Gelişmiş ülkeler çok uzun zaman içerisinde büyük emek harcayarak bu günkü etik ve ahlaki anlayış düzeyine erişmişledir İnsan, duyguları ile mantığı, özgürlük istemiyle toplumsal kurallar, bireysel arzuları ile sosyal düzen arasında bir ölçü ve denge kurmalıdır. Bu ölçü ve denge bulunamadığı zaman gerek kişisel gerekse toplumsal alanda bir takım rahatsızlıklar ve uyumsuzluklar ortaya çıkmaktadır. Doğrunun, iyinin ve yükümlülüklerin neler olduğu konusu tartışılmaktadır. Gerek bireysel olarak, gerekse evrensel anlamda bu sorunlar ve tartışmalar yüzyıllardır süregelmektedir. Bu bağlamda mutlak doğru, iyi ve yükümlülük konuları insanlıkla birlikte gelişip evrimleşecek ve değişecek olgulardandır. Kutsal Kitaba göre ikiyüzlülük insanlar aracılığıyla değil, ruhi bir varlıkla başladı. İblis Şeytan insanlık tarihinin başlarında, Havva’yı kandırmak için bir yılanı maske gibi kullanarak kendini onun yararını düşünen biri olarak gösterdi .O zamandan beri birçok kişi de benzer şeyi yapıyor; onlar başkalarını kandırmak ve bencil amaçlarına ulaşmak için kendilerini olduklarından farklı gösteriyor.
Ülkeyi idare eden siyasetçiler den tutunda, Aydın dediklerimiz, sanatçılar, gazeteciler, hatta din görevlileri ve başkaları milletin karşısına geçip maskeli bir ifade ve hal tarzı ile davranıyor, konuşuyor. Kapalı kapılar arkasında ise başka konuşuyor. Hoşgörü ve barış diye aktarılan dinlere bakalım Dünyada Din savaşları oldu tarih yazdı Benim dinime inanmazsan aslında yok ederiz..En büyük ve haklı biziz…
Herkesin düşüncesine inancına saygılıyız, ülkede demokrasi insan haklarının önündeki engeller kalkmalıdır. Biz bu engelleri kaldırmak için geldik..! Demokrasi dışı davranışları hoş karşılamayız. Demokraside muhaliflikte vardır..! Nereye kadar?
Demokratlığım karşımdakini aşağılamaya, köşeye sıkıştırmaya hatta cezalandırmaya kadar gidebilir. E � Bu da demokrasinin bir cilvesi yani hak arama, hak takibi sayılır. Kısaca siyasiler için her gün yeni bir başlangıçtır. Dün dündür. Önemli olan günü yaşamaktır. Toplumda siyasi önderlerinden geri kalacak değil ya onlarda bu YANAR-DÖNERLİKTEN nasibini alıyor. Toplumumuzda bozulmanın, yozlaşmanın en belirginleşmiş hali İKİ YÜZLÜLÜKTÜR.
“yenidünya” düzeninde “yükselen değerler” adı altında yaptıkları algı operasyonlarında toplumun ve bireyin genleriyle oynadıklarını, yeni bir toplum ve ona uygun bireyler yaratma amaçları çok önceden başladı Biz yakın zamanımıza bakıp hatırlayalım …Cumhuriyet tarihinin en fazla ve en hızlı insan kirlenmesinin yaşandığı bir dönemden geçiliyor. Yeni bir kültür, yeni bir insan tipi .Kıskanç, hırslı, bencil, faydacı olan bu yeni insan tipi en yakın dostlarına bile bürokrat ve hoyrat davranmayı erdem sayıyor.
Çok eskilerden hatırlayalım. “Her mahallede bir milyoner yaratmak” söylemiyle oluşturulan ve kışkırtılan sınıf atlama düşleri, bunun yolunu açmak için gösterilen “her yol mübah” anlayışı ve bunun yarattığı sonuçlar, bireysel ve toplumsal kirliliğin oluşmasının ilk adımlarıydı. Şimdide her sokakta bir üniversite ile sözde Oxfortlar açılmaya başlandı.Yani süreç devam etmekte…
Bireysel ve toplumsal dönüşümün, gelişmelerin önünü kesip olumsuza, kötüye yönlendiren öldürücü adım ise küresel güçlerin destekleriyle askeri darbelerle gelişmelerde duraklama dönemlerini yaşamışızdır. Hak mücadelecilerininde toplumsal muhalefetin ‘’ DAHA GÜZEL BİR DÜNYA İSTEKLERİ ‘’KATLİAMLARLA bastırılmıştır…Sözüm ona hem sağdan hem soldan diyerek denge sağladıklarını düşünenler yıllar sonra ellerinde taş sopalarla karşılık verenleri durdurmak için ellerinde sadece kitap olanları da yok ettik itirafı çok daha yeni…
Yükselen toplumsal muhalefeti yok edebilmek, yönetemedikleri toplumu tasarımlamak ve içine düştükleri ekonomik açmazlara karşı küresel kapitalizminin dayattığı politikaları, ekonomik paketleri yürürlüğe sokabilecek ortamı darbeyle yada rejimi devlet gücünü ele geçirerek değiştirmekle geçen
süreçte geçmişin erdemleri/değerleri yok edilerek, yükselen değerler adına yeni yaşam biçimleri, yeni değerler oluşturuldu.
Yaşanan bu süreçlerde bireycilik, bencillik, yükselme hırsı ve tabii ki lüks tüketim kışkırtıldı, özendirildi, kutsandı. Tüketim ve “show” toplumunun ‘iyi tüketicileri’ olanlar makbul insana dönüştürülüp cilalanırken bir duruşu, kimliği ve kişiliği olan, direnen birey ise sistem tarafından kuşatıldı, dışlandı.
Yoksul halk yığınları sorunlarına, kendi hayatlarına, aydınlar da kendilerine ve toplumlarına yabancılaştırıldı. Ne yazık ki genleriyle, algılarıyla, belleğiyle oynanmış yeni bir toplum, yeni bir kültür, yeni ‘değerler sistemi’, buna uygun yeni bir ‘insan tipi’ oluşturuldu.
Örgütlü toplum, örgütsüz, yenik-ezik, çaresiz ve umutsuz bireylere dönüştürüldü. Dostluk, dayanışma, sevgi duyguları yok edilmişti. Toplumsal belleği yok ederek geçmişinden ve gelecek düşünden kopmuş ‘bireyler topluluğu’ oluşturuldu. Yaratılan yeni ‘insan tipi’ne sunulan da, var olabilmek için bireysel ve toplumsal riyaya - ikiyüzlülüğe dayanan bireysel kurtuluş yoluydu; özendirilen bu yolda her yol mübahtı.
Anımsayın ,c son dönemlerde at izi it izine karışan, sağın solun birbirine yalanladığı ve Akil adamların bize sunduklarını, Apaçık önümüzde tam da bu yazdıklarımızı yaşıyoruz…Muhalif sağ muhalif sol söylemleri havada uçuşuyor
Bugünkü iktidarın varlığını on yıllardır sürdürmesi de yaratılan bu cehalete ve yabancılaşmaya, ikiyüzlülüğe, dünya nimetlerinden yararlanma açlığına yaslanıyordu. Ekmek bile alamayacak konuma getirilen insanlar başlarına atılan çay paketleriyle mutlu olabiliyordu.
Etik ve Ahlak diyoruz ya aslında tüm dünyada değişmeyen kavramlar , baktığımızda bizim gibi gelişmekte eğitimden uzak ülkelerde çok da çabuk içi boşalIveriyor…Değerlerimizi , İnsan olma onurunu bir anlığa yok edebiliyoruz…Bu düzende böyle yetiştrilmişiz…Sibobu olmayan toplumlarda devlet partisi de, muhalefet de, kimi zaman geçmişinden kopan, gelecek düşünü yitiren söz-mevki sahibi “muhalif” bireyler de toplumun gazını alacak umut pompalarlar ikiyüzlü maskesini takınıveririler kişiler ve dolayısıyla topluma. Bunu pompalayan ise her yerde aynı özelliklere sahiptir…Kişisel hırs ve ego hastalığı…Dünyalık hır yönetme kontrol etme..Ele geçirme rant…ve böylelikle
Cehalet de toplumsal ikiyüzlülük de devam ediyor…Çünkü hepimizin şikayet ettiği bu düzenin değişmesini istemiyoruz , biliyoruz İnsanın kendini aydınlatması zor bu yüzden İKİYÜZLÜLÜĞÜ Seviyoruz…..İKİYÜZLÜ İNSANLARI BİLİYOR VE SEVİYORUZ , DEVAM EDİYORUZ…. Neden şikayet ediyoruz o zaman?
Bu arada İkiyüzlülükle YALAN kol kola takılıp gülüp eğleniyorlarmış