İyi Parti içerinde çok ciddi bir değişim ve dönüşüm başladı. Meral Akşener’in başarısız bir yerel seçim süreci sonrasında parti liderliğine nokta koyması Türk siyasi hayatında az görülür taktir edilmesi gerek bir siyasi ahlakın da göstergesidir. Akşener’in 27 Nisan’daki İYİ Parti olağanüstü kongresinde aday olmayacağını açıklaması ile birlikte İYİ Partinin ağır topları kendilerini liderlik yarışına soyundular. İlk açıklamalara bakarsak gerek Koray Aydın gerekse Müsavat Dervişoğlu daha temkinli ve daha dikkatli şekilde ve özellikle de Meral Akşener’i incitmeden adaylıklarını açıklarken Mehmet Tolga Akalın bodoslama olarak İYİ Parti liderliğine aday olduğunu açıkladı. Akalın, kimseye eyvallah etmeden, kimseden icazet almadan İYİ partinin kuruluş ideal ve ideolojisine hizmet etmek üzere özlenen İYİ Parti lider profilini sergileyeceğini ifade etmekten çekinmedi ve  hiçbir tereddütte mahal vermeden parti liderliğine aday olduğunu açıkladı. Koray Aydın, olasılıkla Meral Akşener’e daha mesafeli ve gücünün farkında bir teşkilatçı olarak İYİ Parti liderlik yarışı için ortaya çıksa da İYİ Parti tabanında ve halkın nezdinde büyük bir heyecana sebep olamayacaktır. Koray Aydın, geçmişin bildik siyasetçilerinden Milliyetçi cenahın ağır topudur. İyi bir teşkilatçı olsa da iyi bir parti lideri olacağı söylenemez. Parti teşkilatında karşılık bulsa da toplumda karşılık bulamak. Bu nedenle İYİ Parti delegeleri Koray Aydın’ı lider olarak seçerse, İYİ Partinin geleceğe dair merkez -merkez sağ parti olma plan ve hayallerin büyük bir sekteye uğratmış olur. Koray Aydın’ın partide güçlü bir iki numara olma özelliğini koruması İYİ Partinin geleceği açısında değerlidir ancak Koray Aydın İYİ partiye lider olmamalıdır. Müsavat Dervişoğlu ise klasik eski zaman siyasetçilerinden biridir. Medyadan takip ettiğim kadarı ile Meral Akşener icazetli ve destekli olarak liderliğe soyunması İYİ Parti küskünlerine ve İyi Parti tabanına fazlaca bir heyecan katmayacaktır. Müsavat Dervişoğlu liderliğindeki İYİ Parti siyaset anlayışı, adeta politbüro mantığında daha tutucu ve muhafazakar bir üslupla bildik klişe milliyetçi söylemlerin dışına çıkmayacaktır. Ancak Mehmet Tolga Akalın için Aydın ve Dervişoğlu için söylediklerim geçerli değildir. Mehmet Tolga Akalın oldukça bilinçli, ötekileştirmeyen milliyetçilik ve Atatürkçülük anlayışı ile CHP’nin çoktandır terk ettiği Atatürk’ün altı okuna da sahip çıkan, Zafer Partisi kadar Türk Milliyetçi, ancak Zafer Partisi kadar keskinde olmayan bir üslupla İyi Partinin merkez sağ parti olmasına fırsatlar yaratacaktır. İYİ Parti şayet ilk başta kurulduğu günkü heyecanı yakalamak istiyorsa, hiç tereddütsüz Mehmet Tolga  Akalın’ı tercih etmeli ve İYİ Parti’ye lider olarak seçmelidir. Bu arada Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener sevdası da siyaset açısından açıkça İYİ Partinin iç işlerine karışmak değil midir? İYİ Parti eğer Türk siyasetinde lider parti olmak istiyorsa; üzerine  ne Meral Akşener’in, ne Bahçeli’nin ne AKP’nin ne de diğer partileri gölgesinin düşmeyeceği bir liderle yoluna devam etmelidir. Bu liderin adı da ilk değerlendirmelerime göre Mehmet Tolga Akalın’dır.