Hırsızı hırsızlığı, yolsuzu yolsuzluğu, rüşveti rüşvetçiyi, haini ihaneti savunmak mümkün değildir. Hele bazı menfaatler karşılığında inanmadığınız bir davayı savunmak zorunda kalıyorsanız, yani ücret karşılığı tetikçilik yapıyorsanız işiniz çok daha zordur! Tıpkı televizyonlarda Reza Zarrab davasını savunmakla görevlendirilen AK tetikçiler gibi, ıvırır kıvırısınız, karşınızdakine yok yere saldırırsınız ama yine de rezil olmaktan kurtulamazsınız. Sonunda öyle bir hale düşersiniz ki ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranamaz, dımdızlak orta yerde kalırsınız. Sizi kirli mendil gibi atarlar, sırada bekleyen yalakalardan birini işe alırlar!
“Amerika’nın Erdoğan’a ve AKP’ye tuzak kurduğunu görmüyor musunuz?” -Hııı doğru! Reza’yı Amerika buldu ve AKP’li Bakanlarla beraber milyarlarca doları cebellezi etsinler diye silah zoruyla bir araya getirdi, değil mi? Kalleş stratejik ortak ve Eşbaşkan ABD!
“Efendim yanılıyorsunuz, 17/25 darbe idi! Türk Yargısı tarafından soruşturuldu ve “Takipsizlik” kararı verildi. Hem sonra dava arkadaşlarımız olan 4 Bakanımız TBMM’de aklandı, yani!” -Ohhh anlat anlat, heyecanlı oluyor! “Hayırsever” ilan ettiğiniz dolandırıcı taa Amerika’dan bağırıyor; “Saatçi Zafer’e 45-50 milyon avro avanta verdim. Halkbank Genel Müdürüne milyonlarca dolar-avro verdim. İşte listeleri, makbuzları, muhasebe kayıtları!” Sizin AK Bakanlarınızdan bir tanesi olsun, niçin çıkıp ta “Yalan söylüyor, ben rüşvet almadım” demiyor? Büyümemizi kıskanan ABD’nin kumpası bu!
“Efendim Reza da bizi kandırmış. Biz onu hayırsever bilirdik ama Amerika onu da bize düşman yaptı!” -Hadi be, bak sen! Reza denen dolandırıcıyı Türk Bayrağına sarıp sarmalayıp, damadın televizyonuna Amerika çıkardı, değil mi? Reza sahtekarı için ABD’ye iki defa nota vermenizi de ABD-FETÖ mü söyledi? Haçlı zihniyetli ABD!
“Bakın, bu 17/25 olayı basit ve kendi kendine oluşan bir darbe girişimidir.” Bir Bakanımız ve bir bankamızın terbiyesiz Genel Müdürü şeytana uymuşlar ve bazı haksız işlemlere imza atmışlardır. Toplanan para da İmam-Hatip açmak içindi canım, yemek için değil! Götürülen para devletin değil yani. Bu yüzden hırsızlık sayılmaz. Dava arkadaşlarımız suç işleme özgürlüklerini kullanmışlar!
Kendileriyle konuştuk, inanın çok pişmanlar! Sürekli Rabbimiz ve (keriz!) milletimiz bizi affetsin diye dua ediyorlar. Zafer Bakanımızı bir görseniz kahrolursunuz. Bir deri bir kemik bir de piyano ve saati ile başbaşa kalmış. Devletin verdiği korumalarından başka kimse yok etrafında. O da aynen Hakan Atilla gibi çok üzgün çok. İçimiz parçalanıyor yahu. Eğer Reyizin bu olaylardan haberi olsaydı, bunlar yaşanır mıydı? Reyiz bu olayı da eniştesinden duydu! -Vah vah vah ki ne vah vah! Tetikçi kardeş sen bizi salak mı zannediyorsun? Türkiye’deki her ihaleden mutlaka haberi olan, Erzurum-Oltu’daki bir AKP delegesinin bile ne iş yaptığını bilen biri, toplam tutarı 90 MİLYAR DOLAR olan bir hayali ihracattan, dönen dolaplardan, üstelik bir devlet bankası kanalıyla T.C Devletinin külliyetli miktarda vergi kaybına sebep olacak dolandırıcılıktan, balya-balya dağıtılan avanta dövizlerden, haberi olmayacak ha?
Üstelik, her Bakanını adım-adım izlettiren, kendisinden gizli iş çeviren top Bakanını tekme-tokat döven biri, sıfırlama ustası biri, Savcıların hırsızlar imparatoru dedikleri, bitirimhanelerde yetişmiş uyanık biri, hemen yanıbaşında çevrilen dümenlerden haberi olmayacak ha! Vay anasını sayın okurlar! Aman Allah’ım ve Oh My God, aklımızı sen koru…
Değerli Okurlar; Bu Bademlerde mertliğin, doğruluğun, delikanlılığın zerresi yok! İçlerinden biri çıkıp da “Ulan neyi inkâr ediyorsunuz? Her şey kabak gibi ortada. Ya çıkın inkâr edin ve sağlam delillerle kendinizi savunun ya da yediğiniz b.ku kabullenip, partiden defolup gidin. Sizin yüzünüzden sokağa çıkamaz hale geldik. Hiç mi vicdanınız titremez? Herkesi kandırdınız diyelim, Allah’ı nasıl kandıracaksınız?” diyemiyor, iyi mi?
Hakan Atilla ve Avukatı “ben rüşvet almadım, rüşveti Genel Müdür aldı” dedi! İyi de Genel Müdürün rüşvet aldığını söylemek şimdi mi aklınıza geldi? Niçin zamanında ihbar etmediniz? Makam tatlı geldi değil mi? Eee o zaman şimdiye kadar böreği yedin, bundan sonra da küreği yiyeceksin! Bu çirkin olayda kimse suçsuz ve habersiz değildir. Olay “ORGANİZE BİR SUÇ ÖRGÜTÜ” gibi çalışılarak planlanmış, dünyanın gözü önünde T.C Devleti soyulmuş ve Birleşmiş Milletler kararları çiğnenmiştir.
Tıpkı AKP önderliğinin yakınları, damatları, Başbakanları, Bakanlarının “Vergi cenneti adalarda” hırsızlık paralarını aklamaya çalıştıkları gibi…
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste! Bunlar iyi günleriniz!
Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Ocak 2018 Rifat Serdaroğlu