Bir beyinleri var ama hastalıklı
İster eğitimli, ister eğitimsiz olsun tamamı omuzlarının üstündeki kafaların da çöl bedevilerine ait olan düşünceleri taşıyorlar.
Cehaletin zirvelerin de akrobasi yaparken paraşüt yerine şemsiye kullanmayı tercih ediyorlar.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, müftülere nikah yetkisi veren kanun düzenlemesine karşı çıkan CHP'yi eleştirerek
"Eğer müftünün nikâh kıyması laikliğe aykırı ise müftünün memurluğu niye laikliğe aykırı değil? O da memur.’’ dedi.
Hasbinallahu ve ni’mel vekil
Buyurun şimdi cenaze namazına.
Üzüm üzüme baka baka
Senin ki benden kara
Tencere yuvarlanmış
Bahçelerde pırasa
Bölücülükte son nokta
Senin memurun. Benim memurum
Laiklik ne demekti? Sayın Milletvekili
Siz ne demek olduğunu gayet iyi biliyorsunuz.
Ama niyetiniz belli.
Hedefinizi hamasetin Tanrısı belirlemiş. Makam ve mevki uğruna halkın gözlerinin içine baka baka yalan söylüyorsunuz. · Laiklik, devletin, vatandaşlarıyla olan ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmaması ve ayrıca, herhangi bir inancın, özellikle de bir toplumda egemen olan inancın, aynı toplumda azınlıkların benimsediği inançlara baskı yapmasını önlemesi demektir. Kısaca laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
Müftülerin bağlı bulunduğu Diyanet nedir? Sayın Milletvekili
· Türkiye Cumhuriyeti'nde din işleri ile uğraşan resmi kurum
Bu tanımda herhangi bir din tanımı var mı?
Sadece İslamiyet diye bir ibare görüyor musunuz?
Şimdi soruyorum.
Diyanet işleri başkanlığına bir Hristiyan, bir Yahudi veya Budist atama yetkiniz var mı?
Var değil mi?
Kanunlarla bu yetki tamamen iktidarın tasarrufuna bırakılmıştır. Herhangi bir dine mensup kişiyi de Diyanet işleri başkanı olarak atayabilirsiniz.
Peki neden yapamıyorsunuz?
Yapamazsınız.
Çünkü çoğunluğu Müslümanlardan oluşan halk buna karşı çıkar.
Kabul etmez. Kargaşaya ve kaosa neden olur. En hafifinden Kafir ilan edilirsiniz. Din tacirliği yapamaz İktidarı kaybedersiniz. Daha da vahim olanı bir iç savaşın fitilini bile ateşlemiş olabilirsiniz.
Her fırsatta demokrasiyi, insan haklarını, dinler arası diyaloğu ve barışı savunduğunuzu ifade ediyorsunuz.
O halde Ülkenin yarısının karşı olduğu bu yasayı meclisten neden geçirdiniz.
Bu ülkede şeriat ve Arap meftunu malum kesimin yaptıkları hamasete artık şaşırmıyorum.
Çünkü onları gayet iyi tanıyorum.
Onur'dan dem vuruyorlar.
Dürüstlük ve gururdan bahsediyorlar. Uzak yakın hiç ilgileri olmadığı halde Osmanlı hanedanlığı ile bağ kuruyorlar. Günde 5 vakit Mekke yönünde yatıp kalktıktan sonra Sabi, sübyanlara göz dikiyorlar Kendilerini dünyaya getirenin dizinden, öz evladının göğüslerinden tahrik oluyorlar. Cehennemi bedensel işkence yeri, cenneti ise kerhane gibi tanımlıyorlar. Dün "Doğru" dediklerine bugün "Yanlış", bir sonraki gün yeniden "Doğru" diyebiliyorlar. Sopaları Tanksavar, Araç kornalarını ise Uçaksavar zannediyorlar.
Kendi Askerlerini gırtlaklayıp yüksekten atmaktan zevk duyuyorlar. Tuvalet kâğıdı kullanmıyorlar. Sol elin işaret ve orta parmaklarını birleştirip kıçlarını temizliyorlar. Bunun adına da "Necasetten Taharet" diyorlar. Eşcinselliği şiddetle ret ediyorlar. Bir kavmin yok olmasını örnek gösterdikten sonra agresif ve yaygın bir şekilde Eşcinsel davranışlar sergiliyorlar. Kutsal Kitaplarının "Haram" saydığı eylemleri "Ganimet" olarak tanımlayıp haramı bir şekilde helale dönüştürüyorlar. Kesinlikle ve şiddetle faize karşı olduklarını beyan ediyorlar. Kâr payı adı altında faizin ağa babasını afiyetle tüketiyorlar. Kul Hakkını affedilmez günah olarak sayıyorlar. Daha sonra halkın iradesini çalarak, atla birlikte Üsküdar’dan geçiyorlar. İbadetlerini inandıkları ilah için değil, gösteri yapmayı düşündükleri halk için yapıyorlar. Göz için "Nur" tanımını yapıyorlar. Daha sonra ne gördüklerine nede duyduklarına inanmıyorlar.
Vekilini söyle bana ne olduğunu anlatayım sana Sevgi ve saygılarımla