Son günlerde Türk siyasetinde yaşanan akıl almaz gelişmelere tanıklık ediyoruz. Terör örgütlerinin başındaki katillerin, bu milletin kutsal meclisinde konuşma yapmalarını teklif eden zihniyet, akıl tutulmasının en somut örneklerinden biri haline gelmiştir. Daha da vahim olanı, bunu teklif edenlerin bir zamanlar milliyetçilik bayrağını sallayan bir partiden geliyor olmasıdır. Bu durumda artık MHP'den mi yoksa "MHPKK"dan mı söz etmek gerekiyor? Zira, bu ihanet şebekesiyle yan yana gelen, onlara meşruiyet kazandıran her adım, Türk milletine atılmış bir ihanet hançeridir. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), adında “milliyetçilik” kelimesini taşıyan, yıllarca Türk milletinin, Türk bayrağının ve vatanın bölünmez bütünlüğünün savunucusu olarak bilinen bir parti olmuştur. Ancak son yıllarda gördüğümüz manzara, bu partinin değerlerinden nasıl uzaklaştığını gözler önüne sermektedir. Bir zamanlar PKK'ya ve onun kanlı liderlerine en sert eleştirileri yönelten MHP, şimdi aynı kişilerle pazarlık masasına oturmayı, onları meşru birer siyasi aktör olarak kabul etmeyi tartışacak noktaya gelmiştir. Bu nasıl bir ihanetin göstergesidir? Bir terör örgütünün başının mecliste konuşmasını teklif etmek, doğrudan bu milletin kanını dökenlerle işbirliği yapmaktır. Bebek katillerine mikrofon uzatmak, onlara bu yüce milletin kutsal meclisinde yer açmak, Türk milletinin şehitlerine, gazilerine ve tüm mağdurlarına ihanettir. MHP'nin kendi tabanı bile bu ihanete sessiz kalmamalıdır. Nasıl olur da bir parti, kendi kurucu ideallerine bu kadar ters düşer, kendi seçmenini bu denli hayal kırıklığına uğratır? MHP'nin geçmişine bakarsak, bu parti terörle mücadelede her zaman en ön saflarda yer almıştır. Şimdi ise, aynı terör örgütüyle müzakere etmeyi teklif edecek kadar şirazesi kaymış bir parti haline gelmiştir. Bu yozlaşma sadece MHP'nin değil, bu milletin onuruna da ağır bir darbe vurmuştur. Türk milleti, bebek katilleriyle hiçbir pazarlığa oturmaz, oturamaz! Bu vatan, bedeli kanla ödenmiş bir vatandır. Terör örgütlerinin başındaki katillere meşruiyet kazandırmak, bu milletin kanını dökenleri affetmek demektir. Bu utanç verici teklifin ardından hâlâ MHP çatısı altında duranlara da yazıklar olsun! Bir zamanlar milliyetçilik davası için mücadele eden insanlar, bugün teröristlerle aynı masada oturma ihtimalini tartışan bir partide yer almayı nasıl hazmedebiliyorlar? Milliyetçilik, vatanseverlik ve ülke sevgisi sadece lafta mı kaldı? Bu partinin yöneticileri, Türk milletinin gözünün içine baka baka bu ihaneti nasıl savunabiliyorlar? MHP'nin bugünkü yöneticilerine ve hâlâ bu partide kalanlara sesleniyorum: Ya Türk milletinin yanında olun ya da bu ihanet treninden inin! Türkiye'nin vatansever insanları, bu ihaneti affetmeyecek, bu durumu görmezden gelmeyecektir. Terörle pazarlık masasına oturmak, Türk milletinin haysiyetine, onuruna ve tarihine ihanettir. Bu millet, bebek katilleriyle pazarlık yapmaz! Ne yazık ki, MHP'deki bu yozlaşma, Türk siyasetinin geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Artık sadece MHP değil, bu ihaneti görmezden gelen herkes suç ortağıdır. El Cümle; MHP'nin terörle müzakereyi düşünecek kadar alçaldığı bir ortamda, Türk milletinin uyanık olması şarttır. Bu ihanet, Türk milletinin vicdanında mahkûm edilecektir. "MHPKK" tabiri belki sert olabilir, ancak gerçekler ortadadır: Bebek katillerini meşru bir siyasi aktör olarak kabul eden herkes, bu milletin düşmanıdır.