Geçen hafta oynanan Trabzon -Fenerbahçe maçı sonrası çıkan olayları futbola dahil hadiseler olarak yorumlamıyorum. Sosyolojik olarak Türkiye genelinde Trabzon'a ve Trabzonlulara karşı nefret kümelenmesi yaratılmaya çalışılırken Trabzonluları da Türk Milletinden ayrıştırmanın hedeflediğini değerlendiriyorum. Böyle bir hedef için de en ideal ortam da ancak futbol müsabakası ile kurgulana bilirdi ve öyle de yapıldı. Birbirlerinin ezeli rakibi ve en güzide taraftarlarına sahip Fenerbahçe ve Trabzon futbol kulüpleri adeta kafa kafaya getirilerek bile isteye Türkiye ve özellikle Trabzonlular gerginliğe sürüklenmektedir. Trabzon ve Fenerbahçe taraftarları, Türk Milliyetçiliğinin ve Atatürkçülüğün ana kaleleridirler. İki kalemiz içten çökertilmeye çalışılmaktadır. İki kulübümüz arasında yıllardır süre giden futbol rekabeti uzun zamandır futbol dışı bir rekabete dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Gördüğüm şu ki Trabzon’da yerel siyasetçiler ve aşırı hassasiyet içinde olan fanatik Trabzon Spor tarafları futbol üzerinden Türkiye’ye ve Türk Milletine oynanan sosyolojik kurgunun farkında değiller. Son yaşanan olaylar büyük olasılıkla futbol dışı bir üst akıl tarafından kurgulanmışa benzemektedir. Art niyetli bu üst akıl Fenerbahçe ve Trabzon Spor alenen suiistimal ederek sosyolojik hedeflerine ulaşma peşindedir. Fenerbahçe’nin akil insanları ve aklı başında delege ve taraftarları, Trabzon’da yaşanan bu üzücü olayları, sıradan futbol magandalığı olarak algılamamalı ve olayları Trabzon Spor’a ve tribünlerden sakince ama üzülerek izleyen on binlerce Trabzonluyla empatiye girerek değerlendirmelidir. Futbol bahanesiyle yaşanan veya yaşatılan bu hadiseyi açıkça ifade etmeliyim ki; Karadeniz üzerine ve Karadeniz bölgesine yönelik uluslararası bir komplonun ve ayrıştırmanın sinsi bir oyunu olarak değerlendiriyorum. Sahada ve tribünlerde yaşanan hadisenin perde arkasındaki planlayıcılarına, azmettiricilerine ve provokatörlerine dikkat etmek ve açığa çıkartmak gerektiğini düşünüyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü Trabzon’da yaşananları  sadece kendine yönelik bir saldırı olarak değerlendirir de ligden çekilecek olursa, hem kendi sağ duylu olgunluğuna ve büyüklüğüne ve hem Trabzon’a zarar verir ve bu olası sinsi komplo ve provokasyona da açık açık hizmet etmiş olur. Fenerbahçe ne ligden çekilmelidir ne Trabzon Spor’la polemiğe girmelidir. Fenerbahçe, Türkiye’nin ve Türk Milletinin yaşamak zorunda kaldığı bu zor günlerinde ve yıllarında tıpkı Anadolu ve Rumeli  Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti gibi toparlayıcı,  Kuvayı Milliye gibi atılgan olmalıdır. Atatürk’ün spor kulübü olduğunu unutmamalıdır. Dolayısı ile Fenerbahçe’mize yakışanda budur. Çapsız çıkarcı siyasetçilerin ve kendini bilmezlerin Fenerbahçe için söylediği sözlere de kulak asmamalıdır.