Britanya'ya bağlı olan ancak uzaklığı binlerce kilometre olan Tristan de Cunha'ya  en yakın yerleşim yeri Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeki Cape Town şehridir.  Tristan de Cunha'nın Cape Town'a olan uzaklığı ise 2.400 kilometre mesafede yani hemen hemen İstanbul - Berlin arasındaki mesafeye yakın bir uzaklık anlamına geliyor. PARA KULLANILMIYOR  Tristan de Cunha'nın İngiltere'nin başkenti Londra'ya uzaklığıysa tam 8600 kilometre iken, dünyanın bu en uzak adasında ise yalnızca 300 kişi yaşıyor. Dünyaya açılan tek kapısı ise küçük limanı olan Tristan de Cunha'nın, en dikkat çekici yönlerinden biri ise burada kesinlikle para kullanılmıyor. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan ada sakinleri paraya ihtiyaç duymuyor. TAKAS YAPILIYOR Tristan de Cunha'da tıpkı asırlar önceki gibi insanlar ihtiyaçlarını takas aracılığıyla karşılıyor. Adadaki ekonomi yapı tamamen takas sistemi üzerine kurulu olması özelliği taşıyor. Portekizli kaşif Tristao da Cunha tarafından Ümit Burnu gezisi esnasında fark edilen ada, Atlantik Okyanusunun güneyinde kalıyor. İngiliz Milletler Topluluğuna bağlı olan adaya en yakın yer 2800 kilometre uzaklıkta!   Edinburgh of the Seven Seas adaya olan binlerce kilometrelik uzaklığı ile aslında en yakın komşusu konumunda... Tristan da Cunha'ya ilk yerleşim 1810 yılında gerçekleşiyor. Amerikalı Jonathan Lambert, adada yaşamı başlatan kişi olmuş fakat çok dayanamamış. Lambert, yalnızca 2 yıl sonra okyanusta boğularak can vermiş. 1816 yılında adaya İngilizler yerleşmeye başlamış ve nüfus 71'e kadar çıkmış. Ancak adaya gelen yiyecekler belli zamanlarda ulaşabildiği için pek çok kişi açlık sorunlarından dolayı adayı terk etmiş ve nüfus 28'e kadar düşmüş. 1961 yılında adada gerçekleşen yanardağ patlaması sonucunda ada sakinleri Birleşik Krallık'a getirilmiş. Yanardağ tehlikesi yok olunca yalnızca azınlıkta bir kısım Tristan da Cunha'ya dönüş yapmış. Diğer insanlar ise şehir hayatını terk etmek istememiş. Tristan da Cunha, 2015 yılından beri 300 kişilik nüfusunu koruyor. Adadaki herkes kuzeybatı bölgesindeki bir yaylada yaşıyor. Yani adanın diğer kısımlarında yaşam bulunmuyor. Tristan da Cunha'da kafe, market, yüzme havuzu, dört gün yayın yapan yerel bir radyo istasyonu, iki kilise, bar, okul, hastane, postane ve müze bulunuyor. Kilise hariç her bir mekandan birer tane bulunuyor. Tristan da Cunha halkına yiyecek ve temel ürün ulaşımını ise RMS St. Helena adlı yük gemisi yapıyor. Adanın tek limanı olan Calshot Limanına yılda yalnızca bir kere uğrayan gemi, posta, yiyecek, sağlık ürünleri, kitap-dergi ve adayı ziyarete gelmek isteyen kişileri getiriyor. Adaya havadan ulaşım gerçekleştirmek kesinlikle mümkün değil. Bu yüzden her sene 1 kere uğrayan yük gemisi tek ulaşım aracı oluyor.   Ada, dünyanın en zor ulaşılan yeri olduğu için turistler tarafından epey merak konusu oluyor. Bu nedenle seyrekte olsa gerçekleşen ziyaretlerle adaya ayak basanlar oluyor. Adaya girebilmek için mutlaka İngiltere vizesi alınması gerekiyor. Turistlerin adada gerçekleştirebileceği etkinlikler arasında bol bol sessizliği dinlemek ve balık tutmak var. Eğer bir gün Tristan da Cunha'ya gitmeye karar verirseniz, mutlaka yanınızda bir çadır götürmeniz gerekiyor. Aksi halde bu adada konaklama yapılabilecek herhangi bir pansiyon bulunmuyor. Eğer çadırınız yoksa ada halkından birinin evinde konaklama yapabilirsiniz.