Kadınlar, yaşadığı zamanda toplumsal, ekonomik ve hukuki alanla mücadele ederek varlıklarını geleceklerini ailelerini, çocuklarını, toplumu, anı hatta ülke ve milletini geleceğini aydınlığa taşırlar...Bu ilk çağdan günümüze kadar süren ve anlaşılmayan bir nedenle nedense toplumun diğer yarısının çoğunluğunu işgal eden bir zihniyetle görünmez, yok edilir yada itibarsızlaştırılır...Ellerinden ememk emek biriktirdiği herşeyi maddi yada manevi çok çabuk alınabilir yada gereksiz kabul edilir...Bazen kaşık düşmanı olur bazen anadolu ama heryerde her zaman vefakar, merhametli ve sabırla geleceği ilmek ilmek işler...Mücadelesi, doğayla barıştır, emektir, varolmaktır, haktır, eşitlik ve barıştır..Ve kadının olduğu her yerde bir güzellik bir başarı hikayesi, bir emek, bilgi aydınlık vardır...Kendinden zayıf güçsüz olanı korumak birliktelik vardır..Ve var olmak adına yok olan geleceği yeniden yeniden yapmak adına var edendir kadın..
Bu yazı dizimizde içimizden birinin, birilerinin, kadınların , birliktelikten doğan güçün hayat mücadelelerine yer vermek, yaptıkları güzellikleri, birlikteliği, emeği, yaratıcılığı, yazmaya çalışacağız..Bazen kendi yüreklerinden geleni; bu kadın kahramanlarımız yazacak bazen bizler ama hepside günümüzden ,bizden, içimizden gelecek mücadelesi yapan üreten kadınlarımıza ait....
FİLİZ YILDIZ ARÇUKOĞLU
BİR EMEK VE DAYANIŞMA RÜYASI
Bu bir Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneğinin kuruluş öyküsüdür...
10 yıl önce;
Hepimiz evlerinde kendi hallerinde yaşayan insanlardık.Hangi ara bu kadar medyatik olduk, bunun hikayesini bugün ve ara ara bu gazeteden si z değerli okuyuculara anlatmaya çalışacağım.Bizler ev de emek yoğun çalışmak yani ev hanımlığı diye tarif edilen ve bize düştüğü yada öyle olduğukabul görülen işler dışında birşey yapmayan, gidecek yeri olmadığı için, sokak aralarında, kapı önlerinde oturup, çekirdek çitleyen insanlardık. Benim bir işim, 4 oda küçük bir pansiyonum, 10 yıl öncede geldik, köyde hiçbirşey değişmemiş diyen, gelen giden konuklarım vardı.Gerçekten de köyde olumlu yönde gelişmeye, değişmeye ihtiyacı olduğunu düşündüm. İşte güzelleştirme derneği kurma fikri buradan çıktı.O dönem eşim Aziz Erkan Muhtar seçildi.Bende aynı günlerde dernek kurmak için kolları sıvadım.Öncefikrimi , köyün kadınlarıyla paylaştım.İşte o gün iherkeste bir heyacan, gözlerde parıltı görülmeye değerdi, doğrusu. Herşey güzel bir masal gibi başlamıştı.Ama hiçbir masalbaşladığı gibi bitmez.İlla bir yerinde bazı insanlar gelir, ortalığı karıştırır.Bizim masalımızda ortalığı karıştıran, amacımıza inanmayan birileri, o ilk gün kadınlarla yaptığımız toplantıyı bastılar.Size dernek kurdurmayız dediler.Sebebp dernek lokali olarak seçtiğimiz binayı istediklerini söylediler.Oysa bina yaklaşık 25 sene önce liman inşaası sırasında yapılmış, inşaatbittiğinde kaderine terk edilmiş, biz sahiplendiğimizde ise, harabeye dönmüş, tarihi kalenin hemen yanında, köye ait bir arsada prefaprik olarak yapılmış ruhsatsız bir yapı, ( o bina bugün kavga konumuz oldu.)O gün bütün engellemelere rağmen, muhtarlıktan gerekl, formaliteleri yerine getirerek, 20 tl ve 20 yıllığına kiraladık.Tüm engellemelere rağmen o dernek kurulmuştu.Başlangıçta herşey rüya gibiydi. Amacımıza emin adımlarla yavaş yavaş ilerliyorduk.Peki rüya ne zaman bozuldu. Onu da gelecek yazımda anlatayım...İsterim ki benim yazdıklarımı okumaya devam ediniz.. ben yinede tüm gerçekleri size aktarmaya çalışacağım...Tahmin edebilirsiniz biliyorum ama yinede yazacaklarım ilginizi çekecektir..
Ben kimmiyim,son zamanlarda birileri tarafından konu edilen ve konu olan emek, üreterek, öğrenerek birliktelik ile bulunduğumuz yaşadığımız memleketimizi daha da aydınlık günlere taşımaya değerini artırmaya, tanıtmaya çalışan
Şükran ERKAN....
Babakale Güzelleştirme Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı