Çanakkale Haber

DÜŞÜN- CE; Sokak Hayvanlarının Akıbeti Ne Olacak?

GÜNCEL 17.07.2024 - 20:53, Güncelleme: 17.07.2024 - 20:53 120778+ kez okundu.
 

DÜŞÜN- CE; Sokak Hayvanlarının Akıbeti Ne Olacak?

O halde çözüm nedir?

Bu konuda kalem oynatmışlığım vardır. Hatta şu anda evimin civarındaki kedi ve köpeklere bakmaya da devam ediyorum. Ama bu iş sokak aralarında  hayvan bakarak yapılamamalı. Hızla artan kedi ve köpek sayısı nedeniyle zarar gören insanların olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bu durumun da sonlandırılması gerekir. Özellikle mahalle aralarında sürüler halinde gezen sokak köpeklerin saldırganlıkları nedeniyle birçok insanın korkudan ürperdiğini, yolunu değiştirdiğini ve ölüp ölüp dirildiğini de yaşayarak bilenlerdenim. Özellikle sayfiye yerlerinde, tatil beldelerinde başı boş köpek sayısı her yaz sezonu sonunda artmaktadır. Hatta geçenlerde bir belediye başkanından duydum, köylerden, komşu ilçelerden getirilip ilçesine bırakılan köpek sayısının fazlalığından şikayetçiydi. Bir başkası ise her mahallenin köpek sürüsü olduğunu geceleyin kendi aralarında kapıştığından dem vuruyordu. Bir kadının veya adamın veya bir çocuğun sokak köpekleri tarafından kovalandığını, ısırıldığını ve hatta parçalanıp öldürüldüğünü okudukça sokak hayvanlarına, hele de sokak köpeklerine karşı bilinç atımızda köpek tarafından ısırılma veya öldürülme korkusu yerleşmektedir. İnsanlar, hele de çocuklarımız korkusuzca yaşamalıdır. Okullarına yürüye yürüye rahatlıkla gidebilmeli sokaklarda ve parklarında köpek saldırısından korkmadan oynayabilmelidir. Mahalleler ve sokak araları sokak hayvanları için vahşi doğa ortamı oluşturmamalı ve vahşi doğa işlevini göstermemelidir. O halde çözüm nedir? Sokaklarında başı boş köpeklerin olmadığı, dolaşmadığı kimi devletlerin, sokak hayvanları meselesini nasıl hallettiği belliyken Amerika’yı yeniden keşfetmeye de gerek var mı? Basında ve her yerde sokak havanlarına canhıraş sahip çıkanlar ve kimi havan severlere şirin gözükmek için yasa çıkmasına itiraz eden oportünist siyasiler, toplumun sağlığına ve güvenliğine sırt dönmesini de açıkçası benim açımdan anlaşılır değildir. Önerim şudur. Sokaklarda sahipsiz hiçbir kedi ve köpek kalmamasıdır. Kedi ve köpek sevenlerin sokaklarda başı boş gezen hayvanları sahiplenmeleri bakımlarını üstlenmelerini ve diğer insanlara zarar vermelerini garanti etmeleri gerekmektedir. Sırf birileri mutlu olsun diye toplumun çoğunluğunun sokak kedi ve köpeklerinden zarar görmesine, saldırıya uğramasına ve hatta öldürülmesine göz yumulmasını mantıklı ve geçerli bulmuyorum. Hayvan severlerin sokak havanlarını sokaklarda beslemeleri de şart değildir. Yerel yönetimlerin bakım merkezlerine maddi yardımda bulunarak, buralarda gönüllü olarak çalışarak hayvanlara hizmet etmeleri de mümkündür. Sokak hayvanlarının belli merkezlerde toplanmasının bakılmasının ve sonrasında sahiplenilmesinin toplum sağlığı açısından ve hayvan sağlığı açısından değerli buluyorum. Sokak hayvanı severlerin belli merkezlerde toplanacak hayvanları yerel yönetimlerin gözetim ve denetiminde yasal olarak sahiplenmelerinde ve bakımlarını üstlenmelerinde hiçbir sakınca yoktur. Mahallemizde adına “kara kızı” dediğim köpeği ve “badem” adını verdiğim sokak kedisini sahipleneceğim. Çünkü ben onları sahiplenmeden onlar beni sahiplenmeye başladı bile. Son bir öneri olarak da birkaç aile bir araya gelerek sokak kedi ve köpeklerini sahiplenerek sokaklardan kurtarabilirler. Hiç hazzetmediğim bir örnek ama gezdiğim batı ülkelerinde sokaklarda hiçbir hayvana rastlamadım. Onlar bu meseleyi nasıl hallettilerse biz de aynı şekilde halldelim.
O halde çözüm nedir?

Bu konuda kalem oynatmışlığım vardır.

Hatta şu anda evimin civarındaki kedi ve köpeklere bakmaya da devam ediyorum. Ama bu iş sokak aralarında  hayvan bakarak yapılamamalı.

Hızla artan kedi ve köpek sayısı nedeniyle zarar gören insanların olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla bu durumun da sonlandırılması gerekir.

Özellikle mahalle aralarında sürüler halinde gezen sokak köpeklerin saldırganlıkları nedeniyle birçok insanın korkudan ürperdiğini, yolunu değiştirdiğini ve ölüp ölüp dirildiğini de yaşayarak bilenlerdenim.

Özellikle sayfiye yerlerinde, tatil beldelerinde başı boş köpek sayısı her yaz sezonu sonunda artmaktadır.

Hatta geçenlerde bir belediye başkanından duydum, köylerden, komşu ilçelerden getirilip ilçesine bırakılan köpek sayısının fazlalığından şikayetçiydi.

Bir başkası ise her mahallenin köpek sürüsü olduğunu geceleyin kendi aralarında kapıştığından dem vuruyordu.

Bir kadının veya adamın veya bir çocuğun sokak köpekleri tarafından kovalandığını, ısırıldığını ve hatta parçalanıp öldürüldüğünü okudukça sokak hayvanlarına, hele de sokak köpeklerine karşı bilinç atımızda köpek tarafından ısırılma veya öldürülme korkusu yerleşmektedir.

İnsanlar, hele de çocuklarımız korkusuzca yaşamalıdır. Okullarına yürüye yürüye rahatlıkla gidebilmeli sokaklarda ve parklarında köpek saldırısından korkmadan oynayabilmelidir.

Mahalleler ve sokak araları sokak hayvanları için vahşi doğa ortamı oluşturmamalı ve vahşi doğa işlevini göstermemelidir.

O halde çözüm nedir?

Sokaklarında başı boş köpeklerin olmadığı, dolaşmadığı kimi devletlerin, sokak hayvanları meselesini nasıl hallettiği belliyken Amerika’yı yeniden keşfetmeye de gerek var mı?

Basında ve her yerde sokak havanlarına canhıraş sahip çıkanlar ve kimi havan severlere şirin gözükmek için yasa çıkmasına itiraz eden oportünist siyasiler, toplumun sağlığına ve güvenliğine sırt dönmesini de açıkçası benim açımdan anlaşılır değildir.

Önerim şudur. Sokaklarda sahipsiz hiçbir kedi ve köpek kalmamasıdır.

Kedi ve köpek sevenlerin sokaklarda başı boş gezen hayvanları sahiplenmeleri bakımlarını üstlenmelerini ve diğer insanlara zarar vermelerini garanti etmeleri gerekmektedir.

Sırf birileri mutlu olsun diye toplumun çoğunluğunun sokak kedi ve köpeklerinden zarar görmesine, saldırıya uğramasına ve hatta öldürülmesine göz yumulmasını mantıklı ve geçerli bulmuyorum.

Hayvan severlerin sokak havanlarını sokaklarda beslemeleri de şart değildir.

Yerel yönetimlerin bakım merkezlerine maddi yardımda bulunarak, buralarda gönüllü olarak çalışarak hayvanlara hizmet etmeleri de mümkündür.

Sokak hayvanlarının belli merkezlerde toplanmasının bakılmasının ve sonrasında sahiplenilmesinin toplum sağlığı açısından ve hayvan sağlığı açısından değerli buluyorum.

Sokak hayvanı severlerin belli merkezlerde toplanacak hayvanları yerel yönetimlerin gözetim ve denetiminde yasal olarak sahiplenmelerinde ve bakımlarını üstlenmelerinde hiçbir sakınca yoktur.

Mahallemizde adına “kara kızı” dediğim köpeği ve “badem” adını verdiğim sokak kedisini sahipleneceğim. Çünkü ben onları sahiplenmeden onlar beni sahiplenmeye başladı bile.

Son bir öneri olarak da birkaç aile bir araya gelerek sokak kedi ve köpeklerini sahiplenerek sokaklardan kurtarabilirler.

Hiç hazzetmediğim bir örnek ama gezdiğim batı ülkelerinde sokaklarda hiçbir hayvana rastlamadım. Onlar bu meseleyi nasıl hallettilerse biz de aynı şekilde halldelim.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.