AKP&MHP iktidarına asla destek vermedim. Hele de, ne demokrasi anlayışlarına, ne de ekonomiyi idare edişlerine asla güvenmedim. Yıllar içinde iktidar yanlıları aşırı şekilde zenginleşirken gariban halk yığınları ve özellikle ücretli kesim, memleketin her türlü yükünü çeken kesim, sürekli olarak ekonomik kayıplara uğradı mı? Alt gelir gurubu ile orta gelir gurubu neredeyse asgari ücret düzeyinde eşitlenirken zenginler, özellikle de AKP zenginleri alıp başını gitmedi mi?. Eğitimin milliliğini ve eşitliğini yine AKP&MHP ikilisi darmadağın etmedi mi? Memleketin her yerinde hızla çoğaltılan İmam Hatipler el üstünde tutulurken diğer liseler iyice körleştirilmedi mi? Bir meslek lisesi olan bunca imam hatiplinin gelecekte memlekete ne tür faydalar sağlayacağını sizler de merak etmiyor musunuz? İktidar, bu ve buna benzer ağır eleştirileri hak ederken muhalefetimiz çok mu iyiydi? Düşük çaplı siyasal figürlerin elinde oyuncak olan kilit muhalefet partileri ve kendilerini mühim adam sanan kimilerinin kurduğu hobi partileri yıllar yılı AKP ve MHP iktidarının değirmenine su taşımadı mı? Yirmi yıldan fazladır ülkeyi yöneten bir iktidarı hala al aşağı edemeyen muhalefet kanadındaki kemkik siyasi kadrolardan  memlekete ne hayır gelebilir ki? ne yazık ki muahlefetin yapamadığı işi haın sağduyusu barmıştır. Son yirmi yıldır siyasi partilerin ve siyasi liderlerin bir türlü başaramadığı iktidarı alaşağı etme başarısını yerel seçimlerde halkın sağduyusu başarmış ve muhalefetin en güçlü partinde ittifak yapmıştır. Yani anlayacağınız böyle muhalefete böyle iktidar çok bile. Her türlü eleştirilerime rağmen AKP iktidarının çok iyi yaptığı bir şey varsa o da hiç tereddütsüz savunma sanayi atılımlarıdır. Savunma sanayi alanında geliştirdiği projeler, yaptığı yatırımlar benim nazarımda efsane işlerdir. Savunma sanayi üzerinden rant ağlamalar, yandaşlıklar, adam kayırmalar, işe adam yerleştirmeler vs. ayrı bir tartışma konusudur ama gerçek olan şu ki ;Türk gençleri, bilim insanları, mühendisler ve teknisyenleri AKP iktidarının sağladığı imkanlarla 1974 yılında ilk temelleri atılan savunma sanayimizi son yirmi yılda daha da şaha kaldırmıştır. Bence Türkler nasıl ki Ergenekon’dan çıkış destanı ile insanlık tarihine yön vermeye başladıysa, savunma sanayi atılım ile de önümüzdeki yüzlerce binlerce yıla hükmedecek, insanlığa barış ve huzur getirecek, çok değerli işlere imza atacaktır. Türklerin savunma sanayi alanındaki başarıları dünya emperyalizminin ve batı medeniyetinin de sonu olacaktır. Bizler, Türk Milleti olarak yüceler yücesi Mustafa Kemal Atatürk’ün açtığı yolda insanlığa barış ve kardeşlik getirirken, batının sömürü medeniyeti yerine Türk Milletinin özünü de tarif eden Mustafa Kemal’in adını koymadığı muhasır medeniyeti yani KEMALİZM MEDENİYETİ’ni dünya milletlerine ikram edeceğiz. Savunma sanayimizin önü asla kesilmemelidir. Savunma sanayi gelişmelerinden ağır darbeler yiyen PKK ve yandaşlarının feryat figanlarına ve PKK yandaşı aktivistlerin “barış kardeşlik” aldatmacalarına ve yalanlarına kanmadan savunma sanayimizin daha da gelişmesine olanaklar hazırlamalıyız. Faşizme, diktatörlüğe, tiranlığa veya Rusya  ya da ÇİN gibi insana değer vermeyen otoriter rejimlere asla yüz vermeden ve bu tür yapılar kurmya niyetlilerle her türlü mücadele içinde olarak, Kemalizm Medeniyeti'nde; modern, özgürlükçü, laik ve demokrasiyle yaşamaya aht  etmiş  Türk Milletinin elinden tutmak her şeyden evvel “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” diyen veya diyebilen Türk siyasetçilerinin asli görevidir. İşte bu siyasetçiler, aynı zamanda savuma sanayinin, yüzlerce yıldır elimizden kaçırdığımız bilim ve teknolojinin hamisi olmak zorundalar. Yapay zeka gelişmeleri ve günden güne artan robotik gelişmeler sosyolojik açıdan insanlığa değişim ve dönüşüme zorlayacaktır. Bu değişim ve dönüşümü idare etmek, boşa çıkacak olan insan emeğini yararlı alanlarda istihdam etmek ve insanların onuru ile yaşamalarına fırsat vermek bağlamında Türk siyasetçileri geleceğe dair hesaplarını kendi makam ve koltuklarını korumak yerine, Türk Milletine fayda sağlamak üzere yapmalıdır. Türkiye’deki vergi kaçaklarını önlemek ve devlete, yani halka gitmesini sağlamak birinci amaç olmalıdır. Milli kaynakları olur olmaz vakıflara vermek suretiyle heba etmek yerine devlet kasasında  toplanmasını sağlamak şarttır. Olasılıkla şimdilerde sekiz saatlik mesailer uzak olmayn bir gelecekte günlük dört saatlik veya üçer tam günlük çalışmalar yapacak, cumartesi pazar tatil kavramını iptal edecek tarzda çalışma hayatını planlamak, herhâlde modern yöneticiliğin en önemli özelliği olması gerekir. Tüm bu modern ve demokratik adımların beslenme kaynağı, katma değeri yüksel ileri teknolojik adımlarla ve elbette ki tarıma ve hayvancılığa önem vermek suretiyle mümkün olabilir. Yoksa Meral Akşener istifa etmiş,  bilmem kim başkan seçilmiş, AKP sonrası bilmem ne olacakmış gibi işler Türk Milleti açısından boş işlerdir. Türkiye tüm bu atılımlarını yapmak için emperyal düşünmek ve Misakı-ı Milli sınırlarına çıkmak, ABD ve Batı emperyalizmin tesirinden kurtarması olmazsa olmaz şarttır. Ya öyle veya böyle.