Çanakkale Haber

DURUM-YORUM : Avrupa’da Yükselen Aşırı Milliyetçilik Dalgası Türkiye’de Neden Yükselişe Geçmiyor?

GÜNCEL 11.06.2024 - 00:09, Güncelleme: 12.06.2024 - 08:10 47052+ kez okundu.
 

DURUM-YORUM : Avrupa’da Yükselen Aşırı Milliyetçilik Dalgası Türkiye’de Neden Yükselişe Geçmiyor?

"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"

Siyasal alanda Türkiye’de Türk Milliyetçiliği Avrupa’da oldu gibi neden yükselişe geçemediği akıllara takılan en önemli soru olarak gündeme gelmeye başladı. Aslında Türkiye’de  Türk Milliyetçiliği haricindeki  bazı mikro etnik milliyetçilikler hızla yayılıyor ve anormal derecede de yükselişe geçmeye başladı. Türkiye’de yükselen etnik milliyetçilik Türklerden ziyade daha çok ayrılıkçı etnik Kürt milliyetçileri arasında hızla yükselişini sürdürüyor. ABD ve AB devletleridir baktığı, büyüttüğü ve eğittiği ayrılıkçı etnik Kürtçüler gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında Türklere ve Türkiye’ye karşı düşmanca tutum sergilemekten asla geri durmuyorlar. Türk dünyasındaki Türkler arasında aşırı milliyetçiliğin yükselmemesinin ana nedeni; Türklerin tarihlerinde ve genetik kodlarında ırkçılık kültürünün olmamasından kaynaklanmaktadır. Ancak hal böyle olsa da Türkiye’de Türk Milliyetçiliğinin yükselememesinin en büyük sebebi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyaseten ortalıkta “Türk Milliyetçisiyim” diye gezinenleri teker teker yanına çekerek, onların Türk Milliyetçi yanını anlayacakları dilde törpülemiştir. Bunun en bariz örneği MHP’dir. Devlet Bahçeli MHP’nin başına geçtiği andan itibaren istediği kadar yağıp gürleyerek Türkleri galeyana getiriyormuş gibi yapsa da derinden ve inceden inceye MHP içerindeki Türk Milliyetçiliği damarını susturmayı başarmış, gerekirse partiden uzaklaştırma yolunu da seçerek MHP’yi Türksüz Türk Milliyetçisi haline getirmiştir. Bahçeli MHP’si görünürde Türk Milliyetçisidir. Ancak Türkiye de Türk Milliyetçiliğini örseleyen ve susturan en önemli aktör ve siyasi partidir. Bugün için Bahçeli ve  yakın arkadaşları çeşitli nedenlerle AKP’nin en büyük destekçisi ve Türk Milliyetçilerini ekarte etme kılavuzu gibi görüntü vermektedirler. Bahçeli bile Türkiye Millet dememiş miydi? BBP ve Genel Başkanı derseniz onlar da Bahçeli’nin  ve MHP’nin bir başka versiyonu olarak AKP’nin  Türk Milliyetçilerini durduran el frenidir. AKP ve Erdoğan karşıtları olarak tanıdığımız farklı türden bir çok şahsiyet birer ikişer AKP saflarına katılarak etkisizleşmişlerdir. Bunların yaptıkları tek şey, Cumhurbaşkanının ağzının içine bakmaktır. MHP ve BBP’ye alternatif olarak kurulan Akşener’in liderliğindeki İYİ Parti, meğerse Akşener tarafından AKP’nin kara günleri için kurulmuş gibidir. İyi niyetli ve vatan sever İYİ Partileri tenzih ederek yazıyorum ki; AKP lehine büyük oyu kurucu meğerse Meral Akşener’miş de hepimiz uyumuşuz. Zafer Partisi şimdilik en baba Türk Milliyetçisi gibi görünse de onunda Sinan Oğan’ı cumhurbaşkanı adayı gösterme vukuatı vardır. Sinan Oğan gibi bir figürü, bir anda değişe bilecek bir siyasetçiyi umut olarak, üçüncü bir seçenek olarak ortaya koyan Ümit Özdağ’ın güvenilirliği de şahsen benim bakış açımdan soru işaretlidir. Son zamanlarda Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la siyasal flörte girmesi de her halde bana göre Türk Milliyetçiliğine yönelik en önemli altın vuruştur. Meral Akşener’in kendisine yönelik günlerdir sürüp giden eleştirilere rağmen sessizliğe gömülmesi, bir yerde de ikrar olarak da kabul edilemez mi? Ama eminim ki yakında TBMM civarında açacağı ifade edilen yeni ofisine yerleştikten ve kendini tam olarak hazırladıktan sonra, hakkında yazılıp çizilenlere, söylenenlere yönelik bağıra çağıra kendince sert açıklamalar yapacaktır .Sağa sola hodri meydan diyecek, kendi hakkında söz söyleyenleri iftiracılıkla da suçlayabilecektir. Olasılıkla çıkarları gereği Meral Akşener’in eteğine yapışan kimi siyasetçiler  Akşener’le birlikte eskiden  Türk milliyetçi geçinen siyasilerin yaptığı gibi AKP’nin en büyük destekçisi olacaklardır. İşte yukarıdaki nedenlerden ötürü Türkiye’de Avrupa’dakine benzer sağ tandansta Türk Milliyetçi seçmen çıkışı görülmemekte, ortaya çıkmasına da AKP iradesi kararlılıkla karşı çıkmaktadır. Ama Türkiye’de olan bir başa bir şey vardır ki bu durum Türk Milleti için en büyük tehlikedir. Türkiye henüz Avrupa’dakine benzer bir laiklik anlayışını tam olarak yerleştiremediği, geliştiremediği için laik rejimini tehlikeye atacak, adına “anti laik siyasal İslamcılık milliyetçiliği” diyebileceğimiz akımların Türkiye’nin her yerinde örgütlenmiş, memleketin her yerine yayılmış durumdadırlar. Türkiye  gerçekliğinde  varlığını güçlendirerek sürdüren  “anti laik siyasal İslamcılık milliyetçiliği” bir iç kargaşa anında kolayca Afganlısı, Suriyelisi, Afrikalısı Pakistanlısı PKK ile koordineli olarak, kol kola girecek bir anda Suriye’dekine benzer IŞİD’ci eylemler de  başlayabilir. Suriye’de Alevilik-Sünnilik vs. üzerinden sürdürülen kaotik ortam Türkiye’de laik ve Atatürkçü/Kemalist karşıtlığı üzerinden gerçekleşebilir. Bu olasılık zor bir olasılık gibi görülse de imkânsız da değildir. CHP’ye gelince; CHP içerinde var olduğunu düşündüğüm DEM ve neoliberaller ve neoliberal solcu kesim “yetmez ama evet “demekten çekinmeyen diaspora AKP’nin yeni anayasa önerisine balıklama atlayacak ve gerekli desteği verecektir. Türk Ulusalcıları ve milliyetçileri kendini avutmasın. Kim ne derse desin, yeni bir anayasa ile yeni bir Türkiye kurulacaktır. Peki çare nedir? Çare; yüreğinde, vicdanında ve aklında Türklük şuuru olan, laikliğe ve Atatürkçü düşünceye inanmış her partiden Türk Milletinin halis evlatlarının devlete ve millete NUTUK çerçevesinde sahip çıkmasıdır.  Şimdilik başka bir seçenek de yoktur.  
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"

Siyasal alanda Türkiye’de Türk Milliyetçiliği Avrupa’da oldu gibi neden yükselişe geçemediği akıllara takılan en önemli soru olarak gündeme gelmeye başladı.

Aslında Türkiye’de  Türk Milliyetçiliği haricindeki  bazı mikro etnik milliyetçilikler hızla yayılıyor ve anormal derecede de yükselişe geçmeye başladı.

Türkiye’de yükselen etnik milliyetçilik Türklerden ziyade daha çok ayrılıkçı etnik Kürt milliyetçileri arasında hızla yükselişini sürdürüyor.

ABD ve AB devletleridir baktığı, büyüttüğü ve eğittiği ayrılıkçı etnik Kürtçüler gerek yurt içinde ve gerekse yurt dışında Türklere ve Türkiye’ye karşı düşmanca tutum sergilemekten asla geri durmuyorlar.

Türk dünyasındaki Türkler arasında aşırı milliyetçiliğin yükselmemesinin ana nedeni; Türklerin tarihlerinde ve genetik kodlarında ırkçılık kültürünün olmamasından kaynaklanmaktadır.

Ancak hal böyle olsa da Türkiye’de Türk Milliyetçiliğinin yükselememesinin en büyük sebebi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, siyaseten ortalıkta “Türk Milliyetçisiyim” diye gezinenleri teker teker yanına çekerek, onların Türk Milliyetçi yanını anlayacakları dilde törpülemiştir.

Bunun en bariz örneği MHP’dir.

Devlet Bahçeli MHP’nin başına geçtiği andan itibaren istediği kadar yağıp gürleyerek Türkleri galeyana getiriyormuş gibi yapsa da derinden ve inceden inceye MHP içerindeki Türk Milliyetçiliği damarını susturmayı başarmış, gerekirse partiden uzaklaştırma yolunu da seçerek MHP’yi Türksüz Türk Milliyetçisi haline getirmiştir.

Bahçeli MHP’si görünürde Türk Milliyetçisidir. Ancak Türkiye de Türk Milliyetçiliğini örseleyen ve susturan en önemli aktör ve siyasi partidir.

Bugün için Bahçeli ve  yakın arkadaşları çeşitli nedenlerle AKP’nin en büyük destekçisi ve Türk Milliyetçilerini ekarte etme kılavuzu gibi görüntü vermektedirler. Bahçeli bile Türkiye Millet dememiş miydi?

BBP ve Genel Başkanı derseniz onlar da Bahçeli’nin  ve MHP’nin bir başka versiyonu olarak AKP’nin  Türk Milliyetçilerini durduran el frenidir.

AKP ve Erdoğan karşıtları olarak tanıdığımız farklı türden bir çok şahsiyet birer ikişer AKP saflarına katılarak etkisizleşmişlerdir. Bunların yaptıkları tek şey, Cumhurbaşkanının ağzının içine bakmaktır.

MHP ve BBP’ye alternatif olarak kurulan Akşener’in liderliğindeki İYİ Parti, meğerse Akşener tarafından AKP’nin kara günleri için kurulmuş gibidir.

İyi niyetli ve vatan sever İYİ Partileri tenzih ederek yazıyorum ki; AKP lehine büyük oyu kurucu meğerse Meral Akşener’miş de hepimiz uyumuşuz.

Zafer Partisi şimdilik en baba Türk Milliyetçisi gibi görünse de onunda Sinan Oğan’ı cumhurbaşkanı adayı gösterme vukuatı vardır.

Sinan Oğan gibi bir figürü, bir anda değişe bilecek bir siyasetçiyi umut olarak, üçüncü bir seçenek olarak ortaya koyan Ümit Özdağ’ın güvenilirliği de şahsen benim bakış açımdan soru işaretlidir.

Son zamanlarda Meral Akşener’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la siyasal flörte girmesi de her halde bana göre Türk Milliyetçiliğine yönelik en önemli altın vuruştur.

Meral Akşener’in kendisine yönelik günlerdir sürüp giden eleştirilere rağmen sessizliğe gömülmesi, bir yerde de ikrar olarak da kabul edilemez mi?

Ama eminim ki yakında TBMM civarında açacağı ifade edilen yeni ofisine yerleştikten ve kendini tam olarak hazırladıktan sonra, hakkında yazılıp çizilenlere, söylenenlere yönelik bağıra çağıra kendince sert açıklamalar yapacaktır .Sağa sola hodri meydan diyecek, kendi hakkında söz söyleyenleri iftiracılıkla da suçlayabilecektir.

Olasılıkla çıkarları gereği Meral Akşener’in eteğine yapışan kimi siyasetçiler  Akşener’le birlikte eskiden  Türk milliyetçi geçinen siyasilerin yaptığı gibi AKP’nin en büyük destekçisi olacaklardır.

İşte yukarıdaki nedenlerden ötürü Türkiye’de Avrupa’dakine benzer sağ tandansta Türk Milliyetçi seçmen çıkışı görülmemekte, ortaya çıkmasına da AKP iradesi kararlılıkla karşı çıkmaktadır.

Ama Türkiye’de olan bir başa bir şey vardır ki bu durum Türk Milleti için en büyük tehlikedir.

Türkiye henüz Avrupa’dakine benzer bir laiklik anlayışını tam olarak yerleştiremediği, geliştiremediği için laik rejimini tehlikeye atacak, adına “anti laik siyasal İslamcılık milliyetçiliği” diyebileceğimiz akımların Türkiye’nin her yerinde örgütlenmiş, memleketin her yerine yayılmış durumdadırlar.

Türkiye  gerçekliğinde  varlığını güçlendirerek sürdüren  “anti laik siyasal İslamcılık milliyetçiliği” bir iç kargaşa anında kolayca Afganlısı, Suriyelisi, Afrikalısı Pakistanlısı PKK ile koordineli olarak, kol kola girecek bir anda Suriye’dekine benzer IŞİD’ci eylemler de  başlayabilir. Suriye’de Alevilik-Sünnilik vs. üzerinden sürdürülen kaotik ortam Türkiye’de laik ve Atatürkçü/Kemalist karşıtlığı üzerinden gerçekleşebilir.

Bu olasılık zor bir olasılık gibi görülse de imkânsız da değildir.

CHP’ye gelince; CHP içerinde var olduğunu düşündüğüm DEM ve neoliberaller ve neoliberal solcu kesim “yetmez ama evet “demekten çekinmeyen diaspora AKP’nin yeni anayasa önerisine balıklama atlayacak ve gerekli desteği verecektir.

Türk Ulusalcıları ve milliyetçileri kendini avutmasın. Kim ne derse desin, yeni bir anayasa ile yeni bir Türkiye kurulacaktır.

Peki çare nedir?

Çare; yüreğinde, vicdanında ve aklında Türklük şuuru olan, laikliğe ve Atatürkçü düşünceye inanmış her partiden Türk Milletinin halis evlatlarının devlete ve millete NUTUK çerçevesinde sahip çıkmasıdır. 

Şimdilik başka bir seçenek de yoktur.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.