşum
Kayaymışım, kummuşum
Asırlardır
Olmam gerektiği gibi olmuşum
Tüm canlılara diriyken ve ölünce barınak
Yağmurla, rüzgârla, karla el ele
Hep dost
Her şartta sıcak
Ey insanoğlu!
Göz yumarsan
Siyanür katmaları için
Endemik çaylarıma
Üç –beş altın takacaklar
Kırıtan gerdanına.
Susturmaya çalışsalar da haykırışları
Hayli zamandır duyuyorum
Yürek yüreğe
Volkan gibi çırpınışları
Bitirin
Bitirin bu yok oluşa doludizgin yarışı
Ne geliyorsa elinizden
Karınca kaderince
İşleyin bereketli döşümü
Dantel gibi ince ince…
Duyun artık kahırlı çağrımı
Hafifletin,
Aymazlığınızdan duyduğum ağrımı.
Sürekli hırlaşan kediler bile
Bahara erebilmek için
Kışın sokularak uyurlar birbirine
Küçük beyinli diye aşağıladığınız
Dünya kuşları,
“SİMURG” u yarattılar içlerinde
Ve otuzu birden
Dev kanatlarıyla uçtular.
Kaz dağlarında
Hain bir uğultu dillenmede
Vakit dar, tehlike yakın
Alçaklı yüksekli tepeler
Halaya kalkın!
Es, rüzgâr es!
Savur polenlerimi
Ege’de, Kefe yaylasına
Marmara’da
Çiğdem’e, Açelya’ya
Uzan Trabzon’a
Ver elini Ayder!
Silkinin karanlığınızdan
Şafağı muştulasın geceler
İnandıkça yaşanır mucizeler…
ÖMÜR BALCI