Çanakkale Yüzünü Güneşe Döndü!...
YEREL
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
31.05.2018 - 17:04, Güncelleme:
31.05.2018 - 17:04 5934+ kez okundu.
Çanakkale Yüzünü Güneşe Döndü!...
İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanʹı eleştirerek, ˮKıbrısʹı verdin mi kardeşim? İkide bir İngiltereʹye niye gidiyorsun kardeşim? Hepimize ʹHainʹ dedin. Kendine ʹYerli ve milliʹ dedin. Nasıl bir yerli ve millilik bu? 18 ada gitti. Böyle bir dış politika ile bu ülkenin yürütülmesi mümkün değilˮ dedi.
Çanakkale İYİ Parti İl Başkanlığı tarafından, 24 Haziran seçimleri kapsamında Cumhuriyet Meydanıʹnda miting düzenlendi. Çanakkale girişinde partililer tarafından karşılanan İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, seçim otobüsüyle miting alanına geldi. Yol boyunca büyük sevgi gösterisinde bulunulan Meral Akşener, partililer tarafından çiçeklerle karşılandıktan sonra Cumhuriyet Meydanıʹnda kendisini ellerinde Türk bayrakları ve İYİ Parti bayrakları ile bekleyen kalabalığa seslendi. Meral Akşener, ʹCumhurbaşkanı Meral Akşenerʹ, ʹÇanakkale seninle gurur duyuyorʹ sloganlarına ˮAllah razı olsunˮ karşılığını verdi.
ʹBEN SİZE GÜVENDİMʹ
ˮBu meydanı şereflendirdinizˮ diyerek sözlerine başlayan İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, ˮÇanakkale, Cumhuriyetin kurucusu Çanakkale, Cumhuriyetin kurulmasını sağlayan Çanakkale. Dostumuzun türküsü, düşmanımızın korkusu Çanakkale. Bayrağımızın ülküsü Çanakkale. Ve Çanakkaleʹyi geçmeye çalışanlara ʹDur yolcuʹ diyen Çanakkale. Biz Çanakkaleʹyi hiç unutmayacağız. Ve Çanakkaleʹyi unutmaya çalışanlara nasıl 1915’te ʹDur yolcuʹ dediysek, bugün de ʹDur yolcuʹ diyeceğiz. Bir yola çıktıkˮ dedi.
İYİ Parti yolculuğuna çıkarken kadınlardan büyük destek gördüğünü belirten Akşener, şunları kaydetti:
ˮBaşlangıçta kadınlarımız, sonra gençlerimiz, sonra erkeklerimizdi. Dediler ki, ʹYürü geç öne, yürü de bunun oyununu bozʹ. İyi ki sizi dinlemişim, iyi ki dediğinizi yapmışım. Bugün 24 Haziranʹda hem genel seçimler hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Hayal edin; İYİ Partiʹyi kurmasaydık, siz kurulmasını istemeseydiniz, bana ʹyürü, biz de seninleyizʹ demeseydiniz, Cumhurbaşkanı adayı olmasaydım, bugün nasıl bir seçim kampanyasıyla karşı karşıya kalacaktınız? Ne olacaktı biliyor musun? Sayın Abdullah Gül ile Sayın Tayyip Erdoğanʹın yarıştığı bir tarafın çatı aday, öbür tarafın matı aday olduğu bir seçim kampanyasıyla karşı karşıya kalacaktık. 100 bin imzayı 4-5 saat içinde tamamladınız. Allah sizden razı olsun. Hakkınızı helal edin. Çünkü ben size güvendim.ˮ
ʹAMPUL SÖNDÜ, BİTTİ; ONUN İÇİN ABBAS YOLCUʹ
Çanakkaleʹye her gelişinde bir vukuat olduğunu anlatan Meral Akşener, ˮBugün hayırlısıyla vukuat yerine güneş açmış. Hatırladınız mı? Burada bir otele geldim. Elektriğini kestiler. Parasını ödediğimiz otelde bizi konuşturmadılar. Orada çalışanların suçu yok. Herkes Türkiyeʹde esir. İş adamları esir, çalışanlar esir. Dolayısıyla tek bir adamın iki dudağı arasında adalet. İki dudağı arasında ekonomi, iki dudağın arasında dış politikanın yaşandığı bir ülkede korktular, bizden korktular, sizden korktular. Ve o gün kınalarımızla gelmiştik. ʹYaktık kınamızı geldikʹ demiştik. Şimdi ise bir tülbent devrimi yapmak üzere buradayız. Bu meydanı şereflendirdiniz. Ampul söndü, bitti. Onun için Abbas yolcu, bağlasan durmazˮ diye konuştu.
ʹONLARA DA İYİ GELDİKʹ
İYİ Partiʹnin Türkiyeʹye ve millete iyi geldiğini kaydeden Meral Akşener, ˮAma en iyi geldiğimiz yer Sayın Erdoğan ve arkadaşları. Şimdi İYİ Parti kurulmadan evvel, her 19 Mayısʹta, her 23 Nisanʹda, her 10 Kasımʹda ve her 29 Ekimʹde bunlar hasta oluyordu. Kimisi hastanelik oluyordu, kimisi evinde istirahat eder. Böyle bir pozisyonda biz İYİ Partiʹyi sizle beraber kurduk. Yahu hepsi turp gibi oldular. Onlara da iyi geldik bizˮ dedi.
ʹPARANIN MİKTARINI SÖYLESEM, DUDAK UÇAKLATIYORʹ
İYİ Parti olarak sinir bozduklarını söyleyen Meral Akşener, ˮNiye sinir bozduk? Şöyle sinir bozduk. Döndü dedi ki; ʹÇıkıp vatandaşa şunu bunu söylüyorlar da kaynak nerede?ʹ Bunu söyleyen, bu ülkeyi 16 yıl yöneten arkadaş. Şimdi, ben size kaynaklara sayayım: Hani Mehmet Şimşekʹin ʹfındık, fıstık parasıʹ dediği makam arabaları yok mu? Makam arabası şöyle bir şey; bakan biniyor, eşi biniyor, çoluk biniyor, çocuk biniyor, müsteşar, müsteşarın eşi, çoluğu, çocuğu o lüks arabalardan geçilmeyen bir Türkiye. Bunların kirası o kadar pahalı ki, ben Meclisʹi yönetirken bu konuyla ilgili bir konuşma yapılmıştı. Sayın Mehmet Şimşek çıkıp, ʹBu ne ki fındık fıstık parasıʹ. Sevgili gençler, ben bu adamları o lüks arabalardan indireceğim, ʹİn aşağıyaʹ diyeceğim. Ve size iş verinceye kadar, gencine iş vermek devletin görevidir, o işi size tanzim edinceye kadar, o işi size istihdam edinceye kadar ayda 500 lira maaş vereceğim. Adına da ʹvatandaşlık maaşıʹ koydum. Karşılığında da ʹin arabadan aşağıyaʹ. Herkes kendi arabasına binsin. Fındık fıstık parası denilen paranın miktarını söylesem, dudak uçaklatıyorˮ diye konuştu.
ʹIŞIKLAR, KULELİ ASKERİ LİSELERİNİ HEMEN AÇACAĞIMʹ
Türk ordusunun darmadağın edildiğini ifade eden Akşener, şöyle konuştu:
ˮÖnce FETÖ adaleti vardı. Şimdi Tayyip Erdoğan adaleti var. Yahu her seferinde sopayı yiyen askeriye. Ve önce Balyoz, sonra Ergenekon, şimdi FETÖʹcü kalkışma. Sonuç ne oldu? Bnalara savaş açtılar. Bedeli siz ödediniz. Aramızda astsubaylarımız var. Askerlik yapanlar bilirler. Bir er, komutanı talimat verdiği zaman ʹHayırʹ diyebilir mi? Bir Harbiyeli gencecik çocuk, komutanları ʹYürüʹ dediği zaman ʹHayırʹ diyebilir mi? Peki kallavilerin tamamı kaçtı. Paralıların tamamı kaçtı. Sorumluluk sahibi olması gerekenler yerinde oturuyor. Çaycı, çorbacı hapis. Bizi babalarımız, annelerimiz, yatılıydık, o okula nasıl verirdi? ʹKızım sana emanetʹ diye verirdi. Yani nereye emanet; devlete emanet, devlete. Ve o hocalarımız devletin adına bize o emanet gözüyle bakarlardı. Bu anaları babaları tarafından Harbiyeʹye verilen çocuklar, oraya teslim edilirken, kime emanet ettiler? Devlete. Peki sorular çalınırken, muhterem sen bostan korkuluğu muydun? Peki bu gariban Anadolu çocuklarını özel okula değil yatılı okula teslim ederken, sana emanet ettiler. Şimdi ağababaları kaçsın. Bu gencecik, en büyüğü 18 yaşındaki çocuklara müebbet hapisler verin. Bu Türkiyeʹnin adaletinin de Tayyip adaleti olduğu, Erdoğan adaleti olduğu anlamına gelir. Emanete hıyanetlik ettin, hıyanetlik ettin. Gariban çocuklarına müebbet hapis verdiklerini gördük. Buradaki acımaz ruh halini ancak gerçekten hukukun üstünlüğünü ve gerçek adaleti tesis ederek ortaya koyabiliriz.ˮ
ˮCumhurbaşkanı olduğum gün Işıklar, Kuleli askeri liselerini hemen açacağım. GATA’yı yeniden açacağız ve aynı zamanda askeri akademileri yeniden tekrar açacağızˮ diyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
ˮAma FETÖ, metö, ketöʹnün adamlarına soru çaldırmayacağım. FETÖ gidiyor, metö geliyor; metö gidiyor ketö geliyor. Çünkü bunlar ʹbenim adamım, senin adamın; bendensin, benden değilsinʹ diye vatandaşı birbirinin karşısına dikiyor. Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanına sahip olan 81 milyon bu ülkenin tapusuna sahiptir. Birbirine karşı eşittir. Bu devlette bütün vatandaşlarına eşit hizmet götürmek, eşit bir gözle bakmak zorundadır. Bizim devlete bakış açımız budur.ˮ
ʹSONUNDA BİR BEDEL ÖDENDİʹ
Dış politikayı da değerlendiren İYİ Parti Lideri ve Cumhurbaşkanı Meral Akşener, iktidara eleştirilerde bulunarak şunları söyledi:
ˮBu abi ʹey ey eyʹ diye gitti. Kapıların arkasına gittiler. ʹEy Amerikaʹ yaptı, ʹey Trumpʹ. Ondan sonra Osmanlı tokadı. Tillerson geldi; 3,5 saat ne koştular belli değil. Bildiğim kadarıyla lisanı yok, tercümansız kuş diliyle anlaştılar. Şeker fabrikaları satışa çıktı. Yani şöyle bir durum olmuş görünüyor; ʹNe vereyim abime, ne vercen abineʹ. Şimdi ama, Hollandaʹya ʹeytʹ, Fransaʹya ʹeytʹ, oraya ʹeytʹ, fakat hep sonunda bir bedel ödendi. Onu da siz ödediniz. Onun için dış politikanın da Cumhuriyet kurulduğunda Atatürkʹün ortaya koyduğu ʹYurtta sulh, cihanda sulhʹ ilkesiyle ve bu ülkenin, bu milletin çıkarları üzerine bina edilmesi gerektiğini biliyoruz ve bunun arkasında duruyoruz. Gittiğim her yerde bir ikinci şikayet. Suriyeʹnin içine elini niye soktun kardeşim? Esad kardeşindi, Esed düşmanın oldu. Sana neydi 4 milyon Suriyeli koptu geldi? Elbette insanlar vatanlarında mutludur. Suriyeli kardeşlerimizi, Suriye ile ilişkileri düzeltip, memleketlerine, vatandaşlarına elbette göndereceğiz. Ve gelecek sene 2019ʹun Ramazanʹında Suriyeli mültecilerle Suriyeʹye gidip, iftar edeceğiz.ˮ
ʹBU YORGUN ŞOFÖRÜ EVİNE YOLLAYACAĞIZʹ
Meral Akşener konuşmasının son bölümünde Türkiyeʹnin yorgun şoför tarafından yönetildiğini ifade ederek şunları kaydetti:
ˮKöprüler yapılıyor. Çok övünüyor ya. Kardeşim o köprüden geçsen 10 lira, geçmesen 100 lira. Sizin cebinizden çıkıyor. Kiracısın sen orada, otomobil geçme garantisi verilmiş. Şehir hastaneleri var. Şu kadar hasta gelecek garantisi verilmiş. Bir tanesi milletin değil, bir tanesi devletin değil. Tamamı yandaş müteahhidin. Bütün bunları gözden geçireceğiz. İmza atmaya gittiğim gün sordum. Kıbrısʹı verdin mi kardeşim? İkide bir İngiltereʹye niye gidiyorsun kardeşim? Ne oluyor kardeşim? Yani hepimize ʹHainʹ dedin. Kendine ʹYerli ve milliʹ dedin. Nasıl bir yerli ve millilik bu? 18 ada gitti. Dışişleri Bakanı dedi ki; ʹBizim zamanımızda değilʹ. Neyin olduğundan haberin yok. Böyle bir dış politika ile bu ülkenin yürütülmesi mümkün değil. Kaldı ki, Türkiye şu anda yorgun ve geveze bir şoför tarafından kullanılan, içinde yolcuları milletimizin olduğu bir otobüs halinde, son gaz gidiyor. İşte 24 Haziranʹda sizinle birlikte Allahʹın izniyle inşallah bu yorgun ve geveze şoförü evine yollayacağız. İkili bir oy sistemi var. Kendimi de size emanet ediyorum. Allah bizi utandırmasın. Sandık başına giderken şu soruyu sorun; ʹTayyip Bey karşısında ikinci turda kimi istemez?ʹ O zaman gereğini yapın. İnşallah, elektriklerimiz kesilmişti, güneş açtı. Yüzünü güneşe dön Çanakkale diyorum.ˮ
İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, mitingin ardından sahneye çağırdığı Çanakkale milletvekili adayları ile poz verdikten sonra, partililerin yoğun sevgi gösterisi arasında alandan ayrıldı.
İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanʹı eleştirerek, ˮKıbrısʹı verdin mi kardeşim? İkide bir İngiltereʹye niye gidiyorsun kardeşim? Hepimize ʹHainʹ dedin. Kendine ʹYerli ve milliʹ dedin. Nasıl bir yerli ve millilik bu? 18 ada gitti. Böyle bir dış politika ile bu ülkenin yürütülmesi mümkün değilˮ dedi.
Çanakkale İYİ Parti İl Başkanlığı tarafından, 24 Haziran seçimleri kapsamında Cumhuriyet Meydanıʹnda miting düzenlendi. Çanakkale girişinde partililer tarafından karşılanan İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, seçim otobüsüyle miting alanına geldi. Yol boyunca büyük sevgi gösterisinde bulunulan Meral Akşener, partililer tarafından çiçeklerle karşılandıktan sonra Cumhuriyet Meydanıʹnda kendisini ellerinde Türk bayrakları ve İYİ Parti bayrakları ile bekleyen kalabalığa seslendi. Meral Akşener, ʹCumhurbaşkanı Meral Akşenerʹ, ʹÇanakkale seninle gurur duyuyorʹ sloganlarına ˮAllah razı olsunˮ karşılığını verdi.
ʹBEN SİZE GÜVENDİMʹ
ˮBu meydanı şereflendirdinizˮ diyerek sözlerine başlayan İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, ˮÇanakkale, Cumhuriyetin kurucusu Çanakkale, Cumhuriyetin kurulmasını sağlayan Çanakkale. Dostumuzun türküsü, düşmanımızın korkusu Çanakkale. Bayrağımızın ülküsü Çanakkale. Ve Çanakkaleʹyi geçmeye çalışanlara ʹDur yolcuʹ diyen Çanakkale. Biz Çanakkaleʹyi hiç unutmayacağız. Ve Çanakkaleʹyi unutmaya çalışanlara nasıl 1915’te ʹDur yolcuʹ dediysek, bugün de ʹDur yolcuʹ diyeceğiz. Bir yola çıktıkˮ dedi.
İYİ Parti yolculuğuna çıkarken kadınlardan büyük destek gördüğünü belirten Akşener, şunları kaydetti:
ˮBaşlangıçta kadınlarımız, sonra gençlerimiz, sonra erkeklerimizdi. Dediler ki, ʹYürü geç öne, yürü de bunun oyununu bozʹ. İyi ki sizi dinlemişim, iyi ki dediğinizi yapmışım. Bugün 24 Haziranʹda hem genel seçimler hem de Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Hayal edin; İYİ Partiʹyi kurmasaydık, siz kurulmasını istemeseydiniz, bana ʹyürü, biz de seninleyizʹ demeseydiniz, Cumhurbaşkanı adayı olmasaydım, bugün nasıl bir seçim kampanyasıyla karşı karşıya kalacaktınız? Ne olacaktı biliyor musun? Sayın Abdullah Gül ile Sayın Tayyip Erdoğanʹın yarıştığı bir tarafın çatı aday, öbür tarafın matı aday olduğu bir seçim kampanyasıyla karşı karşıya kalacaktık. 100 bin imzayı 4-5 saat içinde tamamladınız. Allah sizden razı olsun. Hakkınızı helal edin. Çünkü ben size güvendim.ˮ
ʹAMPUL SÖNDÜ, BİTTİ; ONUN İÇİN ABBAS YOLCUʹ
Çanakkaleʹye her gelişinde bir vukuat olduğunu anlatan Meral Akşener, ˮBugün hayırlısıyla vukuat yerine güneş açmış. Hatırladınız mı? Burada bir otele geldim. Elektriğini kestiler. Parasını ödediğimiz otelde bizi konuşturmadılar. Orada çalışanların suçu yok. Herkes Türkiyeʹde esir. İş adamları esir, çalışanlar esir. Dolayısıyla tek bir adamın iki dudağı arasında adalet. İki dudağı arasında ekonomi, iki dudağın arasında dış politikanın yaşandığı bir ülkede korktular, bizden korktular, sizden korktular. Ve o gün kınalarımızla gelmiştik. ʹYaktık kınamızı geldikʹ demiştik. Şimdi ise bir tülbent devrimi yapmak üzere buradayız. Bu meydanı şereflendirdiniz. Ampul söndü, bitti. Onun için Abbas yolcu, bağlasan durmazˮ diye konuştu.
ʹONLARA DA İYİ GELDİKʹ
İYİ Partiʹnin Türkiyeʹye ve millete iyi geldiğini kaydeden Meral Akşener, ˮAma en iyi geldiğimiz yer Sayın Erdoğan ve arkadaşları. Şimdi İYİ Parti kurulmadan evvel, her 19 Mayısʹta, her 23 Nisanʹda, her 10 Kasımʹda ve her 29 Ekimʹde bunlar hasta oluyordu. Kimisi hastanelik oluyordu, kimisi evinde istirahat eder. Böyle bir pozisyonda biz İYİ Partiʹyi sizle beraber kurduk. Yahu hepsi turp gibi oldular. Onlara da iyi geldik bizˮ dedi.
ʹPARANIN MİKTARINI SÖYLESEM, DUDAK UÇAKLATIYORʹ
İYİ Parti olarak sinir bozduklarını söyleyen Meral Akşener, ˮNiye sinir bozduk? Şöyle sinir bozduk. Döndü dedi ki; ʹÇıkıp vatandaşa şunu bunu söylüyorlar da kaynak nerede?ʹ Bunu söyleyen, bu ülkeyi 16 yıl yöneten arkadaş. Şimdi, ben size kaynaklara sayayım: Hani Mehmet Şimşekʹin ʹfındık, fıstık parasıʹ dediği makam arabaları yok mu? Makam arabası şöyle bir şey; bakan biniyor, eşi biniyor, çoluk biniyor, çocuk biniyor, müsteşar, müsteşarın eşi, çoluğu, çocuğu o lüks arabalardan geçilmeyen bir Türkiye. Bunların kirası o kadar pahalı ki, ben Meclisʹi yönetirken bu konuyla ilgili bir konuşma yapılmıştı. Sayın Mehmet Şimşek çıkıp, ʹBu ne ki fındık fıstık parasıʹ. Sevgili gençler, ben bu adamları o lüks arabalardan indireceğim, ʹİn aşağıyaʹ diyeceğim. Ve size iş verinceye kadar, gencine iş vermek devletin görevidir, o işi size tanzim edinceye kadar, o işi size istihdam edinceye kadar ayda 500 lira maaş vereceğim. Adına da ʹvatandaşlık maaşıʹ koydum. Karşılığında da ʹin arabadan aşağıyaʹ. Herkes kendi arabasına binsin. Fındık fıstık parası denilen paranın miktarını söylesem, dudak uçaklatıyorˮ diye konuştu.
ʹIŞIKLAR, KULELİ ASKERİ LİSELERİNİ HEMEN AÇACAĞIMʹ
Türk ordusunun darmadağın edildiğini ifade eden Akşener, şöyle konuştu:
ˮÖnce FETÖ adaleti vardı. Şimdi Tayyip Erdoğan adaleti var. Yahu her seferinde sopayı yiyen askeriye. Ve önce Balyoz, sonra Ergenekon, şimdi FETÖʹcü kalkışma. Sonuç ne oldu? Bnalara savaş açtılar. Bedeli siz ödediniz. Aramızda astsubaylarımız var. Askerlik yapanlar bilirler. Bir er, komutanı talimat verdiği zaman ʹHayırʹ diyebilir mi? Bir Harbiyeli gencecik çocuk, komutanları ʹYürüʹ dediği zaman ʹHayırʹ diyebilir mi? Peki kallavilerin tamamı kaçtı. Paralıların tamamı kaçtı. Sorumluluk sahibi olması gerekenler yerinde oturuyor. Çaycı, çorbacı hapis. Bizi babalarımız, annelerimiz, yatılıydık, o okula nasıl verirdi? ʹKızım sana emanetʹ diye verirdi. Yani nereye emanet; devlete emanet, devlete. Ve o hocalarımız devletin adına bize o emanet gözüyle bakarlardı. Bu anaları babaları tarafından Harbiyeʹye verilen çocuklar, oraya teslim edilirken, kime emanet ettiler? Devlete. Peki sorular çalınırken, muhterem sen bostan korkuluğu muydun? Peki bu gariban Anadolu çocuklarını özel okula değil yatılı okula teslim ederken, sana emanet ettiler. Şimdi ağababaları kaçsın. Bu gencecik, en büyüğü 18 yaşındaki çocuklara müebbet hapisler verin. Bu Türkiyeʹnin adaletinin de Tayyip adaleti olduğu, Erdoğan adaleti olduğu anlamına gelir. Emanete hıyanetlik ettin, hıyanetlik ettin. Gariban çocuklarına müebbet hapis verdiklerini gördük. Buradaki acımaz ruh halini ancak gerçekten hukukun üstünlüğünü ve gerçek adaleti tesis ederek ortaya koyabiliriz.ˮ
ˮCumhurbaşkanı olduğum gün Işıklar, Kuleli askeri liselerini hemen açacağım. GATA’yı yeniden açacağız ve aynı zamanda askeri akademileri yeniden tekrar açacağızˮ diyen Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
ˮAma FETÖ, metö, ketöʹnün adamlarına soru çaldırmayacağım. FETÖ gidiyor, metö geliyor; metö gidiyor ketö geliyor. Çünkü bunlar ʹbenim adamım, senin adamın; bendensin, benden değilsinʹ diye vatandaşı birbirinin karşısına dikiyor. Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanına sahip olan 81 milyon bu ülkenin tapusuna sahiptir. Birbirine karşı eşittir. Bu devlette bütün vatandaşlarına eşit hizmet götürmek, eşit bir gözle bakmak zorundadır. Bizim devlete bakış açımız budur.ˮ
ʹSONUNDA BİR BEDEL ÖDENDİʹ
Dış politikayı da değerlendiren İYİ Parti Lideri ve Cumhurbaşkanı Meral Akşener, iktidara eleştirilerde bulunarak şunları söyledi:
ˮBu abi ʹey ey eyʹ diye gitti. Kapıların arkasına gittiler. ʹEy Amerikaʹ yaptı, ʹey Trumpʹ. Ondan sonra Osmanlı tokadı. Tillerson geldi; 3,5 saat ne koştular belli değil. Bildiğim kadarıyla lisanı yok, tercümansız kuş diliyle anlaştılar. Şeker fabrikaları satışa çıktı. Yani şöyle bir durum olmuş görünüyor; ʹNe vereyim abime, ne vercen abineʹ. Şimdi ama, Hollandaʹya ʹeytʹ, Fransaʹya ʹeytʹ, oraya ʹeytʹ, fakat hep sonunda bir bedel ödendi. Onu da siz ödediniz. Onun için dış politikanın da Cumhuriyet kurulduğunda Atatürkʹün ortaya koyduğu ʹYurtta sulh, cihanda sulhʹ ilkesiyle ve bu ülkenin, bu milletin çıkarları üzerine bina edilmesi gerektiğini biliyoruz ve bunun arkasında duruyoruz. Gittiğim her yerde bir ikinci şikayet. Suriyeʹnin içine elini niye soktun kardeşim? Esad kardeşindi, Esed düşmanın oldu. Sana neydi 4 milyon Suriyeli koptu geldi? Elbette insanlar vatanlarında mutludur. Suriyeli kardeşlerimizi, Suriye ile ilişkileri düzeltip, memleketlerine, vatandaşlarına elbette göndereceğiz. Ve gelecek sene 2019ʹun Ramazanʹında Suriyeli mültecilerle Suriyeʹye gidip, iftar edeceğiz.ˮ
ʹBU YORGUN ŞOFÖRÜ EVİNE YOLLAYACAĞIZʹ
Meral Akşener konuşmasının son bölümünde Türkiyeʹnin yorgun şoför tarafından yönetildiğini ifade ederek şunları kaydetti:
ˮKöprüler yapılıyor. Çok övünüyor ya. Kardeşim o köprüden geçsen 10 lira, geçmesen 100 lira. Sizin cebinizden çıkıyor. Kiracısın sen orada, otomobil geçme garantisi verilmiş. Şehir hastaneleri var. Şu kadar hasta gelecek garantisi verilmiş. Bir tanesi milletin değil, bir tanesi devletin değil. Tamamı yandaş müteahhidin. Bütün bunları gözden geçireceğiz. İmza atmaya gittiğim gün sordum. Kıbrısʹı verdin mi kardeşim? İkide bir İngiltereʹye niye gidiyorsun kardeşim? Ne oluyor kardeşim? Yani hepimize ʹHainʹ dedin. Kendine ʹYerli ve milliʹ dedin. Nasıl bir yerli ve millilik bu? 18 ada gitti. Dışişleri Bakanı dedi ki; ʹBizim zamanımızda değilʹ. Neyin olduğundan haberin yok. Böyle bir dış politika ile bu ülkenin yürütülmesi mümkün değil. Kaldı ki, Türkiye şu anda yorgun ve geveze bir şoför tarafından kullanılan, içinde yolcuları milletimizin olduğu bir otobüs halinde, son gaz gidiyor. İşte 24 Haziranʹda sizinle birlikte Allahʹın izniyle inşallah bu yorgun ve geveze şoförü evine yollayacağız. İkili bir oy sistemi var. Kendimi de size emanet ediyorum. Allah bizi utandırmasın. Sandık başına giderken şu soruyu sorun; ʹTayyip Bey karşısında ikinci turda kimi istemez?ʹ O zaman gereğini yapın. İnşallah, elektriklerimiz kesilmişti, güneş açtı. Yüzünü güneşe dön Çanakkale diyorum.ˮ
İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, mitingin ardından sahneye çağırdığı Çanakkale milletvekili adayları ile poz verdikten sonra, partililerin yoğun sevgi gösterisi arasında alandan ayrıldı.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.