Yine bir tuzak ve Yeni bir oyun
Sayın Cumhurbaşkanının ’’Burnuma pis kokular geliyor’’ dediği gün Reza Zarrab tanık koruma programına alınmıştı. Bu durumu muktedir güç biliyordu ama bunu kamuoyunun ortaya çıkarmasını bekledi. Böyle olması gerekiyordu. Çünkü plan bu şekilde yapılmıştı. Kamuoyu Reza Zarrab’ın tutuklu olarak bulunduğu hapishanede olmadığı haberini Anadolu Ajansından öğrendi.
Senaryolar üretildi. Komplo teorileri yazıldı. İktidar karşıtları altın madeni bulmuş gibi sevindi. Onlara göre, Reza Zarrab Konuşacak ve iktidarın bütün kirli çamaşırları ortaya dökecekti. Amerika ve Avrupa bu itiraflardan sonra Türkiye için şartlı ambargo kararları alacak bu şekilde iktidar tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alacaktı.
Şimdi sadece şu 4 soruya cevap verelim
1. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla Amerika’ya neden gitti?
Hakan Atilla’nın Amerika’da tutuklanacağını bile, bile hangi amaçla gittiğine dair bir açıklama yok. Halkbank, Atilla’nın ‘’görüşmeler yapmak üzere’’ Amerika’ya gittiğini duyurdu. Ama böyle bir görüşmenin duyurusu yok. Organizasyonu yok. Planı yok. Oysa hisseleri halka açık işlem gören Halkbank’ın yasa gereği bu tür organizasyonları en az 15 gün önce İstanbul Menkul Kıymetler Borsasına bildirmesi ve halka duyurması gerekiyordu.
2. Türkiye’de Ekonomik bir kriz yaratmak için ambargoya gerek var mı?
Eski adıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsasın da yabancı payı %65-70 arasındadır. Bunun anlamı ise: Borsa İstanbul’dan yabancı yatırımcılar çekilmeye karar verdiği gün Türkiye Cumhuriyeti konkordato(iflas) ilan eder. Daha ilginç ve önemli olansa bu yatırımcıların %50’i Amerikan veya Avrupa Birliği kimliği taşıyorlar. Muktedir güçler Reza Zarrab olayını Amerika ve Avrupa’nın ekonomiyi kullanarak Türkiye’deki iktidarı devirme planları olduğunu savunuyorlar. Bu fikri her fırsatta dile getirerek Halkın bilinçaltına enjekte ediyorlar. Şimdi bir düşünelim. Bunun için Reza Zarrabın malumu ilan etmesine gerek var mıdır? Eğer Amerika ve Avrupa’nın amacı ekonomiyi kullanarak iktidarı yok etmekse Yatırımcılarına ’’Borsa İstanbul’dan çekilin’’ talimatını neden vermiyorlar.
3. Sizce mantıklımı?
Türkiye Cumhuriyetinin Amerika Birleşik devletlerinde ki Büyükelçiliği kapatıldı mı? Bu ülkede görev yapan İstihbarat elamanlarımız yok mu? Reza Zarrabın avukatları kaçırıldı mı? Biz neden Reza Zarrabın akıbetini sormak için nota veriyoruz.
4. Reza Zarrabın itirafları kimin işine yarar?
O kadar net ve o kadar açık ki.
17-25 Aralık olaylarını izleyen ve sıfırlanan paraların ses kayıtlarını dinleyen halkın tepkisini hatırlayalım. Önce iktidarla birlikte inkâr etmeyi denediler. Daha sonra geçmişte yaşanan benzer olayları örnek göstererek, hırsızlık ve yolsuzluklara meşruiyet kazandırmaya çalıştılar. Buna rağmen kararsız seçmen 7 Haziran seçimlerin de şüphelerini sandığa yansıtınca, AKP’nin oyu bir önceki seçime göre 6 puan birden düştü. Meclis aritmetiği tek parti iktidarına imkân tanımıyordu. Tam bu sırada anlaşılmaz bir şekilde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli devreye girdi ve kendisine şartsız yapılan Başbakanlık teklifini bile hiç düşünmeden geri çevirdi. 1 Kasım tarihi için erken seçim kararı alındı. 14 Haziran sabahı binlerce Suriyeli mülteci saatler içerisinde Türkiye’den içeri girdi. Birdenbire sivil, asker, polis, yüzlerce insanımızın hayatını kaybetmesine neden olan PKK ve IŞİD terörü alevlendi. 20 Temmuzda Şanlı Urfa’nın Suruç ilçesinde bombalı intihar saldırısı gerçekleşti. Bu saldırıda 32 vatandaşımız hayatını kaybetti. 22 Temmuzda Ceylanpınar’da 2 polis memuru evlerinde başlarından vurulmuş halde bulundu. Siirt’e 8, Dağlıca da 16 askerimiz, Iğdır’da ise 13 polisimiz şehit edildi. 10 Ekim'de Ankara'da yapılan miting de Tren Garı önünde toplanan göstericilerin arasında patlayan iki bomba 103 kişinin yaşamına son verdi. Bu olayların tamamı 7 Haziran ile 1 Kasım arasında ki 5 ay içerisinde gerçekleşti. Terörün yanı sıra döviz kurlarındaki artış ekonomiyi ciddi şekilde sarsıyordu.
Peki, bu şartlar altında AKP halka ne vadetti?
İSTİKRAR. Sadece istikrar.
İşe yaradı. 1 Kasımda oy oranını 10 puan yükselterek yeniden tek başına iktidara geldi.
Bugünkü oynanan aynı oyundur. Amerika’nın Reza Zarrab’ı itirafçı yapmasının altındaki sebep iktidarı değiştirmek değil tam aksine BOP projesindeki ortaklarının görevlerine devam etmesini sağlamaktır. ’’Ortakları’’ diye yazdım çünkü Devlet Bahçelinin de Büyük Ortadoğu projesindeki kripto liderlerden biri olduğu yönünde ciddi ithamlar vardır.
Suriye’de PYD ve YPG ye silah ve mühimmat desteği sağlayarak, Kürt devleti için yeşil ışık yakan ve PKK terör örgütünü açıktan destekleyen, Amerika’nın elindeki Reza Zarrab ne söylerse söylesin Türkiye’de AKP güç kaybetmeyecek aksine güç kazanacaktır. Ekonomideki başarısızlığın faturası ise Amerika’ya kesilecektir. Kısaca Amerika mevcut iktidarla yoluna devam etmek istiyor. Hakan Atilla büyük bir ihtimalle önümüzdeki günlerde özgürlüğünü kazanabilir ve Amerikan adaleti Reza Zarrab ile ilgili şaşırtıcı hükümler verebilir. Bekleyelim ve görelim.
2019 seçimlerinin bilinçaltına enjekte edilen vaadi, Milli duygularla hediye paketi yapılmış olan istikrardır.
Sevgiyle kalın