Bu millettin aklı ile dalga geçmekten vazgeçin artık
Evlatlarımızın kanları ile muhterem popolarınızı koyacak koltukları garantiye almaktan vazgeçin artık
Her felakete bir bahane üreterek, kendinizi ve karşınızdakini aptal yerine koymaktan vazgeçin artık.
Yerliyiz, Milliyiz masaları okuyarak bir gün Amerika’nın bir gün Rusya’nın kucağına oturmaktan vazgeçin artık
Üç, beş kuruş için yavrularınızın geleceğini satarak, toprağa giren genç fidanlarımıza üzülüyormuş numarası yapmaktan vazgeçin artık.
Ölüm sırasının sizin çocuklarınıza gelmeyeceğini zannederek avunmaktan vazgeçin artık.
PYD, YPG ve PKK terör örgütlerine karşı düzenlenen Zeytin Dalı operasyonunda 35 günü geride bıraktık.
Tankımız, topumuz, 240 tane F16 uçağımız, helikopter, İHA, SİHA ve milli füzelerimizle Amerika ve Rusya’nın açıktan desteklediği 5 -10 bin vatan haini çapulcu karşısında 35 günde 35 km mesafe kat edemedik.
1974 Kıbrıs barış harekâtında 5 günde 3.320 km mesafe kat etmiş ve tüm dünyanın hayranlığına mazhar olmuştuk.
Türk silahlı Kuvvetleri Afrin’de neden ilerleyemiyor? Beyefendi ısrarla;
’’sivillere zarar vermek istemiyoruz, Eğer sivil terörist ayırt etmemiş olsaydık bu operasyon çoktan bitmiş olurdu.’’ diyor.
Suriye de sivil mi kaldı?
Sayende hepsi Türkiye Cumhuriyetinin ayrıcalıklı vatandaşı olmadı mı?
Ne kadar da merhametliymiş beyefendi.
Meğerse biz bunca zamandır günahını almışız.
Ergenekon Balyoz davalarının gönüllü savcısı olmuş, nice ocaklar batırmıştınız.
Somada 301 kişi ölürken ’’Ölmek bu işin fıtratında var’’ cümlesini kurmuştunuz.
İsyan eden Askerin kardeşine ’’Bana mı sordu da bu mesleği seçti. Bunun için para alıyorlar’’ demiştiniz.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra suçlu suçsuz ayırmadan 200 Bin insanı hapse atmıştınız.
’’Teröristler profesyonel sığınaklar inşa ederek buralar da mevzilenmişler.’’ diyor
Şarkılarla geleceğiz diye haber verirken bunu yapacaklarını hiç düşünmedin?
Ayrıca biz sığınakları delen yüzde yüz milli füzeler üretmemiş miydik?
Eğer gerçekten öyle ise bu füzelerimizi bugün kullanmayacağız da, Ramazan ayında muhtarlar için hazırlanan iftarlar sofrasın da maytap olarak mı kullanacağız?
Hani nerede o füzeler.
Hiç aklınıza gelmiyor değil mi?
Askerimizin en gizli sırlarının bulunduğu kozmik odayı bir zamanlar kardeşlerimiz dediğiniz Fetullah’cı teröristlere teslim ettiğiniz
15 Temmuzda kemerlerle döverek gırtlakladıktan sonra köprüden aşağı attığınız
Cesedinin başucunda durarak bozkurt işareti yaptığınız
Karılarını kızlarını ve hatta 10 aylık bebeklerini bile kendinize helal saydığınız
’’Asker her emre uymaz, itaat etmez etmemesi gerekir’’ dediğiniz
Kendi askerini katledenleri Kanun hükmünde Kararname ile akladığınız
Kirli siyasetinizin içine çekerek operasyonda bile propaganda yaptırdığınız….
Hiç aklınıza gelmiyor değil mi?
Acaba bu yüzden Afrin de mesafe kat edemiyor olabilir miyiz?
Ben hatırlatmış olayım.
Bu operasyonun bitmesini istemiyorlar.
Tek düşünceleri kanlı saltanatlarını bir şekilde devam ettirmek
Ekonomi de, tarım da, milli eğitim de, iç ve dış politikada rezil oldular.
İttifak kursalar dahi seçimleri kazanamayacaklarını biliyorlar.
OHAL ile getirdikleri diktatörlük modelini seçimlere kadar sürdürmek istiyorlar.
Muhalif olan herkesi bu şekilde sindirerek yok etmeyi planlıyorlar
Atı çaldıkların da Üsküdar’ı ancak bu şekilde geçmeyi düşünüyorlar
4 gün önce Amerika Dış işleri Bakanı Tillerson Türkiye’ye geldi.
Yüksek perdeden atıp tuttular.
’’Amerika’dan tarafını seçmesini isteyeceğiz.’’
’’Ya tamam, ya devam mesajını vereceğiz.’’
’’Hadlerini bildireceğiz.’’
’’Osmanlı tokadı atacağız.’’
Kabile Devletleri gibi kapalı kapılar ardında yapılan görüşme sonrası Amerika Birleşik Devletleri sonrası şu açıklamayı yaptı
’’Türkiye basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkelerine sadık kaldıkça bizim ortaklığımız da devam edecek’’
Bu açıklamaya Türkiye tarafından hiçbir itiraz gelmedi. Yandaş basın bu açıklamayı üstü kapalı bir şekilde duyurdu.
Hiç kimse Adamlar resmen bizi tehdit etmiş deme cesaretini gösteremedi.
’’Amerika’ya vereceğiniz mesajları halka duyurmuştunuz. Neden Afrika kabile reisleri gibi gizli görüştünüz.’’ diye bir soruyu sormak dahi kimsenin aklına gelmedi.
Amerika Dış İşleri Bakanı Türkiye’ye Suriye meselesi için gelmedi.
Amerika’nın Suriye politikası zaten çok açık ve çok net
Birleşik Devletler terör örgütlerine açıktan destek veriyor. Teröristlere silahları Irak üzerinden taşırken, mühimmatları ise İncirlik üssünden gönderiyor.
Bunu sağır sultan dahi biliyor.
Amerika Dış işleri Bakanı Reza Zarrab davasının sonuçları ve taleplerini çantasına koyarak geldi.
10 yıl önce piyasa değeri 12 Milyar Dolar olan ve bugün itibarı ile 4 Milyar Dolara inen Halkbank’a 6 Milyar Dolar ceza verilebileceğini bildirmeye geldi.
Reza Zarrab davasının Bakanlardan saraya kadar uzanan sanık listesinde bulunan kişilerin teslim edilmesi veya Türkiye’de tarafsız bir şekilde yargılanması talebi ile geldi.
Çavuşlardan Mevlüt dünyanın en saçma demecini vererek literatüre girdi.
’’Amerika’ya bir şans daha verdik.’’
Sen kimin canı ile kime şans veriyorsun Çavuş Mevlüt?
Benim yavrum elin toprağında can verecek sen benim yavrumun canı ve kanı ile şans vereceksin öyle mi?
Bu hakkı sana kim verdi? Bu cesareti nereden alıyorsun?
Kimsin sen?
Boş, anlamsız ve cehalet dolu söylemler.
Laga luga siyaseti.
Dış işlerimizin ahvali budur.
Bizim Suriye bataklığında olmamızın nedeni budur.
Harekât uzadıkça evlatlarımız ölüyor.
Ölen evlatlarımıza parti kongrelerinde tane hesabı yapılıyor.
Sıranın bir gün kendi evlatlarına gelmeyeceğini düşünen aklı evveller ise şak şaklamaya devam ediyor.
Reis bizi Afrin’e götür
Gidin arkadaş. Eğer zerre kadar samimi miskal kadar dürüstseniz kimsenin götürmesini veya davet etmesini beklemeyin. Hemen gidin. O masum ana kuzuları can vereceğine, oy peşinde, rant peşinde, makam ve para peşinde koşan ve parti kongrelerinde boy gösteren sizler can verin.
Vatana, İnsanlığa, Kalıcı huzur, kardeşlik ve barışa hizmet etmiş olursunuz.
Sevgiyle kalın