Anasayfa
Yazarlar
Taner ARÇUKOĞLU
Yazı Detayı
Bu yazı 663+ kez okundu.
Yürü bre yalan dünya sana Konan göçer birgün...
Yürü bre yalan dünya sana
Konan göçer birgün
İnsan bir ekin misali
Seni eken biçer birgün
Gör yastığa düşer başın
Gözlerinde kurur yaşın
Yaşam , varoluşumuz boyunca bize pek çok farklı yüzünü gösterir. Kimi zaman umut olur ve neşe verir, kimi zaman kederle yoğurur , bu dünya, nihayetinde hepimiz için birer geçici durak. İnsan, bu dünyanın bir parçası olarak doğar, büyür, gelişir ve bir gün bu alemden göç eder. Bu döngüyü en iyi şekilde ifade eden sözlerden biri de "Yürü bre yalan dünya sana, Konan göçer bir gün" dizesidir. Bu söz, hayatın geçiciliğini ve zamanın her şeyi nasıl hızla değiştirdiğini gözler önüne serer.
İnsanın dünya üzerindeki varlığı, bir ekin misali doğar, büyür ve sonunda biçilmek üzere bekler. Bu döngü, yaşamın temel gerçeklerinden biridir. Her ne kadar dünya bize büyük ve kalıcı gibi görünse de, aslında her şey bir gün sona ermek zorundadır. Bu bakımdan "İnsan bir ekin misali, seni eken biçer bir gün" dizesi, hem doğanın döngüsünü hem de insan yaşamının kaçınılmaz sonunu hatırlatır.
Dünyaya gelen her birey, sonunda kendi yolculuğunu tamamlar. Kimi zaman bu yolculuklar çok zorlu ve acıyla doludur; ancak her bireyin kaçınılmaz olarak yüzleşmesi gereken bir gerçek vardır: Yastığa düşen baş ve gözlerde kuruyan yaşlar. Bu, insanın en nihayetinde dünyanın gerçek yüzüyle yüzleştiği, zamanın acımasız ilerleyişini kabullendiği anlardan biridir.
Bu yazının başında anlatılan dizeler, insanın dünya ile olan ilişkisini ve bu ilişkinin doğası gereği nasıl sona erdiğini derin bir felsefi bakış açısıyla değerlendirir. Hayatın geçiciliği, her birimiz için kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak bu geçicilik, aynı zamanda yaşadığımız anların değerini bilmemizi, hayatın her anını anlamlı kılmamızı sağlar.
Netice olarak, "Yalan dünya" olarak tanımlanan bu alemde insanın görevi, ona verilen süreyi en iyi şekilde değerlendirmek, bu kubbede hoş bir seda ile yaşadığı her anın farkında olarak, kalıcı izler bırakabilmektir. Bir gün bu dünyadan göç edeceğimizi bilmek, bizi yaşamın değerini daha fazla takdir etmeye yönlendirir. Yaşamın bu geçici doğasını kabullenmek, aynı zamanda varoluşumuzu daha derin bir anlamla doldurmanın anahtarıdır.
Ekleme
Tarihi: 14 Ağustos 2024 - Çarşamba
Yürü bre yalan dünya sana Konan göçer birgün...
Yürü bre yalan dünya sana
Konan göçer birgün
İnsan bir ekin misali
Seni eken biçer birgün
Gör yastığa düşer başın
Gözlerinde kurur yaşın
Yaşam , varoluşumuz boyunca bize pek çok farklı yüzünü gösterir. Kimi zaman umut olur ve neşe verir, kimi zaman kederle yoğurur , bu dünya, nihayetinde hepimiz için birer geçici durak. İnsan, bu dünyanın bir parçası olarak doğar, büyür, gelişir ve bir gün bu alemden göç eder. Bu döngüyü en iyi şekilde ifade eden sözlerden biri de "Yürü bre yalan dünya sana, Konan göçer bir gün" dizesidir. Bu söz, hayatın geçiciliğini ve zamanın her şeyi nasıl hızla değiştirdiğini gözler önüne serer.
İnsanın dünya üzerindeki varlığı, bir ekin misali doğar, büyür ve sonunda biçilmek üzere bekler. Bu döngü, yaşamın temel gerçeklerinden biridir. Her ne kadar dünya bize büyük ve kalıcı gibi görünse de, aslında her şey bir gün sona ermek zorundadır. Bu bakımdan "İnsan bir ekin misali, seni eken biçer bir gün" dizesi, hem doğanın döngüsünü hem de insan yaşamının kaçınılmaz sonunu hatırlatır.
Dünyaya gelen her birey, sonunda kendi yolculuğunu tamamlar. Kimi zaman bu yolculuklar çok zorlu ve acıyla doludur; ancak her bireyin kaçınılmaz olarak yüzleşmesi gereken bir gerçek vardır: Yastığa düşen baş ve gözlerde kuruyan yaşlar. Bu, insanın en nihayetinde dünyanın gerçek yüzüyle yüzleştiği, zamanın acımasız ilerleyişini kabullendiği anlardan biridir.
Bu yazının başında anlatılan dizeler, insanın dünya ile olan ilişkisini ve bu ilişkinin doğası gereği nasıl sona erdiğini derin bir felsefi bakış açısıyla değerlendirir. Hayatın geçiciliği, her birimiz için kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak bu geçicilik, aynı zamanda yaşadığımız anların değerini bilmemizi, hayatın her anını anlamlı kılmamızı sağlar.
Netice olarak, "Yalan dünya" olarak tanımlanan bu alemde insanın görevi, ona verilen süreyi en iyi şekilde değerlendirmek, bu kubbede hoş bir seda ile yaşadığı her anın farkında olarak, kalıcı izler bırakabilmektir. Bir gün bu dünyadan göç edeceğimizi bilmek, bizi yaşamın değerini daha fazla takdir etmeye yönlendirir. Yaşamın bu geçici doğasını kabullenmek, aynı zamanda varoluşumuzu daha derin bir anlamla doldurmanın anahtarıdır.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.