Çanakkale Haber

HABERİNİZ VAR MI? Üçüncü Dünya Savaşı Çıkacak (mış)

SİYASET 24.07.2024 - 12:17, Güncelleme: 24.07.2024 - 12:17 108593+ kez okundu.
 

HABERİNİZ VAR MI? Üçüncü Dünya Savaşı Çıkacak (mış)

"Yurtta Sulh Cihanda Sulh"

Her savaş, en şiddetli depremden daha tehlikelidir. En berbat barış savaştan yeğidir. Paylaştığım resim depremde Antakya’dan. İsrail’in Gazze’ye yaptığı bombardıman sonrası gördüklerimizle depremin yaptığından bir farkı yok. Ancak arada bir fark var. Deprem de herkes yardıma koşarken savaşta  ABD İsrail’i Filistinlileri vatansız bırakmak  ve öldürmesi için destekliyor. Hulusi Akar; "3. Dünya Savaşı bir bakıma başladı. Savaş dediğimiz şey 3 aşamadan oluşur. Şu anda hazırlık safhasındayız" Recep Tayyip Erdoğan; "Doğrusu ben görmüyorum, görmek de istemiyorum. Dünyayı bundan önce savaşa sürükleyen gerekçeleri ve alınmayan önlemleri düşündüğümüzde bugün o hatalara düşmemeye özen göstermenin gerektiği ortadadır. Savaştan çok barışı söylemeli, barışı konuşmalıyız.” Hakan Fidan; “2,5 aktif üye var YPG konusunda problemli olduğumuz. ABD, İngiltere ve biraz da Fransa. Amerika'nın oradaki varlığını devam ettiriyor. Biz her düzlemde bu sıkıntıyı gündeme getiriyoruz. Bunun ittifakın ruhuna aykırı olduğu, Türkiye'nin böyle bir gerçeklikle yaşamayacağı konusunda mümkün olan en üst diplomasiyi yürütüyoruz.” Trump; Biden yeniden seçilirse “Üçüncü Dünya Savaşı çıkar.” İngiliz emekli amirali Alan West  “3’üncü Dünya Savaşı’nın ayak seslerinin duyuluyor.” Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal, "Rusya'yla mücadeleyi kaybedersek 3’üncü Dünya Savaşı çıkabilir." Gördüğünüz gibi dünyada çok ciddi seviyede üçüncü dünya savaşı riski var. Ama siz siz olun dünya savaşı deneyince aklınıza bütün dünyanın savaşa gireceği gelmesin. Üçüncü Dünya Savaşı denilince Avrupa Devletlerinin tamamının veya bir kısmının kendi aralarında ve özellikle de Avrupa kıtası üzerinde savaşa tutuşmasını demek olduğunu unutmayınız. Mesela Rusya’ya ile silahlı çatışmaya kalkışırlarsa üçüncü dünya savaşı başlamış demektir. Avrupa Devletlerinden Almanya, Fransa ve İngiltere’nin dahil olmadığı bir savaşa “üçüncü dünya savaşı” denemez. ABD denilen devlet dünyayı köpeksiz köye döndürmüş değneksiz geziyor. Dünyanın neresinde bir yara var kan akana kadar başlıyor kaşımaya. Ama hepimiz biliyoruz ki dünya üzerinde Almanya, İngiltere, Fransa  ve ABD’nin desteklediği nice savaşlar ve iç kargaşalıklar dünyanın her yerinde sürüp gitmektedir. Yer yüzünde öncelikle kendi çıkarlarını kollayan bu devletler barışında düşmanıdırlar. Afrika’yı karıştıran Fransa iken, Ortadoğu’ya, yani bizim coğrafyamıza huzur vermeyen ülkeler ABD-Almanya-İngiltere ve Fransa’dır. Bugün için bu dörtlünün Ortadoğu’daki maşaları FETÖ, PKK, DEAŞ, İŞİD gibi terör örgütleridir. Bu eşkıyalar topluluğu devletler bizim açımızdan da en tehlikeli dost görünümlü düşman ülkelerdir. Bu eşkıya devletler, beslemeleri FETÖ, PKK/PYD-DEAŞ-IŞİD  terör örgütlerini onlarca yıldır Türk Milletine ve devletine karşı düşmanca kullanmaya devam etmektedir. Irak kuzeyinde fiili gibi görünse de sanal bir Kürt Devletçiği kuran ABD ve Avrupa Devletleri şimdilerde aynı oyunu çok Kuzeyinde oynama gayreti içindedir. Aslında bizim ülkemizin durumu ile ilgili gerçek durumu eski MİT başkanı da olan şimdiki dışişleri bakanı Hakan Fidan kısa ve öz olarak her şeyi çok güzel ifade etmiştir. Çıkmış demiştir ki; ““2,5 aktif üye var YPG konusunda problemli olduğumuz. ABD, İngiltere ve biraz da Fransa.” Ama ne enteresan ki; Başta ABD olmak üzere bu üç ülkeyle göbek bağımız devam etmektedir. Mesela milletin canına ot tıkayan Mehmet Şimşek İngiltere’den çıkmamaktadır. Varsa da İngiltere yoksa da İngiltere demektedir. Fransa derseniz bir bütün olarak bariz şekilde Türk düşmanıdır. Türkiye’ye ve Azerbaycan’a, Kıbrıs Türk Devletine karşı sürdürdüğü düşmanca politik atakları yabana atılır cinsten değildir. Almanya ise içindeki Türk vatandaşları üzerinden Türkiye’nin dengesini bozacak her alçakça girişime ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye’de Türklere ve Kemalizm’e ne kadar düşman şeriatçı örgütler, FETÖ ve PKK militanları varsa Almanya’da yuvalanmıştır. Almanya’nın himayesinde Almanya’dan beslenerek Türkiye’ye ve Türk Milletine düşmanlığa devam etmektedirler. Bu konu dipsiz bir kuyu gibidir. Ama en acı ve en üzücü olanı ise Hulusi Akar’ın açıklamalarıdır. Kendisi bu memlekette Genel Kurmay Başkanlığı, MSB yapmış, 15 Temmuz’a giden süreci, 15 Temmuz’u ve sonrasını fiilen yaşamış bir kişidir. Kendisinin TSK’nın direksiyonunda olduğu süre içerinde Türk Ordusunun binlerce yıllık geleneklerini, 100 yıllık TSK’nın bütün yapısını yerinden oynatılmasında bizzat başrol oynamış ve icracı olarak görev yapmıştır. Hulusi Akar döneminde Askeri Liseler sanki devlete zararlı misyoner okullarıymış gibi hiç acımadan kapılarına kilit vurulmuştur. "3. Dünya Savaşı bir bakıma başladı. Savaş dediğimiz şey 3 aşamadan oluşur. Şu anda hazırlık safhasındayız" diyen ve durum tespitinde bulunan Hulusi Akar, üçüncü dünya savaşının çıkacağını iddia eden Hulusi Akar,;ne yazık ki ordumuzun dünya çapındaki askeri hastanelerinin kapılarına kilit vurulmasına ve askeri hastanelerin ve askeri hekimlerin dağıtılmasına katkı sunmuştur. Madem üçüncü dünya savaşı başlayacak o halde askerimizin askeri hastanelerini açmayı niçin akıl edemiyorsunuz? Değerli okuyucularım sizlere şunu ifade etmek de istiyorum. AKP ve MHP, ılımlı İslam’a sırtını dayamış, Müslüman Türk, Türkiyeli, Türkiye Milleti kimlikli Yeni Türkiye’yi kurmak için yeni bir anayasaya ihtiyaç duymaktadır. Yıllardır bu eksende de toplumu ve devleti organize etmeye çalışmaktadırlar. Oy çokluğuna dayanan demokrasinin nimetlerinden de yararlanarak %50’nin üstünde bir oyla Yeni Anayasayı halka kabul ettirme hazırlıkları sürüp gitmektedir. AKP ve MHP ikilisinin en büyük destekçisi emin olunuz ki DEM partidir. Türksüz ve Atatürksüz yeni bir anayasayı, kendi ideolojileri ve siyasal hedefleri açısından kazanılmış bir mevzii kabul eden etnik ayrılıkçı Kürtçülük hareketi sahipleri, diyalektik olarak MHP ile hararetli tartışmalara girer gibi görünseler AKP ile de yeni anayasayı kaleme alacaklarından emin olabilirsiniz. DEM partisi adına yeni anayasanın katipliğini, genel başkanı olduğu devlet kuran CHP’nin kurucu  ideolojisini anlamamış, algılayamamış Özgür Özel, bizzat yapacaktır.  Dolayısı ile makyavelist bir anlayışa sahip  Özgür Özel’den bu saatten sonra Kemalist bir anlayış beklentisine girmek hayal kırıklıklarına sebep olur. Gerek siyasal iktidar sahiplerince ve gerekse muhalefet partilerinin çoğunun işbirliğinde milli birlik ve beraberlik büyük bir hızla erozyona ve deformasyona uğratılmaktadır. Türkleri, Müslüman olan olmayan olarak ayrıştırılmaya çalışılırken, etnik ayrılıkçı Kürtçülük körüklenmekte, CHP ve diğer TİP gibi neoliberal sol partilerin DEM isteklerine, etnik ayılıklara kapı açan siyasal atraksiyonları anlamlı şekil de hızlanmaktadır. Ne yazık ki ülkemizin gidişatı iyi değildir. Siyaseten eli kolu bağlı olan devletimiz, tüm bu yaşananları bizim gibi kenardan izlemekte, yargımız; devlete, laikliğe ve milli birlik ve beraberliğe yönelik yapılıp edilenleri sessizce izlemektedir. Sonuç olarak eğer dünyada bir üçüncü dünya savaşı patlak verirse biliniz ki en ufacık bir kıvılcım ülkemizi yangın yerine çevirebilir. ABD beslemesi DEAŞ’ın İsrail’e destek çıkıp Hamas’ı düşman ilan etmesi, radikal bir kişilik olan Trump’ın yeniden ABD’nin başına başkan olarak seçilmesi durumunda dünya savaşı öncelikle İsrail-Filistin meselesi bahanesiyle bizim coğrafyamızda başlatılacak PKK,FETÖ,DEAŞ ve diğer yapılar kimi siyasi partilerin destek ve himayesinde Türkiye içeriden ve dışarıdan savaşa sokulabilecektir. Bunu önlemenin yolu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin acilen kuruluş esasları çerçevesinde kurumsallığına  yeniden  ve acilen kavuşturulması, devletin, aklını kullanarak tüm kolluk kuvvetlerini, istihbaratını, milli güç unsurlarını ve kurumlarını tehlikelerin üstüne yönlendirmesi ve çok çok acilen önleyici tedbirleri almasıdır. Bunun başka çıkar yolu da yoktur. Öneri ve isteklerimin karşılanması mümkün müdür? Adım gibi eminim ki mümkün değildir. Çünkü Türkiye’deki siyasal mücadele varmış gibi görünse de iktidarı ile muhalefeti ile hemen hemen bütün partiler yanlış istikametin yolcusudur. Yolları Atatürk’ün çizdiği v gösterdiği yol değildir. Atatürk Büyük Nutkunun sonuna boşu boşuna Gençliğe Hitabesini koymamış. Türk Milletinin başına gelecekleri daha Türk devletini kurarken tahmin etmiş. “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”
"Yurtta Sulh Cihanda Sulh"

Her savaş, en şiddetli depremden daha tehlikelidir.

En berbat barış savaştan yeğidir.

Paylaştığım resim depremde Antakya’dan.

İsrail’in Gazze’ye yaptığı bombardıman sonrası gördüklerimizle depremin yaptığından bir farkı yok.

Ancak arada bir fark var. Deprem de herkes yardıma koşarken savaşta  ABD İsrail’i Filistinlileri vatansız bırakmak  ve öldürmesi için destekliyor.

Hulusi Akar;

"3. Dünya Savaşı bir bakıma başladı. Savaş dediğimiz şey 3 aşamadan oluşur. Şu anda hazırlık safhasındayız"

Recep Tayyip Erdoğan;

"Doğrusu ben görmüyorum, görmek de istemiyorum. Dünyayı bundan önce savaşa sürükleyen gerekçeleri ve alınmayan önlemleri düşündüğümüzde bugün o hatalara düşmemeye özen göstermenin gerektiği ortadadır. Savaştan çok barışı söylemeli, barışı konuşmalıyız.”

Hakan Fidan;

“2,5 aktif üye var YPG konusunda problemli olduğumuz. ABD, İngiltere ve biraz da Fransa. Amerika'nın oradaki varlığını devam ettiriyor. Biz her düzlemde bu sıkıntıyı gündeme getiriyoruz. Bunun ittifakın ruhuna aykırı olduğu, Türkiye'nin böyle bir gerçeklikle yaşamayacağı konusunda mümkün olan en üst diplomasiyi yürütüyoruz.”

Trump;

Biden yeniden seçilirse “Üçüncü Dünya Savaşı çıkar.”

İngiliz emekli amirali Alan West  “3’üncü Dünya Savaşı’nın ayak seslerinin duyuluyor.”

Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal, "Rusya'yla mücadeleyi kaybedersek 3’üncü Dünya Savaşı çıkabilir."

Gördüğünüz gibi dünyada çok ciddi seviyede üçüncü dünya savaşı riski var.

Ama siz siz olun dünya savaşı deneyince aklınıza bütün dünyanın savaşa gireceği gelmesin.

Üçüncü Dünya Savaşı denilince Avrupa Devletlerinin tamamının veya bir kısmının kendi aralarında ve özellikle de Avrupa kıtası üzerinde savaşa tutuşmasını demek olduğunu unutmayınız. Mesela Rusya’ya ile silahlı çatışmaya kalkışırlarsa üçüncü dünya savaşı başlamış demektir.

Avrupa Devletlerinden Almanya, Fransa ve İngiltere’nin dahil olmadığı bir savaşa “üçüncü dünya savaşı” denemez.

ABD denilen devlet dünyayı köpeksiz köye döndürmüş değneksiz geziyor. Dünyanın neresinde bir yara var kan akana kadar başlıyor kaşımaya.

Ama hepimiz biliyoruz ki dünya üzerinde Almanya, İngiltere, Fransa  ve ABD’nin desteklediği nice savaşlar ve iç kargaşalıklar dünyanın her yerinde sürüp gitmektedir. Yer yüzünde öncelikle kendi çıkarlarını kollayan bu devletler barışında düşmanıdırlar.

Afrika’yı karıştıran Fransa iken, Ortadoğu’ya, yani bizim coğrafyamıza huzur vermeyen ülkeler ABD-Almanya-İngiltere ve Fransa’dır.

Bugün için bu dörtlünün Ortadoğu’daki maşaları FETÖ, PKK, DEAŞ, İŞİD gibi terör örgütleridir.

Bu eşkıyalar topluluğu devletler bizim açımızdan da en tehlikeli dost görünümlü düşman ülkelerdir. Bu eşkıya devletler, beslemeleri FETÖ, PKK/PYD-DEAŞ-IŞİD  terör örgütlerini onlarca yıldır Türk Milletine ve devletine karşı düşmanca kullanmaya devam etmektedir.

Irak kuzeyinde fiili gibi görünse de sanal bir Kürt Devletçiği kuran ABD ve Avrupa Devletleri şimdilerde aynı oyunu çok Kuzeyinde oynama gayreti içindedir.

Aslında bizim ülkemizin durumu ile ilgili gerçek durumu eski MİT başkanı da olan şimdiki dışişleri bakanı Hakan Fidan kısa ve öz olarak her şeyi çok güzel ifade etmiştir. Çıkmış demiştir ki;

““2,5 aktif üye var YPG konusunda problemli olduğumuz. ABD, İngiltere ve biraz da Fransa.”

Ama ne enteresan ki; Başta ABD olmak üzere bu üç ülkeyle göbek bağımız devam etmektedir. Mesela milletin canına ot tıkayan Mehmet Şimşek İngiltere’den çıkmamaktadır. Varsa da İngiltere yoksa da İngiltere demektedir.

Fransa derseniz bir bütün olarak bariz şekilde Türk düşmanıdır. Türkiye’ye ve Azerbaycan’a, Kıbrıs Türk Devletine karşı sürdürdüğü düşmanca politik atakları yabana atılır cinsten değildir.

Almanya ise içindeki Türk vatandaşları üzerinden Türkiye’nin dengesini bozacak her alçakça girişime ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye’de Türklere ve Kemalizm’e ne kadar düşman şeriatçı örgütler, FETÖ ve PKK militanları varsa Almanya’da yuvalanmıştır. Almanya’nın himayesinde Almanya’dan beslenerek Türkiye’ye ve Türk Milletine düşmanlığa devam etmektedirler.

Bu konu dipsiz bir kuyu gibidir.

Ama en acı ve en üzücü olanı ise Hulusi Akar’ın açıklamalarıdır.

Kendisi bu memlekette Genel Kurmay Başkanlığı, MSB yapmış, 15 Temmuz’a giden süreci, 15 Temmuz’u ve sonrasını fiilen yaşamış bir kişidir. Kendisinin TSK’nın direksiyonunda olduğu süre içerinde Türk Ordusunun binlerce yıllık geleneklerini, 100 yıllık TSK’nın bütün yapısını yerinden oynatılmasında bizzat başrol oynamış ve icracı olarak görev yapmıştır.

Hulusi Akar döneminde Askeri Liseler sanki devlete zararlı misyoner okullarıymış gibi hiç acımadan kapılarına kilit vurulmuştur.

"3. Dünya Savaşı bir bakıma başladı. Savaş dediğimiz şey 3 aşamadan oluşur. Şu anda hazırlık safhasındayız" diyen ve durum tespitinde bulunan Hulusi Akar, üçüncü dünya savaşının çıkacağını iddia eden Hulusi Akar,;ne yazık ki ordumuzun dünya çapındaki askeri hastanelerinin kapılarına kilit vurulmasına ve askeri hastanelerin ve askeri hekimlerin dağıtılmasına katkı sunmuştur. Madem üçüncü dünya savaşı başlayacak o halde askerimizin askeri hastanelerini açmayı niçin akıl edemiyorsunuz?

Değerli okuyucularım sizlere şunu ifade etmek de istiyorum.

AKP ve MHP, ılımlı İslam’a sırtını dayamış, Müslüman Türk, Türkiyeli, Türkiye Milleti kimlikli Yeni Türkiye’yi kurmak için yeni bir anayasaya ihtiyaç duymaktadır. Yıllardır bu eksende de toplumu ve devleti organize etmeye çalışmaktadırlar.

Oy çokluğuna dayanan demokrasinin nimetlerinden de yararlanarak %50’nin üstünde bir oyla Yeni Anayasayı halka kabul ettirme hazırlıkları sürüp gitmektedir. AKP ve MHP ikilisinin en büyük destekçisi emin olunuz ki DEM partidir.

Türksüz ve Atatürksüz yeni bir anayasayı, kendi ideolojileri ve siyasal hedefleri açısından kazanılmış bir mevzii kabul eden etnik ayrılıkçı Kürtçülük hareketi sahipleri, diyalektik olarak MHP ile hararetli tartışmalara girer gibi görünseler AKP ile de yeni anayasayı kaleme alacaklarından emin olabilirsiniz.

DEM partisi adına yeni anayasanın katipliğini, genel başkanı olduğu devlet kuran CHP’nin kurucu  ideolojisini anlamamış, algılayamamış Özgür Özel, bizzat yapacaktır.

 Dolayısı ile makyavelist bir anlayışa sahip  Özgür Özel’den bu saatten sonra Kemalist bir anlayış beklentisine girmek hayal kırıklıklarına sebep olur.

Gerek siyasal iktidar sahiplerince ve gerekse muhalefet partilerinin çoğunun işbirliğinde milli birlik ve beraberlik büyük bir hızla erozyona ve deformasyona uğratılmaktadır. Türkleri, Müslüman olan olmayan olarak ayrıştırılmaya çalışılırken, etnik ayrılıkçı Kürtçülük körüklenmekte, CHP ve diğer TİP gibi neoliberal sol partilerin DEM isteklerine, etnik ayılıklara kapı açan siyasal atraksiyonları anlamlı şekil de hızlanmaktadır.

Ne yazık ki ülkemizin gidişatı iyi değildir.

Siyaseten eli kolu bağlı olan devletimiz, tüm bu yaşananları bizim gibi kenardan izlemekte, yargımız; devlete, laikliğe ve milli birlik ve beraberliğe yönelik yapılıp edilenleri sessizce izlemektedir.

Sonuç olarak eğer dünyada bir üçüncü dünya savaşı patlak verirse biliniz ki en ufacık bir kıvılcım ülkemizi yangın yerine çevirebilir.

ABD beslemesi DEAŞ’ın İsrail’e destek çıkıp Hamas’ı düşman ilan etmesi, radikal bir kişilik olan Trump’ın yeniden ABD’nin başına başkan olarak seçilmesi durumunda dünya savaşı öncelikle İsrail-Filistin meselesi bahanesiyle bizim coğrafyamızda başlatılacak PKK,FETÖ,DEAŞ ve diğer yapılar kimi siyasi partilerin destek ve himayesinde Türkiye içeriden ve dışarıdan savaşa sokulabilecektir.

Bunu önlemenin yolu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin acilen kuruluş esasları çerçevesinde kurumsallığına  yeniden  ve acilen kavuşturulması, devletin, aklını kullanarak tüm kolluk kuvvetlerini, istihbaratını, milli güç unsurlarını ve kurumlarını tehlikelerin üstüne yönlendirmesi ve çok çok acilen önleyici tedbirleri almasıdır.

Bunun başka çıkar yolu da yoktur.

Öneri ve isteklerimin karşılanması mümkün müdür?

Adım gibi eminim ki mümkün değildir.

Çünkü Türkiye’deki siyasal mücadele varmış gibi görünse de iktidarı ile muhalefeti ile hemen hemen bütün partiler yanlış istikametin yolcusudur. Yolları Atatürk’ün çizdiği v gösterdiği yol değildir.

Atatürk Büyük Nutkunun sonuna boşu boşuna Gençliğe Hitabesini koymamış. Türk Milletinin başına gelecekleri daha Türk devletini kurarken tahmin etmiş.

“Yurtta Sulh Cihanda Sulh”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.