Sanki, AKP’den önce Türk Milleti’nin büyük çoğunluğu Müslüman değildi! Sanki, İslam’ı yaşamasını bize AKP’liler öğretti! Sanki onlar, Allah tarafından “İslam’ı tebliğ” ile görevlendirildiler!
Gerçek şudur; AKP kadar İslam dinine kötülük yapan, insanları dinden diyanetten camiden soğutan bir yönetim, şimdiye kadar görülmedi! Her şeyi böldükleri gibi, son din olan mübarek İslam’ı da böldüler.
Biri, Allah’ın kullarına doğru yolu göstermek için gönderdiği “İndirilmiş İslam!” Diğeri, AKP’nin çıkar uğruna kullandığı “Uydurulmuş İslam!”
Biri, Allah’ın İslam’ı aklın temeline oturtan kelâmı, Diğeri, her biri fitne ve ayrılık tohumu eken, kendini tarikat-cemaat-tekke erbabı diye tanıtan din tüccarlarının, insanları “Allah ile aldatmak” için uydurdukları İslam!
Bir tarafta, ibadetini Allah rızası için yapan, iyiliği doğruluğu kardeşliği temizliği bilimi çalışmayı aydınlığı öğütleyen gerçek İslam’ı yaşayan mütedeyyin kitle!
Diğer tarafta, camilerde toplanan sadakalara kadar her şeye musallat olan, saray yavrusu evlerde oturan, son model ciplerde gezen, holdingleşmiş, dolar milyoneri olmuş, her şeyi kayıt dışı olan, devlete tek kuruş vergi vermeyen, askerlikten kaçan, insanları tebaa yapmaya çalışan “seccade şeytanları!”
Sevgili Gençler; Allah’ın emri olduğu için hiç aklınızdan çıkarmamanız gereken gerçek şudur; -İslam’da “Ruhban Sınıfı” yoktur. Bu yüzden hiç kimse, Allah ile onun kulu arasına giremez! -Allah, Hz. Peygamberini bile sadece İslam’ı insanlara tebliğ etmekle görevlendirmiştir! Allah, Peygamberine vermediği yetkiyi, yanmaz kefen, uçan takunya satan, insanların mallarına çöken, son model zırhlı Mercedeslerde gezen sahtekarlara mı verecek? Hangi akıl, hangi vicdan bunu kabul eder?
İslam’ın üzerine titrediği en önemli konu adalettir. İslam’da adalet; Hakkı teslim etmek ve kim olursa olsun eşit muamelede bulunmak, demektir.
Gelin, Müslüman geçinen AKP’nin, “Adalet” hakkındaki bir uygulamasına beraberce bakalım;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder hakkındaki, “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 26. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği hapis cezalarını onadı. Kesinleşmiş yargı kararı hakkında, dosya içeriğini bilmediğimden bir yorumda bulunamam. Fakat şunu sormak sorgulamak, vatandaş olarak benim en doğal hakkımdır!
-Diyarbakır Meydanında, yüz bin kişi önünde PKK Narko Terör örgütü liderinin mektubunu okutmak, alkışlamak ve alkışlatmak Öcalan’ın ve PKK’nın propagandasını yapmak değil midir? -Barzani denen eşkıya ile kol kola girip, “Türk Devleti terörist devlettir” diyen sanatçı müsveddelerini, salya-sümük ağlayarak alkışlamak ve alkışlatmak, PKK’nın propagandasını yapmak değil midir? -PKK’lı militanlara dokunmayın, görmezden gelin diye Valilere emir vermek, PKK propagandası yapmak değil midir? -Demirtaş ve Önder’i İmralı’ya Öcalan’ın yanına gönderip, poz- poz resim çektirtmek ve yaymak, Öcalan hakkında “Sayın” kelimesini kullanmak ve onu adeta bilge adam seviyesine çıkartan konuşmalar yapmak, PKK’nın propagandasını yapmak değil midir?
Aynı konuda, aynı suçu işlemiş kişilere farklı muamele yapmak, kutsal İslam dininde var mı? NAHL Suresi 90. Ayette emredilen adalet bu mu? Adaleti kendi yararına göre eğip-bükenler ve bunlara boyun eğenler, Allah’ı da kandırdıklarını mı zannediyorlar?...
Sevgili Gençler; Adaleti çarpıtmak, insanlara adalet konusunda eşit davranmamak, Allah’ın emirlerine karşı gelmektir…
Not; Bugünden itibaren, insanları Allah ile aldatmaya kalkan, adaleti çarpıtan AKP’ye yerel seçimlerde hiçbir AKP’li adaya OY YOK” çalışmasını başlatıyoruz. Konuşmalarımızda, yazışmalarımızda lütfen bu cümleyi kullanalım ve kafalara yazalım. Türk Milleti isterse başarır. Ne Mutlu Türküm Diyene…
Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Aralık 2018 Rifat Serdaroğlu