Çanakkale Haber

Taner ARÇUKOĞLU
Köşe Yazarı
Taner ARÇUKOĞLU
 

Utanmanın Yitimi: Dönek ve omurgasız insanların Toplum Üzerindeki Egemenliği

Günümüz toplumunda, erdem ve ahlaki değerler giderek daha fazla erozyona uğramakta. Bu değer kaybının en bariz ve endişe verici göstergelerinden biri, iki yüzlü  dönek ve omurgasız insanların toplumda giderek daha fazla söz sahibi olmalarıdır. Bu kişiler, çıkarlarına ve rüzgarın esintisine göre sürekli yön değiştiren, söyledikleri ile yaptıkları arasında büyük farklar olan ve en kötüsüde de, utanma duygusundan yoksun bireylerdir. Peki, bir toplumda bu tür insanların egemenliği nasıl mümkün hale geliyor ve bu durumun önüne geçmek için ne yapılmalıyız? Öncelikle, utanma duygusunun yitirilmesi, bireylerin ahlaki pusulasını kaybetmelerine neden olur. Utanma, insanın içsel bir denetim mekanizmasıdır; yanlış yaptığında hissettiği rahatsızlık, onu bu hatadan dönmeye teşvik eder. Ancak, utanma duygusu kaybolduğunda, kişi yaptığı yanlışlarda ısrar eder ve bu yanlışları meşrulaştırmaya çalışır. İki yüzlü omurgasız ve dönek bireylerin toplumda kabul görmesi, bu meşrulaştırma sürecinin en açık kanıtıdır. Bu tür insanlar, kendi çıkarlarını her şeyin önüne koyarlar ve bu uğurda her türlü değeri hiçe sayabilirler. Yüzleri kızarmaz, vicdanları sızlamaz, zira utanma duygusu, onların zihninden ve kalbinden çoktan silinmiştir. Ancak asıl tehlike, bu kişilerin toplumda etkili ve güçlü konumlara gelerek, kendi utanmazlıklarını norm haline getirmeleridir. Bu noktada toplumun genelini bir değerlendirmeye tabi tutmak kaçınılmaz hale gelir: Nasıl olur da bu tür insanlar, bu denli etkili bir konuma gelebilir? Cevap, toplumun genel olarak erdem ve ahlak değerlerinden uzaklaşmasında yatıyor. Eğer bir toplumda utanma duygusu genel olarak yitirilmişse, iki yüzlü omurgasız döneklerin egemenliği kaçınılmaz hale gelir. Bu tür insanlar, toplumun zayıf noktalarından faydalanır ve kendi güçlerini pekiştirirler. Toplum, bu durumu görmezden geldikçe ya da kabul ettikçe, bu tür bireylerin etkisi artar ve erdemler birer birer yok olur. Bireyler ve toplum olarak, utanma duygusunu yeniden yeşertmek, erdemleri ve ahlakı savunmak zorundayız. Bu, yalnızca bireysel bir çaba değil, toplumsal bir seferberlik gerektirir. Eğitimden medyaya, siyasetten sivil topluma kadar her alanda utanmazlığa ve iki yüzlülüğe karşı durulmalıdır. Çünkü utanmayan bir toplum, erdemlerini kaybetmiş demektir ve erdemsiz bir toplumun geleceği karanlıktır. Netica, iki yüzlü dönek omurgasız insanların toplum üzerinde egemenlik kurmasına izin vermemeliyiz. Bu mücadelede utanma duygusunu yeniden kazanmak, toplumun kendisine olan saygısını geri kazanması anlamına gelir. Ancak bu şekilde, ahlaki çürümenin önüne geçebilir ve geleceğimizi güvence altına alabiliriz.
Ekleme Tarihi: 23 Ağustos 2024 - Cuma
Taner ARÇUKOĞLU

Utanmanın Yitimi: Dönek ve omurgasız insanların Toplum Üzerindeki Egemenliği

Günümüz toplumunda, erdem ve ahlaki değerler giderek daha fazla erozyona uğramakta. Bu değer kaybının en bariz ve endişe verici göstergelerinden biri, iki yüzlü  dönek ve omurgasız insanların toplumda giderek daha fazla söz sahibi olmalarıdır. Bu kişiler, çıkarlarına ve rüzgarın esintisine göre sürekli yön değiştiren, söyledikleri ile yaptıkları arasında büyük farklar olan ve en kötüsüde de, utanma duygusundan yoksun bireylerdir. Peki, bir toplumda bu tür insanların egemenliği nasıl mümkün hale geliyor ve bu durumun önüne geçmek için ne yapılmalıyız?
Öncelikle, utanma duygusunun yitirilmesi, bireylerin ahlaki pusulasını kaybetmelerine neden olur. Utanma, insanın içsel bir denetim mekanizmasıdır; yanlış yaptığında hissettiği rahatsızlık, onu bu hatadan dönmeye teşvik eder. Ancak, utanma duygusu kaybolduğunda, kişi yaptığı yanlışlarda ısrar eder ve bu yanlışları meşrulaştırmaya çalışır. İki yüzlü omurgasız ve dönek bireylerin toplumda kabul görmesi, bu meşrulaştırma sürecinin en açık kanıtıdır.

Bu tür insanlar, kendi çıkarlarını her şeyin önüne koyarlar ve bu uğurda her türlü değeri hiçe sayabilirler. Yüzleri kızarmaz, vicdanları sızlamaz, zira utanma duygusu, onların zihninden ve kalbinden çoktan silinmiştir. Ancak asıl tehlike, bu kişilerin toplumda etkili ve güçlü konumlara gelerek, kendi utanmazlıklarını norm haline getirmeleridir. Bu noktada toplumun genelini bir değerlendirmeye tabi tutmak kaçınılmaz hale gelir: Nasıl olur da bu tür insanlar, bu denli etkili bir konuma gelebilir?

Cevap, toplumun genel olarak erdem ve ahlak değerlerinden uzaklaşmasında yatıyor. Eğer bir toplumda utanma duygusu genel olarak yitirilmişse, iki yüzlü omurgasız döneklerin egemenliği kaçınılmaz hale gelir. Bu tür insanlar, toplumun zayıf noktalarından faydalanır ve kendi güçlerini pekiştirirler. Toplum, bu durumu görmezden geldikçe ya da kabul ettikçe, bu tür bireylerin etkisi artar ve erdemler birer birer yok olur.

Bireyler ve toplum olarak, utanma duygusunu yeniden yeşertmek, erdemleri ve ahlakı savunmak zorundayız. Bu, yalnızca bireysel bir çaba değil, toplumsal bir seferberlik gerektirir. Eğitimden medyaya, siyasetten sivil topluma kadar her alanda utanmazlığa ve iki yüzlülüğe karşı durulmalıdır. Çünkü utanmayan bir toplum, erdemlerini kaybetmiş demektir ve erdemsiz bir toplumun geleceği karanlıktır.

Netica, iki yüzlü dönek omurgasız insanların toplum üzerinde egemenlik kurmasına izin vermemeliyiz. Bu mücadelede utanma duygusunu yeniden kazanmak, toplumun kendisine olan saygısını geri kazanması anlamına gelir. Ancak bu şekilde, ahlaki çürümenin önüne geçebilir ve geleceğimizi güvence altına alabiliriz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yakup Külçe
(23.08.2024 22:21 - #226)
Güzel bir yazı kaleme aldığımız için sizi tebrik ederim. Yazınızda da belirtiğiniz gibi toplumun genelinde ahlaki çürümüşlük mevcut olduğundan, omurgasızlar istemesek de el üstünde tutulmaktadır. Bu durumdan çıkmak için ise kurtuluş; ailelerin ve çocuklarımızın eğitilmesinden geçmektedir. Ancak bu şu an ki eğitim modeli ile mümkün görülmemektedir.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.