Koronovirüs gündemin 1 numaralı maddesi ve hatta tümü olduğu için neredeyse görme özürlü olacağız…
İdlib’i, şehitlerimizi unuttuk… Haber yazıyor diye tutuklanan gazeteciler gündemin en dibine indi… Peşin milyar dolarlar verip de Amerika’dan alamadığımız F-35’leri hatırlayan yok. Yine milyar dolarlar ödediğimiz S-400’ler aktif hale getirilebilecek mi?.. Kimsenin umurunda değil… Kıbrıs’ı, Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizi, Libya ile yaptığımız mutabakatları da hatırlayan kalmadı. Avrupa’ya gitsinler diye yol verdiğimiz mülteciler de pek ortalarda görünmemeye başladı!.. Ekonomik kriz yüzünden inim inim inlerken marketlere hücum başladı. Yıllardır yaşadığımız derin ekonomik krizleri iktidar tümüyle koronavirüse bağlarsa hiç şaşırmam!..
Koronovirüsün yarattığı körlükten biz gazetecilerde nasibimizi almışız meğer!.. Hem de 13 Mart (Cuma) günü… En büyük Harbiyeli büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kara Harp Okulu’na girişinin 121. yıl dönümünde… Geçmişte görkemli ve büyük coşkuyla kutlanan bu gün ile ilgili Savunma Bakanlığı’nın Youtube’a yüklediği kutlama töreni ile ilgili kısa videoyu izleyince dehşete düştüm. Gözlerime inanamadım. Tekrar tekrar seyrettim… Ankara’da yapılan törenle ilgili önce kısa bilgi vereyim;
Mustafa Kemal Atatürk’ün Kara Harp Okulu’na girişinin 121. yıl dönümü, Savunma Bakanı Hulusi Akar ve TSK komuta kademesinin katıldığı törenle kutlandı. Kara Harp Okulu’ndaki törende, koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında öğrenciler aralarında mesafe bırakılarak oturtuldu. Tören geçmiştekilerden daha kısa sürede tamamlandı. Hulusi Akar’ın yaptığı kısa konuşmaya bakarsak, törenin kısa sürmesinin nedeni koronavirüs olarak gözüküyor!..
Geleneksel yoklamanın da yaptırıldığı törende, sıra Atatürk’ün öğrencilik dönemindeki numarası 1283’e geldiğinde tüm Harbiyeliler ayağa kalkarak “İçimizde” dedi.
Yoklamanın ardından Kara Harp Okulu öğrencilerinden oluşan koro ‘Plevne Marşı’nın yanı sıra ‘Ölürüm Türkiyem’ ve ‘İşte O Bayrak’ı seslendirdi. Müzik dinletisi sonunda halk oyunları sahnelendi, “Harbiyeden Günümüze Atatürk” konulu sahne gösterisi sergilendi.
İşte, törenin yapıldığı o günden bu yana askeri çevrelerde büyük rahatsızlık ve tartışma yaratan bir an tartışılıyor. Önce birinci fotoğrafa bakalım;
Salondaki tüm Harbiyeliler ve subaylar, Atatürk’ün okul numarası 1283 okunurken ayakta ve esas duruşta “İçimizde” diye haykırırken ve daha sonra Harbiyeli yemini edilirken biri yerinden kalkmıyor, oturuyor. Diğerleri ayakta iken bu şahsın ön sırada oturuşu dizlerinden anlaşılıyor. Fotoğraftan bu Harbiyeli kim ise pek net seçilemeyebilir. İnternete girip videonun özellikle 3’nci dakikadan sonrasını tekrar tekrar izleyin lütfen.
Şimdi 2’nci fotoğraf karesine gelelim,
Harbiyeli yemini sırasında salonun arka sıraları… Kesin bir tanımlama yapamadım ama ya bir hanım subay yada Harbiyeli… O da ayağa kalkmamış oturuyor!..
Bu 2 kare askeri çevrelerde büyük bir hayal kırıklığı ile birlikte iç dünyalarında sert tartışmalara sebep oldu. Tartışmalarda büyük haklılık payı var. Çünkü bugüne kadar yaşanmamış bir olay. Ayrıca, Savunma Üniversitesi’ne bağlanan harp okullarında yeni cemaatçilik faaliyetlerinin tartışıldığı, camilerde çeşitli cemaatlere bağlı öğrencilerin birbirleri arkasında namaz kılmadığı iddiaları hatırlanınca insan dehşete düşüyor. İnsan, “acaba bu, Atatürk düşmanlığının bir açık göstergesi mi?.. Atatürk’e karşı sinsice sürdürülen düşmanlığın açıkça ilan edilmesi mi? Meydan okuma mı?” diye sormadan edemiyor!..
Savunma Bakanlığı’nın bu karelere mutlaka açıklık getirmesi gerekir. Ha!.. Diyebilirsiniz ki; “bu oturan şahıslar belki de o gün hastaydılar. O yüzden ayağa kalkamadılar”… Bu, bana pek inandırıcı gelmez. O zaman sorarım; “2 dakika ayakta durmayacak kadar mı hastaydılar. Ayakta durmayacak kadar hastalarsa neden törene getirildiler”.. Çünkü, bu tip törenlerde asker kılı kırk yarar. Törene katılacak Harbiyeliler büyük bir titizlikle seçilip salona getirilirler. En azından eskiden böyleydi diye bilirim!..
Eğer Atatürk düşmanlığı ise bu ve yol veriliyorsa… Acaba kimden/kimlerden hesap sorulması gerekir?.. FETÖ denen hain yapılanmadan kurtulalım derken askeri okullarımızda kimler cirit atıyor?.. Nasıl yapılanıyorlar?.. Bu küstah cesaretin arkasında kimler var?.. Yoksa, bu oturan şahıslar, “tespit edilelim de bizi atsınlar” gayesiyle bu işi yapmışlarsa, haklarında bir işlem başlatıldı mı?..
Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın tez zamanda açıklama yapması gerek. Naçizane dileğim;
Sayın Akar, İdlib şehitlerinde açıklamanın Hatay valisine bırakıldığı gibi lütfen bu sefer açıklamayı Ankara valisine bırakmayın!..
korkusuz.com.tr